Meslek liselerine ses ver -1-

A -
A +
Bu yazıda biz meslek lisesi öğrencileri olarak mesleki eğitimi anlatacağız... Meslek liseleri toplumun ihtiyaç duyduğu alanlarda insan gücünün yetiştirilmesini sağlayan eğitim-öğretim kurumlarıdır. Millî eğitimin meslek sahibi yapan, işbaşında eğitimin mevcut olduğu ve pratik eğitim ağırlıklı tek liseleri olarak meslek liseleri, devlet politikalarına göre şu an ya da gelecekte ihtiyaç duyulacak alanlarda insan gücünü yetiştirmekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğünü yerine getirirken öğrencilerin yetenekleri ve istekleri doğrultusunda meslek seçimi yapmalarına fırsat vermektedir. Her yıl 8. ve 9. sınıf öğrencilerine okulların bünyelerinde bulunan mesleki programların tanıtımı yapılarak meslek liseleri özendirilir ve öğrencilerin kendilerine en uygun mesleki alanı seçmelerine yardımcı olunur. Mesleki alana ait eğitimler ise ilgili alanların öğretmenleri tarafından verilir. Meslek dersi öğretmenlerimiz eğitimin hem pratik hem teorik kısmında yer alırlar; onlar için eğitim sadece sınıfta olmaz, onlar işbaşındaki eğitimden de sorumludur. İşbaşında eğitim sayesinde mesleğin çalışma şartlarını gözlemleme ve uygulama fırsatı buluruz. Bu sayede alanımıza ait tüm bilgileri yaparak-yaşayarak öğreniriz. Peki mesleki eğitim hak ettiği değeri görüyor mu? -Maalesef! Toplumun mesleki eğitime karşı algısını değiştirmiş değiliz. Son zamanlarda mesleki eğitimin öneminin kavranması sayesinde özendirme çalışmaları (SGK, staj ücretlerine devlet desteği, uygulama atölyeleri, teknisyen unvanı… gibi) mevcut, biz meslek lisesi öğrencileri olarak en büyük problemin istihdam olduğunu düşünüyoruz ve meslek lisesinin memleket meselesi olduğunu hatırlatarak, iş gücü durumunun analizinin yapılmasından sonra, okullar bünyesinde mesleki programların açılmasını istiyoruz...               Adıyaman Fatih Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi-Genç Kalemler Topluluğu      
ŞİİR                             Dün   Dün, kuru bir parça ekmeğimiz yoktu Ekmek işçiye yük, zengine ucuzdu Evler gecekondu, havalar soğuktu Sac sobalarda talaş yakılıyordu   Her evde üç kuşak beraber olurdu Dedeler başköşede uyukluyordu Pantolon yamalı, paralar bozuktu Gökyüzü parlak fakat fakirlik çoktu   Aşağı yukarı herkes çok yoksuldu Zor işlerde çalışanlar hep yorgundu Resimde simalar renksiz ve solgundu Yetmişlerde yaşamak oldukça zordu   O vakitler en güzeli çocukluktu Yokluk bilmezdik içimiz huzurluydu Çocuklar mutlu babalar korkusuzdu Şehir dolunayın koynunda uyurdu   Ramazanda yiyecek bollaşıyordu İftarlarda toplar patlatılıyordu Kurbanda etler dağıtılıyordu Bayramlarda kimse mahzun olmuyordu                                         M.S.T         UNUTULMAZ İSİMLER   AHMED CAFEROĞLU: Türk dili araştırmacılarından. 17 Nisan 1899 yılında Azerbaycan'ın Gence şehrinde doğdu. Annesinin adı Güher, babasınınki ise İsmail'dir. İlkokula Semerkant'ta başlayan Ahmed Caferoğlu, liseyi Gence'de bitirdi. Aynı yıl Kiew Yüksek Ticaret Okuluna kaydoldu. Üç sömestir devam ettikten sonra, 1917 yılı sonlarına doğru memleketine döndü. 1918 yılında Türkiye'den Nuri (Killigil) Paşa idaresinde Azerbaycan'a gelen İslam Ordusu'na gönüllü yazıldı ve topçu onbaşısı rütbesi ile görev yaptı. 1919 yılında Bakü Üniversitesi Türkoloji Bölümüne bir sömestir devam etti. 27 Nisan 1920 yılında Rus ordularının Azerbaycan'ı işgali üzerine Türkiye'ye geldi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine kaydoldu. 1924'te Edebiyat Fakültesini bitirerek, aynı yıl İlahiyat Fakültesine memur oldu. 1925 yılında Alman hükûmetinin verdiği bir bursla Berlin Üniversitesinde doktorasını tamamladı. 1938 yılında profesörlüğe yükseltildi. 1946 yılında kürsü başkanlığına getirildi. Uzun seneler İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde Yeni Türk Filolojisi Kürsüsü Başkanı, Türkiyat Enstitüsü Müdürü olarak çalıştı; talebe ve ilim adamı yetiştirdi. Ahmed Caferoğlu, 1973 Temmuz'unda emekliye ayrılmış, 6 Ocak 1975 günü ölmüştür. Ahmed Caferoğlu'nun, 400'e yakın eseri vardır.
