Şubatın getirdikleri

A -
A +
Ah şubat; sen nasıl bir aysın böyle?
Bütün güzellikler mi bir ayda toplanır?
Bilmem zaman çizgisi içinde mi başlasam yoksa ayın günlerine göre mi saysam?
En iyisi çizgiyi bozmamak...
2013 Şubatında vuku bulmuştu ilk hadise; Herkesin "ağabey" dediği merhum Enver Ören Beyefendi vefat etmişti. Aslında ben onu vefatından sonra tanıdım. 2013 Şubatının 23'ünden 2014 Şubatının 22'sine kadar ve bu günleri kovalayan günlerde, Osman Ünlü hocamızın samimi ve içten, kimi zaman gözleri dola dola anlattığını hissettiğim ve kimi zaman da gülerek ve güldürerek anlattığı, başta İslam ve Toplum olmak üzere, diğer radyo ve TV programlarındaki nakilleriyle tanıdım. Onunla yaşadığı anılarıyla, sosyal medyaya ve TGRT'nin yaptığı diğer programlara serpiştirilen, kendi sesinden sohbetleriyle tanıdım bu müstesna insanı.
O gitti ve sana hüzün düştü değil mi sevgili şubat?
Enver Ağabeyin doğum günü de sende; bunu da fısıldadı kulaklarımıza Osman Hocamızın o içten sözleri.
Taaa en başından beri güzellikler sende saklıymış şubat; yazık ki ben bunu, bu kıymetli insan göçüp gittikten sonra anladım.
Ama nasipliyim biliyor musun sevgili şubat?
Ya tanımasaydım? Ya çekilen çileleri, sıkıntıları öğrenmemiş olsaydım? Ab-ı hayatın zulümatta bulunduğunu, zahmetsiz rahmet olmadığını anladım bu müstesna şahsiyeti ve onun kıymetli kayınpederi Merhum Hüseyin Hilmi Efendi'yi ve kitaplarını tanıdıkça...
Anladım bu yolun ve bu yolun yolcularının kıymetini. O kitaplar da sende geçti elime şubat. Kitap olarak okuyamasam da, seslendirilmiş hâlleri geçti elime. Okudum, bildim kim sevilir kim sevilmez; kendimi buldum bu kitapları okuyanlarda, gazetemiz, her şeyimiz, bayrağımız Türkiye gazetesini okuyanları, bu gazeteye bilgilerini aktaran müstesna Bizim Sayfa yazarlarını ve onların, sözlerini naklettiği büyük zatları seven herkesi senelerdir tanıyordum sanki hayır hayır... Senelerdir değil... Hemhâl olmuştum onlarla âdeta kendimi bildim bileli... Sevdim bu müstesna insanları.
              Ahmet Suiçmez- İstanbul
 
ŞİİR
 
  Hayat Hayaldir
 
Bu işittiğin ses ki, 
Hakikatin sesidir.
Aklın durduğu yerde,
Huzurun kendisidir.
Uyan, sen de dinle!
Yaradan'ın emridir.
Kötüler efendin olmasın,
Onlar nefsin kölesidir.
Sen İslam'a kulak ver,
İslam mazlumun sesidir.
O kaçınılmaz sonda,
Ölünün nefesidir.
Huzur onda, kurtuluş onda;
Cennet buna misaldir.
Aldanma şu fani dünyaya:
Çünkü hayat hayaldir...
 
    Ahmed Enes Okur  (14 yaşında)
 
 
 
FAYDALI BİLGİLER
 
Allahü teâlânın gösterdiği ve emrettiği kulluk vazifelerine “İslamiyet” denir. Allahü teâlâya şükür, Onun Peygamberinin getirdiği yola uymakla olur. Bu yola uymayan, bunun dışında kalan hiçbir şükrü, hiçbir ibadeti, Allahü teâlâ kabul etmez, beğenmez. Çünkü insanların iyi, güzel sandıkları çok şey vardır ki, İslamiyet, bunları beğenmemekte, çirkin olduklarını bildirmektedir.
Demek ki, aklı olan kimselerin, Allahü teâlâya şükretmek, ibadet yapmak için Muhammed aleyhisselâma uymaları lâzımdır.
Muhammed aleyhisselâma uyan kimse Müslümandır. Allahü teâlâya şükretmeye, yani Muhammed aleyhisselâma uymaya da “ibadet etmek” denir. İslamiyet iki kısımdır:
1- Kalb ile itikat edilmesi, inanılması lâzım olanlar.
2- Beden ve kalb ile yapılacak ibadetler.
Beden ile yapılan ibadetlerin en üstünü namazdır. Mükellef olan her Müslümanın, günde beş vakit namaz kılması farzdır.
 
ATASÖZÜ
 
Kadir Mevla’m senden bir dileğim var, beni muhannete muhtaç eyleme...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.