Dedeme…

A -
A +
Teknemizin direği sarsıldı sen inşa ettin dedem... Günler geçti, acılar çoğaldı ama sen hep dik durdun dedem... Sakinliğinle dindirip, yelkeninle güç verdin hep bize... Fırtına çıktı be dedem, savurdun istemeden bizi... Sanki bir kâbustaydık, inanması çok güçtü. Yaşayarak inanması daha zor inan... Hatıraların her yerde, görüntün zihnimizden hiç çıkmıyor. Son kez güle güle diyerek el sallayışın, tebessüm ederek bize veda edişin ilk kez canımızı çok yaktı be dedem... Hayatını yazsak roman olurmuş hakikaten. Babasız büyüyerek 13 yaşında hiç bilmediğin bir şehirde tek başına ayaklarının üstünde duruşunu, hayatın zorluklarını daha çocukken yaşayışını, 80 yaşına kadar ekmek tekneni rahata erdirmek için verdiğin mücadeleni, dedenin Çanakkale'de şehit oluşunu her daim yaşatacağız dedem... Nasıl yaşadıysan öyle yumdun gözlerini dedem. Hiç kimseye iğne ucu kadar zarar vermeyip, malayaniye zerre bulaşmadın sen. Bir gece ansızın uykundan tıkanarak uyanıp sadece "öleyrum" lafzıyla veda ettin bize, seni çok seven büyük ailene... Şimdi her şey daha bir başka be dedem… Giderek hepimize büyük bir ders verdin sen. Dalıp gitmişiz sanki sen uyandırdın hülyaların içinden. En çok heyecanlandığımız hazırlıkların arasında sıkça eleştirdiğin o planların daha büyüğünü hatırlattın bize. Şimdi o hazırlıklarda başımızda olmayışın içimizi sızlatıyor be dedem. Tek büyüğümüz sen kalmıştın oysaki boynumuz büküldü be dedem... Arkanda çok güzel ama çok acı bir yük bıraktın bize. Tekneni layığıyla idame ettireceğin çok güzel bir ailen var ardında. Sahip çıkacağız elbette, gözün hiç arkada kalmasın dedem... Ah be dedem; nurlar içinde yatmandır dileğimiz! Bir de hasretini çektiğin anneanneme kavuşman...                 Merve Tekin     ŞİİR                     İmamı Azam Hazretleri                      “rahmetullahi aleyh”     Allahü teâlâ vermişse sevgiyi, nuruyla kalbime O ışık hızıyla gidiyorum, Habib’ime, Habib’ime   Tâbiysem, İmam-ı A’zam Ebu Hanife Hazretlerine O ışık hızıyla gidiyorum, Habib’ime, Habib’ime   On Sekiz Bin Âlemin Efendisi’nden bize duyurulur ''Ebu Hanife, Ümmetimin Işığı’dır'' çünki, buyrulur   Fıkıh bilgilerinin dörtte üçü ''Nu’man''la sunulur O ışık hızıyla gidiyorum, Habib’ime, Habib’ime   Hanefi Mezhebi’nde, beş yüz bin din meselesini çözmüş Her asrın âlimleri, "Büyük Âlim" hakkında kitap yazmış   40 Müçtehit, bin talebeye ders vermiş; bu ne büyük hızmış O ışık hızıyla gidiyorum, Habib’ime, Habib’ime                                  Rıdvan Üzel-İstanbul       SAĞLIK OLSUN   Şifası kabuğunda   Meyveleri yeriz ve kabuklarını hiç düşünmeden çöpe atarız; ancak kabuklarının sandığımızdan çok daha fazla faydası var. Mesela; muz kabuğu diz ağrılarına iyi gelirken, karpuz kabuğu ise diş etlerine masaj etkisi yapıyor. Muz kabuğunun içini sivrisinek ısırıklarına sürdüğünüzde, kaşıntısını ve şişkinliğini alır. Ayaklardaki nasırların yumuşaması için, muz kabuğunun içini sıyırın, 1 kaşık kadar olduğunda nasırın üzerine koyun, üstünü sarın. 1-2 saat sonra açıp temiz su ile yıkayın ya da direkt muz kabuğunu nasırınıza sarabilirsiniz. Muzun kabuğunu akneleri geçirmek üzere, üstüne sürebilirsiniz. Diz ağrılarının geçmesine yardımcı olmak için muz kabuğuyla dizleri ovun. Ayrıca içindeki potasyum ve yağlarla çok iyi bir ayakkabı cilasıdır. Muz kabuğunun içiyle ayakkabınızı ovun sonra bez ile temizleyin. Elma, armut ayva gibi sert meyveler mekanik temizlik sağlayıp, ağızda çürüklere sebep olan asit miktarını azalttığı gibi diş etlerine de masaj etkisi yapar.  
ATASÖZÜ   Bana benden olur, her ne olursa, başım rahat bulur, dilim durursa...  
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.