ŞİİR   Dün   Dün, kuru bir parça ekmeğimiz yoktu Ekmek işçiye yük, zengine ucuzdu Evler gecekondu, havalar soğuktu Sac sobalarda talaş yakılıyordu   Her evde üç kuşak beraber olurdu Dedeler başköşede uyukluyordu Pantolon yamalı, paralar bozuktu Gökyüzü parlak fakat fakirlik çoktu   Aşağı yukarı herkes çok yoksuldu Zor işlerde çalışanlar hep yorgundu Resimde simalar renksiz ve solgundu Yetmişlerde yaşamak oldukça zordu   O vakitler en güzeli çocukluktu Yokluk bilmezdik içimiz huzurluydu Çocuklar mutlu babalar korkusuzdu Şehir dolunayın koynunda uyurdu   Ramazanda yiyecek bollaşıyordu İftarlarda toplar patlatılıyordu Kurbanda etler dağıtılıyordu Bayramlarda kimse mahzun olmuyordu M.S.T         UNUTULMAZ İSİMLER   AHMET CAFEROĞLU: Türk dili araştırmacılarından. 17 Nisan 1899 yılında Azerbaycan'ın Gence şehrinde doğdu. Annesinin adı Güher, babasınınki ise İsmail'dir. İlkokula Semerkant'ta başlayan Ahmed Caferoğlu, liseyi Gence'de bitirdi. Aynı yıl Kiew Yüksek Ticaret Okuluna kaydoldu. Üç sömestr devam ettikten sonra, 1917 yılı sonlarına doğru memleketine döndü. 1918 yılında Türkiye'den Nuri (Killigil) Paşa idaresinde Azerbaycan'a gelen İslam ordusuna gönüllü yazıldı ve topçu onbaşısı rütbesi ile görev yaptı. 1919 yılında Bakü Üniversitesi Türkoloji bölümüne bir sömestr devam etti. 27 Nisan 1920 yılında Rus ordularının Azerbaycan'ı işgali üzerine Türkiye'ye geldi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine kaydoldu. 1924'te Edebiyat Fakültesini bitirerek, aynı yıl İlahiyat Fakültesine memur oldu. 1925 yılında Alman hükumetinin verdiği bir bursla Berlin Üniversitesinde doktorasını tamamladı. 1938 yılında Profesörlüğe yükseltildi. 1946 yılında kürsü başkanlığına getirildi. Uzun seneler İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde Yeni Türk Filolojisi Kürsüsü Başkanı, Türkiyat Enstitüsü Müdürü olarak çalıştı; talebe ve ilim adamı yetiştirdi. Ahmed Caferoğlu, 1973 Temmuzunda emekliye ayrılmış, 6 Ocak 1975 günü ölmüştür. Ahmed Caferoğlu'nun, 400'e yakın eseri vardır.  
ATASÖZÜ   Debbağ sevmediği(!) deriyi yerden yere çarpar...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.