Önemli fark

Eleştiri ve hakaret; bu iki kelime anlam olarak birbirinden oldukça uzak olsa da bunları birbirinden ayıran sadece ince bir çizgidir. Ülkemizde son günlerde âdeta bu ince çizgi göz ardı ediliyor, yok sayılıyor.

Eleştiri, TDK ya göre; Bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi anlamına gelirken hakaret ise; onur kırma, onura dokunma anlamına gelir.

Zaten görmüş olduğumuz üzere sadece tanımlardan bile bu iki terimin farkı çok net bir şekilde ortaya çıkıyor.

Eleştiri, toplumumuz tarafından yıkıcı zarar verici şekilde düşünülüyor bunun nedeni ise kimse bu iki kelimenin ne anlamını ne de farkını biliyor.

Eleştiri her zaman yapıcı iken hakaretin bugüne kadar yapıcı olduğuna tanıklık eden kişi yoktur. Ancak hepimizin evinde bulunan birbirimiz ile vakit geçirmektense onunla vakit geçirmeyi seçtiğimiz evet evet tam da düşündüğünüz şey televizyon ve televizyon programları. Televizyon programlarında duyduğumuz “yapıcı eleştirilere açığız” ve buna benzer cümleler insanımızda bu çizginin anlam farkının bilinmemesinde ki büyük etkenlerden birisi herkes eleştiriyi yapıcı ve yıkıcı olarak ikiye ayırıyor ancak eleştirilerin hepsi yapıcıdır. Bizim yıkıcı diye adlandırdığımız şey ise hakaretten bir adım ilerisi değildir. Bizim ise başlıca bu programlar olmak üzere bunların farkını toplumumuza iyi bir şekilde açıklamaktır ki bu anlam karmaşası ortadan kalksın.

Bakın göreceksiniz bu farkı öğrendiğimiz zaman hayat daha az stres ve sıkıntı içerecek... 

 

 

 

 

 

Şöyle derinden, iştiyakla Kelime-i şehadeti getireceksin,

Ta ki süzülüp kalbinden, hücrelerinde hissedeceksin.

 

Bir güzel abdest alıp vücudunu arındıracaksın,

Namaz için kıyama durup, huşu ile secde yapacaksın.

 

Yaz demeyip kış demeyip, gece huzurla kalkacaksın,

Hiç sızlanmadan, şikâyet etmeden Orucunu tutacaksın.

 

Allahü teâlânın sana verdiğini ihlas ile biriktireceksin,

Garip ve fakirlere Zekât niyetiyle, yalvararak vereceksin.

 

Küçük büyük herkes, akrabalarınla yürekten helalleşeceksin,

O kutlu yeri ziyaret ve bereketlenmek için Hacca gideceksin.

 

 

 

 

 

Açık kapı bırakmak: Gerektiğinde bir konuya yeniden dönebilme imkânı bırakmak, kestirip atmamak, ileriyi düşünerek ılımlı davranmak…

Ağırdan almak: Bir işi yapmakta acele etmemek, yavaş davranmak, isteksiz görünmek…

Ağız aramak/yoklamak: Öğrenilmek istenilen şeyi söyletecek yolda dil kullanmak.

Edebiyat yapmak: Bir işe yaramayan, konuyu açıklamaya yetmeyen, gerçeği yansıtmayan süslü, parlak ve gereksiz sözler söylemek.

Efkâr dağıtmak: Sıkıntıyı gidermek, üzüntüyü yok etmeye çalışmak.

Ekmeğini taştan çıkarmak: En zor işleri bile yapıp geçimini sağlayacak beceride kimse olmak, her türlü işi yapabilmek.