Gençlik elden gidiyor mu?

A -
A +
ATASÖZÜ
 
Garibe bir selam, bin altına değer...
 
 
 
Size günlük problemlerimizden bahsedeceğim... Bizler genciz ve bizim yaşımızdan büyük meselelerimiz var ve artık kimsenin dinlemeden bizi yargılamalarını istemiyoruz. Bu tüm gençliğin sesidir. Her şeyi sorgular olduk bu zamanda. Hiçbir fikrimiz olmadığı hâlde bir şeyler hakkında fikir sunar hâle geldik ama problem tam olarak ne, anlamıyoruz. Çünkü anlamak istemiyoruz!..
Başta gençlerimizden başladık üstlerine gittik ama unuttuğumuz bir şey vardı. Ki bu zamanda onların yaşıtları şehir şehir gezerken Avrupa turları yaparken onların koca koca borçların içinde ailesine bakmak için hayatlarını feda edişini göremedik. Yeri geldi hakaret ettik. Şiddete maruz bıraktık. Olmadı okula gitmiyor diye bir ton laf ettik. Ama bir gün olsun gençlerimizin sesini duymadık. Belki de dinlemek istemedik ve şu an sorsalar ailelere  “neden okumuyor çocuğunuz?” diye, verecekleri cevap “çalışmak istediler” olacaktır. Ama o çocuk dediğiniz gençler bizim gençlerimizdir. Bir şeyleri farkında olan ev geçindirmek için, kimselere fark ettirmeden çalışmaya mecbur olan gençler oluverdik. Neden yargılıyoruz ki? Onların hiçbir suçu yok, tamamıyla hayat şartları ve hayat mücadelesi… Yeri geliyor gençlerimizin akılları olmadığını iddia ediyoruz ya hani. Tamamıyla yanlış… İşte onların aklı hepimizin aklından daha fazla diyebilirim. Türk’ün aklı her zaman çalışıyordur, her zaman “bir çözüm yolu bulur” deriz. Evet işte ben de ondan bahsediyorum. Gençlerimiz çok zeki her şeyin farkındalar. Akılları "leyla" olan gençleriz ama yanlış bir anlaşılma var. Evet leylayız ama aşktan sevgiden değil problemleri düşünmekten leylayız. “15 yaşındaki bir gencin ne problemi olabilir?” demeyin sakın. Dışarıdan bakınca içinde ne kıyamet kopuyordur bilemezsiniz. Kıymayın gençlerimize… Bir şeyleri belirtmiyor diye üstlerine gitmeyin. Onların güneşe yani siz ailelerine ihtiyaçları vardır esirgemeyin. Lütfen...
          Gamze Yavuz-Karabük
 
 
ŞİİR
 
          Annemle hasbihâl
 
Anne, zannetme ki günler geçti de
Değişti evvelki hissim gitgide!
Bir hırçın çocuğum, değişmez huyum;
Seneler geçse de ben yine buyum!
Senden umuyorum teselli yine!
Bugün şefkatine, muhabbetine
Zanneder misin ki yok ihtiyacım?
Belki eskisinden daha muhtacım!
Dünyanın tükenmez kederlerinden
Kalbim kırılsa da böyle derinden,
Hayatım büsbütün ye'se kapılmaz.
Teselli bulurum içimde biraz
O derin sevgini hatırlarım da!
Her gece hıçkıran dudaklarımda
Hasretle anılan senin adın var.
Anne, hayatımda bir tek kadın var.
Beni aldatmadı, sevdi daima!
Gittikçe ruhumu saran bu humma
Başka sevgilerden yadigâr, anne!
Sevmeyen sevenden bahtiyar, anne!
 
                       Orhan Seyfi Orhon
 
 
 
ESKİMEZ KELİMELER
 
SERBEST: Serbest kelimesi iki kelimeden oluşmuştur. “Ser” Farsça “baş” anlamındadır. Yine “best” kelimesi de farsça “bağlı” anlamındadır. Bu iki kelime bir araya geldiğinde “başı bağlı” anlamı çıkmaktadır. Oysa serbest kelimesinin günümüzdeki anlamı, herhangi bir engeli olmayan, özgür olan dilediği gibi davranan anlamındadır. Ahmet Vefik Paşa Lehçe-i Osmânî adlı eserinde “serbest” kelimesini “kul gibi başı açık gezmeyen”, “hür, azat” olmuş anlamında yazmaktadır. Osmanlı tarihi terminolojisinde kullanılan bu kelimenin askerî bir terim olduğuna dair yorumlar da vardır. Şöyle ki: “Serbest”, askerî sınıfa (yevmiyesini, timarını, ulufesini devletten/vakıftan alan anlamında bir makama/kuruma bağlı olan anlamında) örneği “serbest timar” tabiridir. Ferit Develioğlu’nun Osmanlıca Sözlüğünde de ser-best kelimesi iki kelimeden meydana gelmiş olarak yazılıp 1- Başıboş; kayıtsız. 2- İstediği gibi hareket eden. 3- Sıkılmayan. 4- Engelsiz anlamında kullanılmıştır. Günümüzdeki anlamı da böyledir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.