Hatırlamaya ihtiyacımız var -2-

 

Acındırırsan arsız olur; acıktırırsan hırsız olur.

 

 

 

 

Özümüzden kültürümüzden kopmamak adına folklorik kültürümüzden söz etmiştik dün… Şimdi bir özet geçelim yerimiz olduğu kadar. Bakalım ne demiş atalarımız?

 “En kötü karar, kararsızlıktan iyidir”, “Aşk ağlatır, dert söyletir”, “Derdini söylemeyen derman bulamaz.”, “Duvarı nem, insanı gam yıkar”, “Değirmen iki taştan muhabbet iki baştan.”

Ne demiş Mevlâna’mız: “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!”

Ne demiş şairlerimiz:

“Ağlama gözlerim Mevla’m kerimdir”, “Ağlatırsa Mevla’m yine güldürür...”

Daha say say bitmez...

Bizde birbirinden enteresan şifahanelerimiz, darüşşifa merkezlerimiz şöyle dursun, muhabbetin en âlâsı vardı köy odalarımızda… Bugün kahvelerimizde ve kıraathanelerimizde…

Biz birbirimize kenetlenmek için, birbirimizi anlamak için, birbirimizden haberdar olmak için tertip etmişiz düğünleri, dernekleri, nikâhları mevlitleri… Günde beş vakit camilerde namaz kılarken otomatik sayım yapmışız kim sağlıklı kim hasta, kimin ne derdi var?

İmeceler tertip etmişiz, salmalar yapmışız… Çiğdem çiçekleri toplarken aş pişirmişiz çocuklarımızı neşelendirmişiz… Aşureler pişirip ikramlar etmişiz… Hedikler kaynatıp mısırlar patlatıp sohbetler tertip etmişiz uzun kış gecelerinde…

Dahası vakıflar kurmuşuz yüzlerce… Kimsesize iaşe vakfı, gelin olacak yetim kıza çeyiz vakfı, vahşi hayvanlara bakım vakfı, şehre yazın kar buz getiren vakıf… Yüzlerce…

Bugün bu zenginliklerimizin farkında değiliz…

Bize bunlar anlatılmadığı içindir ki… Bu öz bilgilerden haberimiz olmadığı içindir ki tıpkı mis gibi Anzer balımız, Şemdinli balımız, Toros balımız vb. dururken marketlerden ağız tatlandırmak için fabrikasyon reçel arayan kimseler durumundayız…

Sağlıkla kalın…

 

 

 

 

Ne mutlu ahir zamanda,

Tanımakla şereflendik.

Bu kızgın çöl sıcağında,

Yemyeşil vahaya geldik.

 

Gölgesi hoş, serinletir,

Meyveleri şifa verir,

Bu bereket kökten gelir,

Bereket bulmaya geldik.

 

Dallar şefkatle uzanır,

Nasibi olana vardır,

Gelen kendi geldim sanır,

Hakikat olmaya geldik.

 

 

 

 

 

 

Antioksidanlar, vücudumuz için zararlı olan serbest radikallerin oluşumuna mâni olurlar, bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirir ve kanser gibi tehlikeli hastalıklara karşı bizi muhafaza ederler. En mühim antioksidanlar E, A, C vitaminleri ve selenyumdur. Vücudumuzda oluşan ve bize zarar veren bütün serbest radikalleri tesirsiz hâle getirdiklerinden dolayı da çok mühimdirler. Kalp hastalıkları, diyabet, kanser gibi bütün hastalıklara karşı koruyan antioksidanlar, hastalıkların tedavisinde değil, hastalıkların oluşumunu engellemekte kullanmak çok daha mantıklıdır. Peki hangi gıdalar antioksidandır?

Domates, böğürtlen, brokoli, karnabahar, turp, lahana, kırmızı üzüm, sarımsak, ıspanak, çay, havuç ve sarı olan bütün sebzeler; patates, pancar gibi gıdalar akciğer, mesane, meme, mide kanserlerine, kalp hastalıklarına ve romatizmaya karşı koruyucudurlar.

Sağlıklı, hayırlı uzun ömür dileklerimizle…