"Allah'ı unutturan şeyleri terk et!.."

A -
A +
“Dünyâyı seven, âhiretine zarar eder, âhiretini seven, dünyâsını zararlandırır."
 
Sâlih bin Ahmed bin Hanbel, Ahmed bin Hanbel hazretlerinin oğlu ve önde gelen talebesidir. 203 (m. 818)’de Bağdat’ta doğdu. Başta babası Ahmed bin Hanbel olmak üzere büyük âlimlerden ders aldı. Kadı olarak bulunduğu İsfahan’da 266’da (m. 880) vefat etti. “Sîretü’l-İmâm Ahmed bin Hanbel” isimli eserinde babasını anlatır. Bu kitabında şöyle yazmaktadır:
Pederim ve üstadım Ahmed bin Hanbel hazretlerinin rivâyet ettiği hadîs-i şeriflerden bazıları şunlardır:
“İki kişi birbiriyle sevişir de sonra araları açılırsa, bu ancak birisinin işlediği bir günah sebebiyle olur.”
“Bize en sevimli ve âhirette en yakın olanınız, ahlâkı güzel olanınızdır. En sevimsiz ve en uzak olanınız da, çok konuşup, hezeyan eden, ağzını yayarak konuşan, konuşmasında kendisini öven ve lüzumsuz sözler söyleyen kibirlilerdir.”
“Îmânın en sağlam kulpu, Allah için sevmek ve Allah için buğz etmektir.”
“Kim bir musîbetle karşılaşır ve Allahın emrettiği gibi (İnnâ lillah ve innâ ileyhi râciûn) dedikten sonra, Allahım, bu musîbetle beni mükâfatlandır ve bunun ardında bulunan hayırlısını bana ver, dese, Allahü teâlâ onun istediği gibi yapar.”
“Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunanı, Allahü teâlâ yüzüstü Cehenneme atar.”
“Dünyâyı seven, âhiretine zarar eder, âhiretini seven, dünyâsını zararlandırır. Bu böyle olunca, siz bâkiyi fâni üzerine (âhireti) tercih ediniz.”
“Faziletlerin en üstünü, sana gelmeyene gitmen, vermeyene vermen ve kötülük edene iyilik etmendir.”
Ahmed İbni Hanbel’e sordular: “Her gün sabahtan akşama kadar câmide ibâdet edip, Allahü teâlâ benim rızkımı nereden olsa gönderir, diyen kimse, nasıl bir adamdır?” Cevâbında “Bu kimse câhildir. İslâmiyetten haberi yoktur. Çünkü, Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki; (Allahü teâlâ benim rızkımı, süngümün ucuna koymuştur.) Yanî rızkım cihad ile gelmektedir.”
"İhlâs nedir?" sorusuna, “Amellerin âfetlerinden kurtulmaktır” buyurdu. "Tevekkül nedir?" sorusuna, “Rızkın Allahü teâlâdan olduğuna inanmaktır” cevâbını vermiştir. "Zühd nedir?" sorusuna “Zühd üç türlüdür; câhilin zühdü, haramları terk etmektir. Âlimlerin zühdü, helâl olanların fazlasından sakınmaktır. Âriflerin zühdü, Allahü teâlâyı unutturan şeyleri terk etmektir” buyurmuştur.
“Fütüvvet nedir?" sorusuna; "Korktuğun şey (Cehennem) için, arzu ettiğin şeyi (hevâ ve hevesi) terk etmektir" diye cevap verdi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.