Dünya Savaşının sonu

A -
A +
11-11-1918... Birinci Cihan Harbi sona ereli tam 100 yıl olmuş. Gözünü hırs bürümüş itilaf devletleri, bize Mondros'u zorla dayattıktan 11 gün sonra savaşı hukuken bitirdiler, Paris'te toplandılar..
Gerçek amaç neydi ? Barış ilan etmek miydi? Yoksa Osmanlı Devleti'nin mirasını paylaşmak mıydı? Galip devletler, mağlup devletlere çok ağır şartlarda mütareke antlaşmaları imzalattırdılar. Rusya savaştan çekilmişti, kendi iç meseleleriyle boğuşuyordu. Kanlı bir Bolşevik İhtilali ve el değiştiren yönetim... Dolayısıyla, kâğıt üzerinde kalacak olan bu toprak paylaşımından hiçbir hak iddia edemeyecekti. Savaşa, "Wilson İlkeleri" denilen ve iyi niyetli gibi görünen şartlarla iştirak eden ABD ise savaş bitiminden sonra, dünya siyasetini, toprak ve güç dengelerini belirlemede “ben de varım” diyecekti.
İmparatorluklar parçalanmış, Millî Devletler ortaya çıkmış, galip devletler bile çok ağır yaralar almıştı. Savaşı başlatan bahaneyi hazırlayan Sırbistan devleti ise kazançlı çıkmıştı. Almanya ve Avusturya ise çok toprak kaybetmişti.
Ancak, en ağır barış(!) antlaşmasını bize dayatmaya kalkıştılar... Sevr Antlaşmasıyla bize Ankara, Batı Karadeniz’in bir bölümü ve İç Anadolu'da küçük bir toprak parçasını layık gördüler. Tabii, işgalci güçlerin istedikleri olmadı. 3 yıl süren Kurtuluş savaşı sonunda çekildiler. Tabii ki, Kurtuluş Savaşı’nı kazanmamızda; Çanakkale Zaferi'nin; Rusya'nın 1917 Bolşevik İhtilaliyle Birinci Dünya Savaşı’ndan çekilmiş olmasının ve İtalyanların Yunanlılara kızarak sessizce ülkemizden çekilip gitmiş olmasının da payı vardır. Yine Fransız ve İngilizlerle de, Yunanlılara nazaran daha az çatıştık. Anadolu ve Trakya bizim oldu.
Küllerinden doğan bu devlet, Türkiye Cumhuriyeti 95 yıldır dimdik ayaktadır. Dış güçler 11-11-1918 tarihinde başaramadıklarını başka yöntemlerle tekrar denemeye kalkışmışlar, her seferinde hüsrana uğramışlardır. Allah'ın izniyle devletimiz, daha da güçlü olarak varlığını sürdürecektir.
       Burak Elitez-Balıkesir
 
 
 
 
ŞİİR
 
    Mevlid (tevhid bahri)
 
Seyyidi kainât, Hazret-i Fahr-i Âlem
Muhammed Mustafâ râ Salevât
Allah âdın zikredelim evvelâ
Vâcib oldur cümle işde her kulâ
Allah âdın her kim ol evvel anâ
Her işi âsân ider Allah anâ
Allah âdı olsa her işin önü
Hergiz ebter olmaya ânın sonu
Her nefesde Allah âdın di müdâm
Allah âdıyle olur her iş tamâm
Bir kez Allah dese aşk ile lisân
Dökülür cümle günah misl-i hazân
İsm-i pâkin pâk olur zikr eyleyen
Her murâda erişür Allah diyen
Aşk ile gel imdi Allah diyelim
Dert ile gözyaş ile âh îdelim
Ola kim rahmet kıla ol pâdişah
Ol kerîm-ü ol rahîm-ü ol ilâh
Birdir ol, birliğine şek yokdürür
Gerçi yanlış söyleyenler çokdürür
Cümle-âlem yoğ iken ol var idi
Yaradılmışdan ganî cebbâr idi
Vâr iken ol, yok idi ins-ü melek
Arş-ü ferş-ü ay-ü gün hem nüh felek
Sun' ile bunlârı ol, vâr eyledi
Birliğine cümle ikrar eyledi
Kudretin izhâr edüp hem ol celîl
Birliğine bunları kıldı delîl
"Ol!" dedi bir kerre vâr oldu cihân
"Olma!" derse, mahv olur ol dem hemân
Pes Muhammeddir bu varlığa sebeb
Sıdk ile ânın rızasın kıl taleb
Ey azizler, işte başlarız söze
Bir vasıyyet kılarız illâ size
Ol vasıyyet ki direm her kim tuta
Misk gibi kokûsu canlardâ tüte
Hak teâlâ rahmet eyleye anâ
Kim beni ol bir dua ile anâ
Her kim ki diler bu duada buluna
Fâtiha ihsân ede ben kuluna.
 
   Süleyman Çelebi (Mevlid’den)
 
 
 
ENTERESAN BİLGİLER
 
DUA ETMEK
Dinimizde dua etmek de ibadettir ve diğer ibadetlerde olduğu gibi dua etmenin de şartları vardır. Bunun için namaza “dua” da denilir. Yani “dua” anlamındaki “salât” kelimesi, namaz için de kullanılır. İslâmiyet’te dua, Allahü teâlâya yalvararak muradını istemektir. Allahü teâlâ, dua eden Müslümanı çok sever, dua etmeyene gadab eder. Dua dinin temel direklerinden biridir. Yerleri ve gökleri aydınlatan nurdur. Dua, gelmiş olan dertleri, belâları giderir, gelmemiş olanların da gelmelerine mâni olur. “Bana hâlis kalple dua ediniz! Böyle duaları kabul ederim” mealindeki âyeti kerimeden anlaşılıyor ki, dua etmek, namaz, oruç gibi bir ibadettir.
 
 
ATASÖZÜ
 
Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.