Ön yargıları yenmek...

A -
A +
ATASÖZÜ
 
Hile ile iş gören, mihnet (eziyetle)  ile can verir...
 
 
 
2011 yılı içinde sevdiğim filmlerden biri başrolünü Brad Pitt’in oynamış olduğu Kazanma Sanatı (Moneyball) oldu. Kazanma Sanatı Michael Lewis’in çok satan kitabından uyarlanan gerçek bir hikâyeye dayanıyor. Film ülkemize yabancı olan beyzbol sporunu, bir beyzbol takımının oyuncu seçimi sürecini ve kendisinden hiçbir şey beklenmeyen bir takımın şampiyonluğa yürüyüşü ile ön yargıları nasıl kırdığını anlatıyor. Bu filmi izlediğimde düşündüm de…
Ön yargıları yenmek ve sınırları geçmek öyle sanıldığı kadar kolay değil aslında. Ben başarıya ulaşmanın en doğru yolunun ilk önce içinde bulunulan durumu kabullenmek olduğuna inananlardanım. Durumu kabullenmedikçe gerçekçi bir vizyon oluşturmak pek de mümkün olmuyor ve her şey hayalde kalıyor. Birçok insan gerçekleştiremeyeceğini düşündüğü için geleceği hakkında hayal kurmaktan çekiniyor ve içinde bulunduğu çıkmazda yaşamayı kabulleniyor. Oysa kendimiz ve yeteneklerimiz hakkında objektif analiz yapabilir ve hayat planımızı da bu yeteneklerimize göre oluşturabilsek hayat çok kolay ve zevkli olabilirdi. Bunun için ilk adım sızlanmak, kaçınmak olmamalı.
“Neden ben?” sorusunun yerini “Ben şimdi ne yapabilirim?" aldığında ilerlemek daha kolay oluyor sanırım. Birçoğumuz sıra hayatımız hakkında karar vermek olduğunda geçmişe takılıp kalabiliyor ve kendi kendimize yaptığımız ön yargılarımızın kurbanı oluyoruz.
İş hayatında daha rasyonel davranabiliyor ve işimizle ilgili doğru kararları alabiliyorken sıra kendimize geldiğinde aynı bakış açısını kendimize ve çevremize gösteremiyoruz. Bunun birçok örneğini çevremizde görmek mümkün. Böyle davranmamızın en önemli nedeni çocukluğumuzdan beri iş ve özel hayatı keskin çizgilerle ayıran bir çizgi ile yetişmemiz sanırım. Oysa hepsi bir bütün, birindeki başarısızlığımız, öbüründe de bir süre sonra başarısızlık olarak dönüyor bize. Değişen dünyada ve yeni normal denilen düzende keskin sınırlar kalkıyor artık…
           Ayşegül Güngör
 
 
 
ŞİİR
 
   Fırın oda keyfim
 
Mis kokardı fırın odam
Kireç başka, ağı başka
Hele, akar, damlarsa dam
Bakraç başka, saksı başka
 
Galvanizdi, fırın kapak
İsi dışa vurdu, n'idek
Ekmekteki sarı kepek
Rengi başka, tadı başka
 
Tekno zırt pırt, avuç ölçek
Çimdik tuz, su yarım bardak
Şincik pişçek fırın ekmek
Lezzet başka, koku başka
 
Hem böreği, hem de sütü
''Sacayak''tır, çeker yükü
Ayak, beden taşır çünkü
Ayak başka, adı başka
 
Dallar, çıtır çıtır eder
Leziz kokar, burna gider
Bizim Nene, ''Börek ye!'' der
Seyri başka, keyfi başka
 
Pancar pekmez, geniz yaktı
Kavun, karpuz divan altı
Kesip yeriz sabah vaktı
Dilim başka, suyu başka
 
Zâhir Allah, abdest aldım
Besmeleyle elim yuğdum
Bâtın Allah, namaz durdum
Tövbe başka, hamdı başka
     Rıdvan Dede-İstanbul
 
 
ENTERESAN BİLGİLER
 
TAŞLARIN DİLİ
Değerli taşlar, sadece yüzük yahut kolye olarak kullanılmaz. Her taşın farklı özellikleri vardır. Hangi taş neye iyi gelir: İnci: Basuru iyileştirir. Yağı, sinirleri güçlendirir. Tozu, diş ve yüz temizliğinde kullanılır. Akik: Kalp, dalak, mide rahatsızlıklarında ve yüksek ateşli hastalıklarda kullanılır. Zümrüt: Zekâyı ve kalbi güçlendirir, stresi giderir. Doğumu kolaylaştırır. Oltu taşı: Su toplanması ve soğuk algınlığına iyi gelir. Yakut: Kan dolaşımını canlandırır, bağışıklığı güçlendirir. Kuvars: Baş dönmesini önler. Mercan: Karaciğer rahatsızlıklarını giderir ve idrar söktürür, hazımsızlığı önler. Safir: Tozu sütle karıştırıldığında ülseri, üzerine sürüldüğünde çıbanı ve sivilceleri giderir. Boğazda duyulan yanma hissini giderir, astımı hafifletir, âdet sancılarını azaltır ve doğumu kolaylaştırır. Malakit: Adale kasılmalarını hafifletir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.