Düğün sahibinin üzüntüsü

A -
A +
 “Buna çok eziyet yapmışlar. Her tarafı çürümüş. Hayvana bu yapılır mı?”     Çocukluğumda, 1970 yılı temmuz ayında bir düğünde şahit olduklarımı anlatmaya bugün de devam ediyorum... Büyük uğraşlar sonucunda koç, boynuna urgan takılarak barınma yerinden çıkarılır. Ama koç önüne konulan su, ot ve yemle ilgilenmez. Hâlbuki o yiyecekler onun sevdikleridir. Koç, kız tarafına götürülmek için iki gence teslim edilir. Gençler, tahmini 22-24 yaşlarındadır. Askerlik yaptıklarından dolayı bu yaşı tahmin ediyoruz. Koç ise kendini yere bırakmış, gitmek istemez. Ne ikram edersen et, gitmeye yanaşmıyor. Bunun üzerine başına ip takıp sürümeye başlarlar. Sürüye sürüye, vura vura yani işkence ile koçu taşımaya çalışırlar, bazen sırtlarına alırlar. Bu eziyetli uğraşı ile yaklaşık 750 metrelik tepeyi aşan gençler “koç inatçılık yapıyor. Gelmek istemiyor. Birkaç kişi yardıma gelin…” şeklinde seslendiler. Ben 10 yaşındaydım. Benden büyük olanların peşinde ben de seslenilen yere koşarak ulaştık. İki delikanlı ve koç dinleniyorlardı. Koç, dilini çıkarmış kaba kaba soluyor, korku ve ürkek şekilde etrafına bakınıyordu. Delikanlılar da aşırı yorulmuştu. Koçun direndiğini anlattılar. Koçu yerinden kaldırıp yürütmek istemişler. Ne mümkün? Kendini bırakmış gelmek istememiş. Sürükleyerek, döverek ve zaman zaman sırtlanarak koçu dereye kadar taşımışlar. Hava oldukça sıcak... Akan suya bırakmışlar. Ama koç su içmediği gibi zorla karşıya geçirilmesinin ardından kendini tekrar yerlere bırakmış. Âdeta önceki koça yapılan hoyrat muameleyi hayvan hissetmiş. Koçu, büyük zorluklarla ve dereden sonra getirilen el arabası yardımıyla kız evine taşıdık. Ev sahibinin isteği üzerine sayada -ahırın önündeki geniş boşluk- bağladık. Çok zaman geçmedi. Ev sahibi olan Ahmet Amca keskin bir bıçakla koçu kesti. Astı ve yüzdü. Yüzdükten sonra hayvanın maruz kaldığı kötülükleri gördü. “Buna çok eziyet yapmışlar. Her tarafı çürümüş. Hayvana bu yapılır mı?” şeklinde söylemlerde bulundu. Hayvanın maruz kaldığı eziyetlerin bir kısmına ve sonucunda etinin bir kısmının mor ve kırmızıya dönmüş olduğuna şahit oldum. Ayrıca deride de eziyet izleri vardı. Hâlbuki hayvanın diğer hayvanların arasında ve hoyratça kesilmesi özensizce parçalanıp derisinin filan bir tarafa fırlatılması hiç insani bir hareket değildi… Bizim büyüklerimiz dedelerimiz hayvanları ihtiyaç için olsun kurban için olsun büyük itina gösterirlerdi...       Bayram Ören-Zonguldak
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.