Ah nasıl inanmıştım nasıl?

A -
A +
“Onu evime gelmiş görünce öfkeden titremeye başladım... Dayanamayıp haykırdım!..”   Hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum... Yüz geri dönüp geldik... Tabii bütün neşemiz kayboldu... Huzurumuz bozuldu. Kimsenin yüzüne bakamıyorduk. Kızım da yemeden içmeden kesilmişti. Hiç yüzü gülmüyordu... Bu olayın üzerinden iki ay geçmişti. Kızım bir gün akşam "Baba o aradı" deyince, kan beynime sıçradı. "Ne yüzle bu adam beni arıyor!" diye bağırdım. Fakat kızım boynunu büktü: “Hatasını anlamış gelip özür dileyecekmiş.” “Peki sen ne dedin?” “Ne diyeyim baba, sen ne dersen o olur.” Kızım böyle söylüyordu ama bir taraftan da gözümün içine bakıyordu. Abdest için lavaboya gitmiştim. Eşim kulağıma fısıldadı "Kız içeride ağlıyor, ne olur babam onu affetsin diye yalvarıyor" dedi. Dayanamadım “iyi öyleyse” dedim. Ertesi gün akşam baktım ki o adam benden önce gelip kendi evi gibi başköşeye kurulmuştu. Onu öyle görünce vücudum öfkeden titremeye başladı... Dayanamayıp haykırdım: -Ne yüzle geldin benim evime sen! Ayağa kalkıp, boynunu bükerek "sizden özür dilemeye geldim efendim" dedi... En iyi aktöre taş çıkartacak derecede rol yapıyordu... Ama bir kere kızımın aklını başından almıştı... Bu sebeple kızımdan da adamakıllı soğumuştum... Bir an önce bu işin bitmesini istiyordum... O günden sonra tekrar ziyaretler telefonlar sıklaşmış, yeniden kendini bize kabul ettirmeyi başarmıştı. Kızıma olan sevgi ve merhametim günden güne yeniden artıyordu... Tek arzum, onun mutlu olmasıydı... Yeniden nişan yapıldı. Yüzükler takıldı ve nikâh için gün alındı... Bu arada damadın nüfus kâğıdına bir göz attım ki damat ne otuzu, otuz yedi yaşında… Ama artık umurumda değildi. Çünkü kızım ısrar ediyordu onu istiyordu... Düğün günü yaklaştığında damat bankadan kredi çekeceğini ama "faizi çok fazla, ne yapsak?” dediğinde yine olanca iyi niyetimle, “bak oğlum bu bizim biricik evladımız. Onun düğününe elbette yardım edeceğim. Arabayı satacağım, sana ne kadar lazımsa ondan veririm, elin genişleyince ödersin” dedim. Çok sevindi kalkıp elimi öptü. Kızım da çok mutlu olmuştu... Tabii bunları kızımın mutluluğu için yapıyordum gerçekten… Arabayı satışa çıkarıp sattım. Damladın düğün masrafı diyerek istediği parayı kendisine verdim. Kalan parayı ne yapacaktım, onu da yine kızım için harcayacaktım. Bu arada damat, “kızınızın ikinci evliliği olduğunu kimseye bildirmemek için şatafatlı bir düğün yapacağız” diyordu. Nasıl inanmıştım ah nasıl? DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.