Ben bir öğretmenim -4-

A -
A +
•Günümüzde çocuklarımızın dinî ve ahlaki terbiyesini ebeveynlerin (ana babaların) vermesi gerektiği kanaatindeyim. Okulların ise bu terbiyeyi bozmadan bilimin gelişmesiyle değişen pozitif ilimler yanında medreselerde temel olan itikat esaslarını Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından bizzat onların adlarını zikrederek vermeleri elzem. Zikretmek, nakletmek, İslamiyet’in yayılmasındaki temeldir ve bugüne değişmeden gelmesinin özüdür.
Piri Reis utanmadan ve sıkılmadan(!) dünya atlasında nerelerden faydalandığını not etmiş ve altına yazmıştır ve bu yüzden biz hâlâ onu biliyoruz.
•Günü kurtarmak için müfredatlar altında çocukları eziyoruz. Müfredat azaltılacak deniyor, bir bakıyoruz 6. Sınıfa tekrar yeni konular ekleniyor. Sosyal Bilgiler dersi ezberden öteye gidemiyor. Tarihi ezberletmek yerine tarihe götürüp onları canlandırmalıyız. Belki bir dönem sadece Anadolu Selçukluları'nı işlesek, didik didik etsek yeridir.
Nedir bu acele?
Çocuklarla Nizamiye Medreselerine gitsek, ne güzel videolar var. O sene tarihten ders almayı ruhlarına işlesek. Sınavlar da tabii ki olacak. Geçenlerde Halime Gürbüz’ün yazısında okudum bir hoca talebelerine “risk nedir?” diye sormuş. Bir öğrenci boş sayfanın altına “risk” budur yazmış ve 100 almış.
Amerikalıların bir lafı vardır. Öğretmen veya eğitimci merak ateşini yakandır, bilgiyi yükleyen değil. Zaten dijital çağda her şey bir parmak ucunda değil mi?
•İyi güzel diyorsun da teknolojik bağımlılığımız ortada. Nasıl bu boyunduruktan kurtulacağız? Asla kimsenin olmamış şu dünya onların da olmayacak. Üzgünüm anneler, babalar. Fakat tek bir şey geleceğe kalacak, o da nasıl yoğurttan yoğurt yaparız. Onları İslam ve Türk medeniyetlerinin mayasıyla mayalayacağız. İlk önce hedef Yusuf Has Hacipler, Nizamülmülkler, Akşemseddinler, İmam-ı Rabbaniler, Gazaliler, Piri Reisler, Mevlânalar, Yunus Emreler ve çook sonra Shakespeare, Milton, Goethe, Borges, Maaloof ve diğer tüm Batılı yazarlar olmalı. Önce kendine güvenen, özüne dönen bireyler sonra bu süzgeçten geçirerek her şeyi yorumlayabilen bir gençlik. Sakın kendini küçümseme! Ne demiş Şeyh Galip?
Hoşça bak zatına kim zübde-i âlemsin sen,
Merdüm-i dide-i ekvan olan âdemsin sen.
                           -SON-
                           Me'va A. Önyurt
 
 
 
ŞİİR/USTA'DAN
 
                   İSTANBUL
 
Kaf Dağı’nın ardında sultanlara özeldi
Geçmiş ve gelecekti; hem ebet hem ezeldi
Uzaktan “gel gel” etti, alımlı ve güzeldi; 
Bir anda kollarına aldı İstanbul beni
Eğer bir gün ararsan, İstanbul’da bul beni…
 
Büyülü masalı var, anlatmakla bitmiyor
Görmek yaşamak gerek, kelimeler yetmiyor
Çocukluk hayalimdi, hiç aklımdan gitmiyor; 
Annemin kucağından çaldı İstanbul beni
Eğer bir gün ararsan, İstanbul’da bul beni…
 
Çözemedim sırrını, aklım karma karışık; 
Tanıdıklar yabancı, zıt kutuplar barışık! 
Geleneksel kostümü yarı rüküş, yarı şık
Gizeminde kayboldum, buldu İstanbul beni
Eğer sen de ararsan, İstanbul’da bul beni…
 
Gün batıp ay doğunca, oynaşır ışıkları
Hemen seyrine çıkar İstanbul âşıkları
İki kıtayı sarmış sevda sarmaşıkları
Vazgeçilmez bir aşka saldı İstanbul beni
Eğer bir gün ararsan, İstanbul’da bul beni…
 
                                         Hanefi Söztutan
 
 
 
UNUTULMAZ KELİMELER
 
ASALET:  Arapça  “asl” kökünden gelen bir kelimedir. Anlamı köklü olma, sağlam olma, soylu olmadır. Bir diğer anlamı da kendi namına olmadır. Yani 1. tekil şahıs olarak kendi olma durumudur. Kendi olmayana “vekil” denir. Vekile aslın verdiği yetkiye de “vekalet” denir. Milletvekili kelimesi de milletin vekâlet verdiği görev verdiği kimse milletin vekili anlamındadır. Diğer açıdan asalet ruh ve anlam bakımından üstün ve kibar olma hâlidir. Karşıdakinde saygı uyandıracak şekilde davranış sergileme hâlidir. Soy olarak sülale olarak köken olarak asil (seçkin, beğenilen) soydan gelmiş olma halidir.
 
MUHAYYEL: Arapça bir sıfat olan “hayal” kelimesinden türelmiş bir kelimedir. Hayal edilmiş, hayalde canlandırılmış; hayalî olarak var kabul edilen anlamındadır. Kelime Türk Dil Kurumunca “düşsel” olarak güncellenmiştir ve anlam olarak da “hayal gücüyle oluşturulan, hayal edilen” gibi muhayyel kelimesindeki büyüleyici anlamdan uzak bir tanım getirilmiştir.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.