Gurbet elde kar küreme...

A -
A +
 “Yoğun bir kar yağmaya başlar o sıra. Kenti kardan temizlemekle görevli bir firma da işe girer...”
 
 
Ankara’da yükseköğrenimini yapmakta olan 20’li yaşlarda bir delikanlının radikal bir kararla Almanya’ya gitme sevdası ve orada yaşadığı inanılmaz sıkıntılı dönemleri ve ulaştığı başarıyla ilgili anılarını anlatmaya bugün de devam ediyoruz...
“Hazıra dağlar dayanmaz” denildiği gibi lokantadan kazandığı para bitiverir. Durmadan iş arar ama sürekli oturma izni olmayan birine kim iş verir ki? İnşaatlarda bulduğu bir iki günlük geçici işlere bile koşarak gider. Soğuk bir kış günü, kent pazarında bir Türk manavın yanında işe başlar. Ama çevrede sivil polisler, kaçak işçi avındadır. Yakaladıklarını gözaltına alıp ertesi gün memleketlerine postalamaktadır. O gün 20 mark kazanır ama yakalanmaktan korktuğu için yine de gözden uzak bir iş arar.
Büyük bir mağazanın temizlikçi aradığını öğrenince oraya koşar. Yeni işi ne midir? İki kişi ile bir buçuk saat içinde yarım futbol sahası büyüklüğündeki bir katı süpürüp paspaslamaktır. Çok yorulur ama hâlinden şikâyet etmez. Üç hafta sonunda maalesef kötü sürprizle karşılaşır. Çünkü polis mağazaya turist çalıştırmanın yasak olduğunu bildirince iş yeri hemen çalıştığı günlerin ücreti olan 210 mark parayı ödeyip işine son verir. Hem parası olduğu için sevinir hem işsiz kaldığı için üzülür.
Ama bu para, oldukça rahatlatır onu. O akşam ilk kez o kaldığı dernekteki arkadaşlarına çay, kahve ve tost ısmarlar. Bu aradan yararlanıp bir süredir gidemediği Almanca kursuna devam eder. Bir arkadaşının yardımıyla beynelmilel bir öğrenci yurdunda boş bir yatak bulup oraya taşınır. Bedava değil, ayda 75 mark kira, 25 mark da sigorta ücretiyle toplam 100 mark...
İyi de bu değirmenin suyu nereden gelecek? Yoğun bir kar yağmaya başlar o sıra. Kenti kardan temizlemekle görevli bir firmada işe girer. Sabahın dördünde firma minibüsü yurttan alır bizim delikanlıyı kentin kenar mahallelerine götürür. Önce sokaklardaki karları temizler. Sonra sokak kenarlarındaki sandıklardan aldığı tuzu kaldırımlara serper. İki saat çalıştıktan sonra, sokaklar hareketlenmeye başlayınca işi biter; hakkı olan 10 markı alıp kaldığı yurda döner. Ve ilk kez kendi kazandığı para ile palto ve ayakkabı alır.
Bahara doğru kar yağışı bitince, iş de biter. Ve tabii para da… Yine iş aradığı bir gün, bir dağıtım firmasının günde 20 marka el ilanı dağıtmak istediğini öğrenmesin mi? Kaçırılır mı hiç? DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.