Bizim oranın düğünleri...

A -
A +
"İnsanlar hayatı kendilerine niçin bu kadar zorlaştırır anlamak akıl kârı değil…”
 
Günümüzde gençler evlenmekte zorlanıyor. Çeyizdir, beyaz eşyadır, mobilyadır, düğün masrafı filan derken gençler evlendikten sonra en az beş yıl borç ödemek zorunda kalıyor… Ayıp olur, gören ne der gibi çevre baskısıyla ne evlenecek çocuklar ne evlendirecek aileler evliliği sade bir merasime ne yazık ki dönüştüremiyorlar…
Bizim zamanımızda düğünler böyle değildi… Bizim çocukluğumuzun düğünleri bakın nasıl olurdu? Düğünlerde davetiye değil “okuntu” denilen bir hediyeyle davet edilme olurdu. Bu okuntular genellikle mendil, sabun, havlu gibi çok pahalı olmayan şeylerdi. O yıllarda, genel olarak, düğünler üç gün sürerdi.
Zengin kabul edilen kişiler, üç beş köyü düğüne davet ederdi. Her köy iyi bir erkeçle (keçi) düğüne katılırdı. Ayrıca davet edilen kişiler de özel olarak hediyesini yapardı. Gelen misafirler, köçekçeler oyunla birlikte köye yaklaşırlar, köyden de onları karşılamak için, ekipler oyunla yola çıkar, misafirler köy dışında karşılanırlardı.
Düğüne dışarıdan katılanlar o yıllarda motorlu araç çok az olduğu için at ve katırları süsler; düğün alayının önünde köye girerlerdi. Yaya olarak gelenler konvoyu arkadan izlerler ve hep birlikte köyün doğusundaki veya batısındaki düz arazilere doğru giderlerdi.
En güzel elbiselerini giymiş, hayvanlarını süslemiş olan bu davetliler büyük bir çember oluştururlar, çemberin ortasında halk oyunları oynanırdı.
Düğüne gelen misafirler getirdikleri hediyeleri düğün sahibine verirlerdi. Bu hediyelerin çoğu pahalı olmayan şeylerdi ve genellikle yiyecek maddeleriydi. Zaten düğünler de yiyecek maddesinin çok olduğu güz aylarında yapılırdı. Düğünlerin fazla bir masrafı olmazdı. Ne beyaz eşya, ne de mobilya söz konusuydu. Düğün sahipleri birtakım yastık, döşek, yorgan, zengin olanlar bunların yanında renkli tenekelerle süslenmiş cevizden bir sandık ve geline dikip giymesi için ipekten bir kumaş alırlardı. Bunların dışında parayla alınan fazla bir şey olmuyordu.
Takı takma âdeti de daha yaygınlaşmamıştı. Evlenecek gençler için ilk zamanlar ayrı bir ev bile düşünülmüyordu. Yeni evliler aynı eve gelin gelirdi. Bazı aileler eski evin yanına, ilave bir evcik ekler barınma derdine çözüm üretirdi. İleride şartlar oluşunca ayrı bir ev yapmak zaten mümkün oluyordu...
         Prof. Dr. Osman Nuri Yıldırım
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.