İyi bir öğretmen…

A -
A +
Hazreti Ali’nin sözüdür değil mi? "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” diye. Gerçekten de Müslüman devletler, âlime ve öğretmene saygı gösterdikleri müddetçe yükselmişlerdir. Açtıkları pek çok üniversite ve akademi bugünkü dünya medeniyetinin kaynağı olmuştur. Âlime ve öğretmene saygının azaldığı zamanlarda ise geriye gidilmiştir. Tanzimat’ın ilan edilmesiyle “Avrupaî eğitim ve öğretime geçeceğiz” bahanesiyle medreselerden fen dersleri kaldırılmış, böylece inançsız fen adamı ve fen bilgisiz din adamı yetişmeye başlanmıştır. Bu durum da devletin hızla çökmesine sebep olmuştur.
İyi bir öğretmende aranan özellikler: Öğrencilere iyi ve âdil davranmak; güzel konuşmak; öğrencilerin dert ve sıkıntıları ile de ilgilenmek; bazı konularda yetersiz veya öğrenmede yavaş olan öğrencileri arkadaşlarının yanında küçük düşürücü söz ve hareketlerden kaçınmak; olgun bir şahsiyet sahibi, şakacı ve samimi olmak; mesleğini sevmek; öğretmenlikle ve branşıyla ilgili gelişme ve yenilikleri takip etmek; anlattıklarının öğrencilere faydalı olup olmadığını tespit etmek için öğrencilerin hiç çekinmeden ifade edebilecekleri şekilde görüşlerini almak; öğrencilerin kişisel tutumları ve geçmişteki durumlarına bakmadan dersteki başarılarını objektif olarak değerlendirmek; ders araç ve gereçlerinden maksimum derecede faydalanmak; zararlı söylenti, dedikodu ve münakaşalardan uzak durmak; argo ve müstehcen dil kullanmaktan sakınmak; kendine güvenmek; gayretli ve neşeli olmak; her türlü güçlükle mücadele etmek; olayların en sıcak ânında dahi, taraf tutmadan konuşup anlayarak kararını vermek; davranışlarında nazik olmak; temiz ve sade giyinmek; derslere zamanında girip çıkmak; verimli bir eğitim ve öğretim için okul idaresi, öğretmenler ve öğrenci velileriyle iş birliği kurmak gibi konulardır. İyi bir öğretmenin başarısı, öğrencilerle olan geniş çaptaki iletişimine bağlıdır...
          Efe Kağan Atilla-İstanbul
 
 
ŞİİR
 
           Dünya
 
Dünya bir hana benzer
Dolup dolup boşalır
Ne giden geri döner
Ne gelen sonsuz kalır.
 
Hayat bir an gibidir
Hayal ve zan gibidir,
Bir varmış bir de yokmuş
Sanki masal gibidir
 
Yıllar akar su gibi
Kısa bir uyku gibi
Pek anlaşılamayan
Muğlak bir duygu gibi
 
Mal ve mülk emanettir,
Doğruluk keramettir,
Ehl-i sünnet olmalı
Her bidat felakettir.
      Ersoy Aydoğan-Bandırma
 
 
ENTERESAN BİLGİLER
 
HEMOGLOBİN: Kırmızı kan hücrelerinde yani alyuvarlarda bulunan, kanın oksijen ve karbondioksit taşıma işini yapmasında görevli, demir içeren solunum pigmentine verilen isimdir. Alyuvarlara kırmızı rengini, sağlıklı kişilerin cildine pembe görünüşü veren bu maddedir. Omurgalılar ile bazı omurgasız hayvanların gaz taşıma pigmentidir. Diğer hayvanlar başka pigmentlere sâhiptir.
Hemoglobinin ana görevi dokular ile akciğer arasında oksijen ve karbondioksit taşınmasını temin etmektir. Nefes alma esnasında akciğerlere giren havanın oksijeni kandaki hemoglobin tarafından bağlanır. Hemoglobinin oksijenle yaptığı bu gevşek bileşiğe “oksihemoglobin” denir. Dokulara ulaştığında ise, oksijeni bırakıp karbondioksidi alır. Bu özelliğinden dolayı atardamarla gelen kan parlak kırmızı, toplardamarla dönen kan ise kirli kırmızıdır. Karbondioksit yüklenmiş kan kılcal damarlardan toplardamarlara, bunlar vasıtasıyla kalbin sağ kulakçık ve karıncığına, oradan da akciğerlere gider. Akciğerde karbondioksit serbest hâle geçer ve nefes verme esnasında dışarı atılır.
 
ATASÖZÜ
 
Tembele iş buyur, sana akıl öğretsin...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.