“Şimdi sen şair mi oldun?”

A -
A +
 “Yetmişinde mısır satmak zorunda olan bir ihtiyar daha veda etmişti bu vefasız dünyaya...”
 
Tatile gittiğimde rastladığım ve konuşmamdan benim Kütahyalı olduğumu anlayan ihtiyar mısırcı ile karşılaştığım hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...
Yıllar sonra bir tanıdığını görmenin hasretiyle sevinçten çocuklar gibi deliye dönmüştü Akif Abi… Onun o sevincini yüreğimin coşkusuyla yaşarken hatırıma Gurbet Hikâyelerinde okuduğum Eskici hikâyesi geldi… Aynen o duyguyu yaşadım.
Biz de Mısırcı Akif Abi ile bir haftalık tatil boyunca yirmi beş yıllık hasreti giderdik muhabbet yaptık. Sohbetimizde ölenler, emekli olanlar; spor sanat siyaset her şey vardı. Ona her zaman yanımda bulundurduğum son çıkardığım birkaç şiir ve hikâye kitabımdan imzalayıp hediye ettim. Kitapları eline alınca önce şöyle bir evirdi çevirdi her birini teker teker öptükten sonra elini omuzuma koyup;
-Şimdi sen bi de Nöbetçi Şair mi oldun? Len tabii ki yakışır kardeşime. Sen olmacan da ben mi olcam? Nöbetçi Şair olmacan da benim gibi mısırcı mı olcan? Aferim sana aferim len, dedi...
Daha sonraki günlerde birkaç kez daha görüşüp genellikte hâl hatır üzerine sohbetler ettik. "Yarı Kötayalı Akif Abi" şiire ve hikâyeye aslında bayağı hâkim birisi sayılırdı. Pek çok şairin edebiyatçının bilmediği şeyleri o biliyordu. Ondan kısacık tatil boyunca bayağı ilginç bilmediğim şeyler öğrendim. Amma benim tatilim bitmiş Akif Abi ile vedalaşıp memleketim Kütahya'ya, onun tabiriyle Kötaya'ya dönmüştüm. Ondan ayrılırken sık sık telefon ile arayacağımı tatillerde yanına ziyaretine geleceğimin sözünü de vermiştim.
Tatilden döneli dört beş gün olmuştum ki “ona bir telefon edeyim hâlini hatırını sorayım” dedim. Telefona oğlu çıktı:
“Abi babam iki gün önce rahmetli oldu” deyince başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. İçim cız etti. Bir abimi, sevenimi okuyanımı, hayranımı kaybetmiştim. Hüküm Allah'ındı. Herkes sahillerde yakıcı güneş altında denizin tadını çıkarırken, yetmişini devirmiş ayağını dahi denize sokmadan geçimini temin etmek için mısır satmak zorunda olan biri daha veda etmişti bu vefasız dünyaya…
"Yarı Kötayalı Akif Abi"nin ölümünün üzerinden yaklaşık beş yıl geçti. Onu ilk gördüğümde ağzında kalmış iki dişiyle bana gülümseyişi bir türlü gözlerimin önünden gitmiyor... Gitmiyor. Seni çok ama çok özlüyorum yarı Kötayalı Akif Abi... Seni çok özlüyorum...
      "Nöbetçi Şair"-Şahin Ertürk
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.