Çöl harekâtı araştırmacısı

A -
A +
“Onlar bizim arşivlerde çürümeye terk edilen stratejik bilgilerimizi araştırarak başarıya ulaşıyordu...”
 
 
Devlet Arşivleri’ne ait İstanbul’daki dünyanın en eski ve büyük Osmanlı Arşivi’nde çalıştığım yıllarda 1989 senesinde her hâliyle dikkat çekici bir araştırmacı hanımefendi Margaret Wenke gelip arşivimizde araştırmalar yapmaya başlamıştı.
Normalin üzerinde çalışması ile dikkatimi çeken ve arada bir diplomatik seviyeyi aşmadan söz düellosu da yaşadığım bu hanımefendi birkaç gün sonra Mısır’a gideceğini söyleyince hangi hava yoluyla gittiğini merak etmiştim. Cevabı enteresandı:
“Hayır, uçakla gitmiyorum. Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferi sırasında gittiği kara yolunu takip ederek, durduğu konaklama menzillerini ziyaret ederek gideceğim!..”
Bu cevap herkesin dikkatini çekti. Neyse muhabbet sırasında orada bulunanlara da ikramda bulundu. Ben bu akademisyenin bu farkındalığına hayret ettim. Aklıma akrabalarımızdan Fahrettin Tacar Ağabey'in Harp Akademisinde öğrenci iken harekât dersi hocasına sorduğu bir soru ve hocasının verdiği cevap geldi. Demişti ki:
“Harekât subayımız, kara, deniz, hava ve dağ harekâtlarını anlatmasına rağmen dünyamızın büyük bir bölümünü kaplayan çöllerden bahsetmemişti. Sordum:
-Komutanım, bütün arazi ve hava harekâtı hakkında bizleri bilgilendirdiniz. Malum dünyamızın büyük bir bölümünü de çöller kaplamıştır. Tarihte çöller de aşılıp savaşlar yapılmıştır. Ama çöl harekâtı hakkında herhangi bir talimname de yok."
Komutanımız demişti ki:
“Haklısın, ben de aynı soruyu Amerikalı harekât dersi subayına sormuştum. O da; çöl harekâtı hakkında en güzel belge ve bilgi Osmanlı Arşivi ve Türklerin yazdığı eserlerdir. Konu akademisyenlerce Türkiye’de araştırılıyor. Araştırma bitince talimnamesi yazılacak ve sonra derslerde anlatılacaktır.”
O yıllarda Harp Akademisini birincilikle bitiren emekli Albay Fahrettin Tacar Ağabey'in bu hatırası akademisyen Margaret Wenke’nin araştırma konusu ile örtüştüğünden anlamış oldum.
ABD ve müttefik kuvvetlerin Irak’a girip Çöl Harekâtı başlatınca uygulama alanını da yıllar sonra bütün dünya ekranlardan izlemiş oldu. Onlar bizim arşivlerde çürümeye terk edilen stratejik bilgilerimizi araştırarak öğrenerek sonra da hakkıyla kullanıp bize ve komşularımıza uygulamasını da göstere göstere gerçekleştirirken “tarih bir tekerrürdür, ders alınsaydı hiç tarih tekerrür eder miydi?” vecizesi de yerini buluyordu... 
       Gazanfer Şahin-Devlet Arşivleri
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.