Namazını camide kılma aşkı...

A -
A +
“Hacı Şükrü Amca'nın, camiye ve cemaate gitmek arzusu neredeyse aşk derecesindeydi...”
 
 
Samsunlu Hacı Şükrü Amca’yı ve hizmetlerini anlatmaya bugün de devam ediyoruz...
Sohbette, Hüseyin Hilmi Efendi, Osman Bedrettin Hazretlerini anlatırken “Evliyanın büyüklerindendir, kabri Harput’tadır” buyurur ve hem Harput hakkında hem o mübarek zat hakkında detaylı malûmat verirler “O da Mevlânâ Hâlid Efendimizin talebelerindendir. Yolumuz aynıdır” buyururlar.
Sonra devamla; “Osmân Bedreddîn efendinin bir oğlu vardı efendim, Nûreddîn isminde. Ankara'da Devlet Demir Yolları'nda çalışıyordu. Ben ona, mübarek peder-i âlilerini çok sevdiğimize dair bir mektup gönderdim. Birkaç ay sonra buraya geldi, bana sarıldı. Uzunca müddet sohbet ettik” buyurdular.
Şükrü Amca bu tatlı ve keyifli sohbetten sonra müsaade isteyip ayrılırken yolda “Bu zat, büyük bir âlim ve velîlerdendir. Benim Harput'la alâkamı, Osmân Bedreddîn Efendi'ye olan bağlılığımı nereden bildi?” diyerek tüm tereddütleri sona erer...
Sadece soyadının “Yazıcı” olması sebebiyle değil; harita teknisyeni olmasından dolayı çok düzgün ve okunaklı, bir yazı stiline sahiptir. Bunlardan çıkardığı notları, birkaç dosya olmuştur. Ayrıca okurken rastlamış olduğu duaları özel bir deftere teker teker yazmış, kıymetli zamanlarda ve Ramazan-ı şerifte; özellikle de iftardan önceleri sürekli okumayı âdet hâline getirmiştir.
Bir dönem Samsun İlahiyat Fakültesi Hocalarından Prof. Dr. Ramazan Ayvallı Bey'le tanıştığında aslına uygun öğrenebilmek için uzun yollar yürüyerek gidip duaları tek tek orijinaline göre düzeltmiş ve yeniden yazarak, kıymetli bir hatırat bırakmıştır.
Hacı Şükrü Amca'nın, camiye ve cemaate gitmek arzusu neredeyse aşk derecesindeydi. Samsun'da Kale Mahallesinde Kuyumcular Mescidi, evine en yakın mahalle camisiydi. İstisnalar hariç beş vakit namazını camide kılmaya özel çaba sarf ederdi. Bir tek şartı itikadı ve kıraati düzgün bir hoca efendi ardında kılabilmek arzusuyla... Bunu bulamazsa çok sevdiği mahalle mescidini bırakır, daha uzakta Selçuklulardan kalma olan Büyük Cami'ye giderdi. Cuma, bayram namazları için mutlaka Saathane Meydanı'ndaki bu Büyük Cami'ye gider "Bu namazların hakkı Büyük Cami'dir" derdi. Bazı seneler, ramazanlarda hatimle teravih kıldıran Pazar Camii'ne devam ederdi. Yine İstanbul İhlas Marmara Evleri Camii imamı Abdülkadir Hoca Efendinin arkasında kıldığı namazları da özellikle zikretmiştir... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.