Sosyal medya aldatmacası

A -
A +
Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, yaptığımız her şeyi, yediğimiz her yemeği, gittiğimiz her yeri sosyal medyada ilan ediyor hâle geldik. Beğenilme zevki, bizleri sosyal medyanın esiri hâline getiriyor. Genel bir kanı olarak telefon bağımlılığından bahsediliyor ancak bu duruma, sosyal medya bağımlılığı demek daha doğru olacaktır. Çevremizde öyle insanlar var ki, bir gün hatta birkaç saat sosyal medyaya giremediğinde ruhsal problemler yaşayabilecek ruh hâline sahipler. Beğenilme kaygısı bizleri aslında olmadığımız insanlar hâline getiriyor. Sosyal medya çevremizdeki insanların asıl kimliklerini yansıtmıyor. Tanıdığımızı zannettiğimiz insanları aslında tanımıyoruz. İnsanlar nasıl bilinmek istiyorlarsa sosyal medyada öyle oluyorlar. Bu durum bireylerde kişilik bozukluğuna sebep olabilecek kadar ciddi... Günlük hayatta samimi olmayan, yapmacık tavırlı bireylerin giderek çoğalmasının temel nedeni sosyal medya aldatmacasının hayatımıza giderek daha çok yerleşmesinden kaynaklanmaktadır. Sosyal medyanın bireyler üzerindeki negatif etkilerinden bir diğeri de; kimi sözde ünlülerin gösterişli hayatlarının özendirilmesidir. Maneviyattan yoksun, tek amacı beğendiği kişiler gibi yaşamak olan bireylerin ülkemizin daha parlak yarınlarını inşa edemeyeceğini biliyor ve görüyoruz. Bu sebeple henüz tam anlamıyla kişilikleri oturmamış çocuklara ve gençlere ebeveynler olarak okuma alışkanlığı kazandırılmalı. Bir müddet de olsa sosyal medyadan uzaklaşıp kendi hayal dünyalarında âdeta bir rehabilitasyon etkisi hissettirecek okuma saatleri düzenleyerek, geleceğimizin aydınlığı olan gençlerimizi sosyal medyanın olumsuz etkilerinden uzaklaştırmalıyız.           Mehmet Ertan Yiğit         ŞİİR                           Seyrüsefer...   “Bu mekânı neden çok sevdim” diye sorardım kendime, Şimdi haberdar oldum, siz oradan geçmişsiniz vaktiyle. Saatler ve yollar mı kavuşturacak sizi sevgiliye; Yoksa dualar, zikirler ve satırların arasındaki feyizler mi? Gözlerimi kapadım, seyreyliyorum içimi, Taa derinlerde buluyorum sizi ve sevginizi, Oradan adım adım rabıta ile bir kapı açılıyor, Hasret bir an kayboluyor, tekrar güneş gibi doğmadan evvel. Ahh! Şu İstanbul-Ankara arasındaki rayların dili olsa, Ne değerli yolcuları taşıdı onlar... Ama işte bir tanesi geçti hissettirmeden, Rabbine teslim, Hani trenlerin tıka basa dolup biletsiz de binildiği günler, Eskişehir'den geçerken ayazdan donardı ayakları iki vagon arasında, Hele İstanbul'un kapısı İzmit'te kalbinin atışı Sanki o götürüyordu devasa demirden yığını. Nasıl ılık ılık kaplıyordu tüm bedenini Yaklaşıyor olmak her dakikada sohbetine bir mürşid-i kâmilin. İncitmedi kimseyi, kırmadı yolu, Sildi gönüllerdeki hüznü ve ümitsizliği. Rabbim onu da buluştursun sizlerle ötelerin ötesinde. Tüm büyüklerimizle...                                   Meva Ayşe Onyurt         FAYDALI BİLGİLER     NAMAZ BÜYÜK EMİRDİR   “Âdem aleyhisselâmdan beri, her dinde bir vakit namaz vardı. Hepsinin kıldığı bir araya toplanarak, Muhammed aleyhisselâma inananlara farz edildi. Namaz kılmak, imanın şartı değildir. Fakat namazın farz olduğuna inanmak, imanın şartıdır. Namaz, dinin direğidir. Namazını devamlı, doğru ve tam olarak kılan kimse, dinini kurmuş, İslâm binasını ayakta durdurmuş olur. Namazı kılmayan, dinini ve İslâm binasını yıkmış olur. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki; (Dinimizin başı, namazdır). Başsız insan olmadığı gibi, namazsız da, din olmaz. Namaz, İslâm dininde imandan sonra ilk farz edilen emirdir. Allahü teâlâ, kullarının yalnız kendisine ibadet etmeleri için namazı farz etti. Kur’ân-ı kerimde yüzden fazla Âyet-i kerimede (Namaz kılınız!) buyurulmaktadır. Hadîs-i şerifte, (Allahü teâlâ, her gün beş vakit namaz kılmayı farz etti. Kıymet vererek ve şartlarına uyarak, her gün beş vakit namaz kılanı Cennete sokacağını, Allahü teâlâ söz verdi) buyuruldu”
  ATASÖZÜ   Düşmanın karınca ise de hor bakma (küçük görme)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.