Bence bir mevsimi olmalı

A -
A +
Seçimler bitti de hep birlikte rahat bir nefes aldık. Neydi aylardır o tantana? Oldum olası sevemedim yerel seçimleri. Bir defa çok kalabalık oluyor. Aday bol, oy pusulası bol, sonucu bol. Oysa genel seçim öyle mi? Aman efendim bitti gitti neyse ki. Çok şükür erken yerel seçim diye kavram da yok. Beş sene kafamız rahat edecek.
Reisicumhurumuzu dinliyorum geçen gün. Diyor ki: “Beş yılda yedi defa seçim yaptık.” Şaştım kaldım, olmuş mu o kadar? Dur dedim sayayım. Üşenmedim saydım evet, tam yedi defa bizim mahalledeki okula gidip gelmişim oy kullanmaya. Hani biraz daha zorlasak karne alacağız neredeyse! Vay canına değil mi? Hakkı âliniz var, kafa bu, daha fazlasına tahammülü yoktur. Seçtik seçeceğimizi, herkes geçsin vazifesinin başına, beş sene sonra tekrar görüşelim. Açar defterimizi bakarız o vakit.
Eskiden çift yıllara dikkat ederdik. Dünya Kupası olur sonra iki yıl sonra da Avrupa Kupası. Ondan iki yıl sonra hop bir daha Dünya Kupası. Şimdi öyle mi ya? Berberde tıraş olurken muhabbet siyasetten açılınca başlıyor herkes 'fal' bakmaya!.. Haber kanalları, köşe yazarları herkes kâhin(!) kesiliyor... Aman azizim şu futbol şampiyonası olan yazlara denk gelmesin seçimler mümkünse. Hatta anayasamıza madde koyalım, “çift yıllarda seçim yapılması memnudur” diye. İyi fikir değil mi?
Hatta bence seçimin bir mevsimi olmalı. Yaz günü keyifli olmuyor. Kış günü de öyle. Baharda herkesin başında kavak yelleri… Bakınız en güzeli sonbahar. Hem sonbahar tam bir muhasebe mevsimi… Sonbaharda herkes bir vakur, sakin ve ağırbaşlı… Bu işi sonbahara bağlayalım mümkünse yılı tek olsun, uğraşmayalım. Teşrinlerde veyahut eylülde…
Zarfları zamksız yapar bir de mühürde kırmızı mürekkep kullanırsak siz o zaman değmeyin sandık kurullarının keyfine. Emeklerimiz helâl olsun demokrasimize :)
            Volkan Topalak
 
 
 
ŞİİR
 
         Çay değil muhabbet
 
Fark etmez akşamda, gece, seherde,
Evinde, bahçede, köyde şehirde.
Her yerde, her zaman emre amade,
Çay değil demlediğin, muhabbettir.
 
Ezelden âşığız kırmızı renge,
Dünyada hazırlan her daim cenge.
Hayatta olursa intizam denge,
Çay değil demlediğin muhabbettir.
 
Semaver, makine, bazen demlikte,
Hüzünde, sevinçte esenlikte
İçilir keyifle, yalnız, birlikte,
Çay değil demlediğin muhabbettir.
 
Erenler sofrasında olur yâdı.
Uykusuz gecelerde sohbetin tadı.
Nefisten geçene verilir muradı.
Çay değil demlediğin muhabbettir.
 
Bergamut kokulu, tomurcuklusu,
Yorgunluğa devadır limonlusu.
İçer naneli, sütlü dünyalısı.
Çay değil demlediğin muhabbettir.
 
Salâtı, duayı, okuyup üfle,
Bir küçük bardağa şifayı yükle.
Çocuk, genç, yaşlısı içiyor zevkle.
Çay değil demlediğin muhabbettir.
 
Rize, İzmir, Erzurum, İstanbul' da.
Gemide, uçakta her yolculukta.
Cenazede, düğünde, mutlulukta.
Çay değil demlediğin muhabbettir.
 
Zengini, fakiri tadına hayran.
Tutamaz yerini kahve ve ayran.
Sürsün saltanatın dönse de devran.
Çay değil demlediğin, muhabbettir.
 
Yâr elinden içene her gün bayram.
Buharında yok olur binbir meram.
Tarifsiz zevkine her daim devam.
Çay değil demlediğin muhabbettir.
                               Zuhal Güzel
 
 
 
 
ENTERESAN BİLGİLER
 
KÂĞIT PARA-METELİK: Tarihçilere göre ilk kâğıt para MS 806 yılında Çin’de bulunmuştur. Batı'da kâğıt paraya 17. asırda rastlandığı söylenir. Osmanlı para birimi ise Akçe idi. Akçe gümüş paranın adıdır. İlk zamanlarda bunların ayar ve ağırlığı hiç değişmezdi. Fâtih Sultan Mehmed Han zamanında, 6 kırat olan ağırlığı 5 kırata indirildi. Bundan sonra bazı sultanların devirlerinde değişik ağırlıklar uygulandı. Abdülmecid Han, 1840’ta sikke ayarını düzeltmek için yeni tesisler ve makineler kurdurarak 1843 sonlarına doğru yeni 40, 20, 10, 5 ve 1 paralık sikkeler kestirdi. 1898 senesinde bileşimi yalnız gümüş ve bakır karışımından meydana gelen 148.000 lira tutarında 10-5 paralıklar bastırıldı. Halk bunlara "Metelik" diyordu. Sultan Altıncı Mehmed Han devrinde 40 ve 10 paralıklar; 1840 senesinde, "Kaime" adı verilen 500 kuruşluk kıymetinde kâğıt paralar bastırıldı. 1851’de 10 ve 20 kuruşluk kaimeler piyasaya çıkartıldı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.