Bir kalbe iki sevgi sığmaz

A -
A +
“Hocam kırk yıl nasıl bekledin hiç mi sevdiğin seveceğin bir erkek karşına çıkmadı?”
 
 
Cemal’in getirdiği evlilik davetiyesi üzerine şahit olduklarımı anlatmaya bugün de devam ediyorum...
“Cemal bir an sustu. Belli ki rahmetli olan annesi aklına gelmişti. Gözleriyle sanki annesini arıyor görüyor gibiydi.
-Merakla dinliyorum anlatacaklarını… Lütfiye Hoca ile tekrar karşılaşmaları nasıl oldu. Lütfiye Hoca da hiç evlenmemiş mi?
-Ne evlenmesi kardeşim… Lütfiye Hoca babamdan darbeyi yiyince erkeklere güvenini kaybetmiş. Evlenmeye tövbe etmiş. Emekli olmuş ama köyü de terk edememiş. Bizim köye yerleşmiş. Anılarla dolu köyden Eskişehir'den ayrılamamış. Babam köye dönünce de şaşırmış kalmış. Bu karşılaşma yıllanmış aşkın yeşermesine neden olmuş. Biraz nazlanılsa da sevgisine daha fazla direnememiş ve babam ile evlenmeyi kabul etmiş. Olay bundan ibaret kardeşim.
-Lütfiye Hoca'nın duygularına düşüncelerine ve de aşkına saygı duymamak mümkün değildi. Lütfiye Hoca aslında aşkın destanını yazmıştı. Hem de babamın aşkına sahip çıkamamasına rağmen… Ben de bu yaşananları duyunca öğrenince gereğini yaptım babamı Lütfiye Hoca ile evlendirmeye karar verdim... Lütfiye Hoca çok tatlı şeker gibi bir ninecik olmuş… Ondan daha kibar kültürlü anlayışlı bir "cici anne" bulamazdım herhâlde...
Kadere bakın siz… Selahattin Amca ile Lütfiye Hoca tam kırk yıl sonra güzel bir kır düğünü ile evlendiler. Lütfiye Hoca altmış beşinde gelinlik giydi. Selahattin Amca beyaz saçlı prens gibi beyaz gelinliği içindeki pamuk prensesi Lütfiye Hocanın kolunda biraz mahcup şekilde gözlerinin içi gülüyordu…
Daha sonraki günlerde sık sık ziyaretlerine gittim. Selahattin Amca ile Lütfiye Hocanın mutluluklarına gıpta etmemek mümkün değildi. Kırk yıl sonra gelen mutluluğun tadını çıkarıyorlardı. Lütfiye Hocaya “kırk yıl nasıl bekledin hiç mi sevdiğin seveceğin bir erkek karşına çıkmadı hocam?” dediğimde bana söyledikleri hâlâ kulaklarımda yankılanır:
"Ben Selahattin'i göz ucuyla değil kalp gözüyle sevdim Şahin Bey. Bu kalp öyle her isteyenin çalıp açacağı kalp değil. Aşk, bıkmamaktır, yılmamaktır vazgeçmemektir. Selahattin aşkımıza sahip çıkamasa da ben onu sevdim bir kere ve bu aşka sahip çıktım. Onun aşkını kalbime bir mıh gibi çaktım hiçbir kimse bu aşkı bu kalpten söküp alamadı. Bir kalbe iki sevgi sığmaz evlat sığmaz sen bunu bilmiyor musun? Bilmiyorsan öğrenmiş oldun... "
      Şahin Ertürk-Kütahya
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.