Tarihini bilmeyen bugününü ne bilir?

A -
A +
Büyük devlet, yeniden büyük Türkiye denildiğinde ne denilmek istediğini anlamak için düne bakmak yeterlidir… İşte bu bakımdan tarihten üç küçük anekdot:
Osmanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra, son derece üzgün ihtiyar bir Ürdünlü, elindeki yeni Ürdün pasaportuyla İsviçre büyükelçiliğine giderek der ki:
“Herkes bu pasaportla alay ediyor. Eskiden Osmanlı pasaportum varken selâm dururlardı. Ben Osmanlı tebaasıyım, ne olur bunu değiştirin!” (Recep Şükrü Apuhan-Batının Darağacında İsyan s. 100)
Yine 1850’li yıllarda İstanbul’da uzun zaman kalan batılı tarihçi M. A. Ubicini, şehirde yaşayan değişik milletlerin karakter yapılarını öğrendikten sonra, hatıralarında şöyle yazar:
“Bir kaide olarak, Ermeni’ye istediği paranın yarısını, Rum’a üçte birini, Yahudi’ye dörtte birini veriniz. Fakat bir Müslümanla alışveriş ettiğiniz zaman istediği fiyattan emin olunuz ve istediğini veriniz.” (John Devenpord-Kur'ân ve Mesajı, s. 77)
Yine 16. yüzyılda Türk orduları ile savaşa tutuşmuş olmasından dolayı Katolik Avrupa tarafından kendisine, “Hıristiyanlığın Şövalyesi” unvanı verilen Boğdan Beyi Büyük Stefan ölüm döşeğinde, evlâtlarına şöyle nasihatte bulunmuştur:
“Belki de yakında himayeye muhtaç olacaksınız. Asla Rus’a yanaşmayın! Haindir, sizi yok eder. Fakat kendinizi Türklere emanet edin. Adil ve merhametlidirler...” (R. Şükrü Apuhan-Ruhumda Darp İzi Var)
Dününü bilmeden bugünüyle utanan, yarınından ümit beslemeyen gençlere bu gerçeklerle birlikte ve bu milletin özünde bu asalet, bu kahramanlık, bu merhamet ve bu adalet hissi olduğunu anlatmak lazımdır.
             Süleyman Özdemir
 
 
 
ŞİİR
 
              
ERENKÖYÜ'NDE BAHAR
 
Cânan aramızda bir adındı,
Şirin gibi hüsn ü âna unvan,
Bir sâhile hem şerefti hem şan,
Çok kerre hayâlimizde cânan
Bir şi'ri hatırlatan kadındı.
 
Doğmuştu içimde tâ derinden
Yıldızları mâvi bir semânın;
Hazzıyla harâb idim edânın,
Hâlâ mütehayyilim sadânın,
Gönlümde kalan akislerinden.
 
Mevsim iyi, kâinat iyiydi;
Yıldızlar o yanda, biz bu yanda,
Hulyâ gibi hoş geçen zamanda
Sandım ki güzelliğin cihanda
Bir saltanatın güzelliğiydi.
 
İstanbul'un öyledir bahârı;
Bir aşk oluverdi âşinâlık..
Aylarca hayâl içinde kaldık;
Zannımca Erenköy'ünde artık
Görmez felek öyle bir bahârı.
 
       Yahya Kemal Beyatlı
 
 
 
FAYDALI BİLGİLER
 
*Yaz mevsimi yaklaşıyor. Domateslerin çabuk çürümesini önlemek için domates saplarının yerinde olmasına dikkat edin. Kese kâğıdında saklamaya dikkat edin. Domatesin nem ve havayla temasını bu sayede en aza indirmiş olursunuz. Domateslerinizi buzdolabına koymak yerine oda sıcaklığında saklamanız daha uzun süre taze kalmasını sağlar.
*Yaz yaklaşırken koltuk altı ter kokuları da dert olur. Tamam birçok deodorant var ama daha pratik ve ucuz bir yöntem önerebiliriz. Ter kokularına sebep olan bakterilerden kurtulmak için pamuğunuzu evde kıştan kalma şeker içermeyen bir ağız gargarası ile ıslatarak koltuk altlarına sürebilirsiniz... Bir küçük hatırlatma koltuk altlarını yeni temizlediyseniz bunu bir gün sonra denemeye başlayın.
*Hanımlar kaynayan tencerenin taşması kâbusunuz olmasın. Tencerenin taşmasını mutfakta kullandığınız büyük tahta kaşıkları ters çevirin tencere üzerine koyup önleyebilirsiniz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.