Bu düşünceler ile gezin İstanbul’u...

A -
A +
Taşı toprağı tarih olan İstanbul’da ecdadımızın ayak izlerini takibe çıktık. Eğer İstanbul’u gezmek için 2 gününüz varsa gezinize mutlaka tarihî yarımadadan başlamanızı tavsiye ederiz. Biz de öyle yaparak önce Sultan 1. Ahmet Han'ın sedefkâr Mehmet Ağa’ya yaptırdığı “Sultan Ahmet Camii” ile gezimize başladık… Aralık ayı olmasına rağmen müthiş bir kalabalık karşısında kısa şaşkınlık yaşadıktan sonra sırasıyla Ayasofya Camii, Yerebatan Sarnıcı, Topkapı Sarayı ve Mısır Çarşısı’nı keşfe çıkıyoruz. Topkapı Sarayı’nın muhteşemliği karşısında etkilenmemek imkânsızdı. Uzun yıllar Osmanlı devletinin eğitim ve idare merkezi olan Topkapı Sarayı sizi tarihî bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolculuğa, böyle bir ecdada sahip olma gururunu gönlümüzde hissederek devam ediyoruz. Yerli ve yabancı turistlerin akınına uğrayan tarihî yarımada, açık hava müzesi niteliği taşıyor.
İstanbul gezimizin 2. gününde ise Eminönü,  Boğaz turu, Eyüp Sultan, Piyer Loti, Taksim ve İstiklal Caddesi'ni gezerek İstanbul turumuzu noktalıyoruz. Daha çok gezilip görülecek yerleri arkamızda ve aklımızda bırakarak İstanbul’a veda ediyoruz... Ve düşünüyoruz;
-Kaç şehrin fethi, bir çağ açıp bir çağ kapatmıştır?
-Kaç şehri fetheden komutan müjdelenmiştir?
-Kaç şehir dünyaya yön veren imparatorluklara başkent olmuştur?
Bu düşünceler ile gezin İstanbul’u... Gezimizde gönlümüzün aklımıza fısıldadıkları ise; Boğaz'ıyla, camileriyle, tarihî eserleriyle bizimsin İstanbul, tam 566 yıldır bizim…
Bizler Gençlik ve Spor Bakanlığının gençlik projeleri kapsamında desteklediği “Genç Kalemler“ projesi kapsamında İstanbul ile buluştuk. Her yıl gençler için proje duyurusuna çıkan bakanlık, yapmak istedikleri projelerde gençleri destekleyerek projelerine hayat bulduruyor. Biz de İstanbul’a, projemizi destekleyen, projemizin hayat bulmasını sağlayan kapılarını bizlere açan Türkiye gazetesi ziyareti için geldik ve Türkiye gazetesine tüm destekleri için teşekkürü bir borç biliriz.
            Adıyaman Fatih Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi “GENÇ KALEMLER” topluluğu
 
 
ŞİİR
 
     Babam
 
Bir kış sabahı
Dışarıda güzel bir manzara
İstanbul beyaza bürünmüş
Seni beklerim babam…
 
Sen nerede ben nerede
Düşünür müsün babam
Dışarıda kar yağıyor
Gözümden yaş akıyor
 
Seni bekliyor babam
Sen beni bekler misin?
Bilmem ama ben seni beklerim
Babam…
 
     Turan Habil Koçak/Emir Sultan Yurdu
 
 
 
FAYDALI BİLGİLER
 
KADERE İNANMAK (ve bil-kaderi, hayrihî ve şerrihî minallahi teâlâ): Kadere, hayr ve şerlerin Allahü teâlâdan olduğuna inandım, demekdir. İnsanlara gelen hayır ve şer, fayda ve zarar, kazanç ve ziyânların hepsi, Allahü teâlânın takdîr etmesi iledir.
Allahü teâlânın bir şeyin varlığını dilemesine kader denilmiştir. Kaderin, yani varlığı takdîr edilmiş olan şeyin var edilmesine (kazâ) denir. Kader ve kazâ kelimeleri birbirinin yerine de kullanılır.
Allahü teâlâ kullarına (İrâde) vermiş, bu irâdelerini, dilemelerini, işleri yaratmasına sebep kılmıştır. Bir kul, bir şey yapmak isteyince, Allahü teâlâ da dilerse, o işi yaratır. Kul dilemezse, Allahü teâlâ da dilemez ve o şeyi yaratmaz.
Buraya kadar kısaca bildirdiğimiz Ehl-i sünnet itikâdını daha geniş öğrenmek isteyenler, Hakîkat Kitâbevi'nin yayınladığı, İslâm âlimlerinin göz bebeği büyük velî, Mevlânâ Hâlid Bağdâdî'nin Fârisî (İ’tikâdnâme) kitâbını ve Kemâhlı Feyzullah Efendinin yaptığı tercümesi olan (Herkese Lâzım Olan Îmân) kitabını okusunlar. Çok faydalı, pek nefîs bir eser olup, feyiz ve bereketleri, iki cihân saadeti için yeterlidir.
 
ATASÖZÜ
 
Cahilin dostluğundan, âlimin düşmanlığı yeğdir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.