Pierre Loti'nin sözleri

Pierr Loti bu sözleri söylerken Osmanlının bütün Müslüman kavimleri için söylüyordu ve bu isim Müslüman kavmin ortak ismi idi… Irkçı bir yaklaşım değildi. Şöyle söylüyordu:

"Türk, asillerin asilidir. Yapma olmayan, gösterişi bulunmayan bu pek soyluluk ona tabiatın hediyesidir. Sadelik içinde belagati, zarif bir durgunluk içinde duygulu bir hayatiyeti ve parıltı içinde kibar bir hakikati hissettiren tek varlık Türklerdir. Şark hülya ve efsaneler âlemidir. Türk o rengârenk âlemin gözüdür, dilidir, ışığıdır ve yaşayan gerçeğidir..."

Pierre Loti'nin bu sözleri Türklerin ne kadar yüce ve asil bir millet olduğunu dile getirmiştir.

Türkler bütün bir millet olarak tarihini bilen ve din kardeşliğini her şeyden önceleyen bu sebeple de asırlar boyunca birlik ve beraberlik içinde yaşayabilen bir millettir. Bugün bu milleti etnik gruplara ayırmak isteyenlerin amacı işte bu birlik ve beraberliği yok etmeye dönüktür.

Batı'nın emperyalizmine, Doğu'nun gafilliğine kapılmayan Türkler asırlardır var olmuşlardır. Türklerin istikbali, geleceği her zaman kendileri tarafından belirlenmiştir. Çünkü hiçbir toplum Türklere egemenlik kuramamıştır.

Türk milleti uzun tarihinde, ulusal ve tarihsel bilincin yanı sıra derin bir ulusal birlik duygusu ile nitelendirilen duygu için yeterince şanslı olmuştur. Türkler vatanı ve milleti için tüm fedakârlığı yapacak kadar uludur. Türklerin elindeki her şeyi alabilirsiniz yalnız tek bir şeyi alamazsınız o da bağımsızlık ruhudur... Türklerin içindeki vatan ve millet sevgisi hiçbir toplumda görülmez. Çünkü bu millet tarihinde hep namusuna ve toprağına saldıranlar ile çarpışmıştır. Doğu'nun gafletine kapılıp Batılı devletlerin ülkesini bilfiil işgal etmesine izin vermemiştir...

Bizler yüzyıllardır var olan Türklerin mümessili olarak bize emanet edilen bu toprakları, kutsal değerleri, gelenek ve göreneklerimizi ebediyette kadar koruyacağız. Fakr u zaruret içinde yaşayan birçok devletin ahvali gözler önünde. Bizler yakın tarihten ders çıkararak içinde bulunduğumuz ülkeyi koruyup kollamak için elimizden ne geliyorsa yapmaya hazır olacağız...

 

 

 

Sözümüz evvel Kur'ân, ilkemiz sevgi saygı,

Gayemiz; Hakk rızası, halka hizmet yolundan,

Ülkemizin en ücra köşesi bize kaygı,

Muradımız; sürgün vermek kuru ağaç dalından.

 

Revan oluruz yola, daha güneş doğmadan,

İbibikler ötmeden, gün geceyi boğmadan,

Iğdır’da ilk sabahın, ilk şafağı ağmadan,

Aşarız Torosları, sis dumanlı belinden.

 

Asra sığmaz sevdâmız, sevdâmız halka hizmet,

Evvel ahir davamız, davamız Hakk’a hizmet,

Kırk tekbir, beş divanda duamız, aşka hizmet,

Gül düşler, gül yazarız “Kâinatın Gülü”nden.

 

Narmânî’yim sesimi duyun Palandöken’den,

Neler çektik biz neler şer salyalı dikenden,

Zül Celâl razı olsun, şerri dipten sökenden,

Doğrulduk ve şahlandık medeniyet külünden.

 

 

 

 

 

TUNA NEHRİ: “Tuna Nehri akmam diyor/Kenarımı yıkmam diyor./Şanı büyük Osman Paşa/Plevne’den çıkmam diyor...”

Mehter marşlarımıza konu olmuş bir nehirdir Tuna Nehri… Tuna'ya "nehirlerin kraliçesi" de derler. Avrupa’nın ikinci büyük nehridir aynı zamanda. Almanya’dan çıkıp Romanya’dan Karadeniz’e dökülür. Volga’dan sonra Avrupa’nın en uzun nehri olan Tuna Nehri'nin uzunluğu 2860 kilometre havzası yaklaşık olarak 816.000 kilometrekaredir.

Tuna, Karadeniz’e dökülene kadar 300’den fazla kol alır. Su miktarı ve rejim bakımından geçtiği toprakların özelliklerine bağlıdır. Yazın buharlaşma ve kuraklık arttığından sular azalır. Kışın ve ilkbaharda ise sular fazlalaşır. Tuna, ortalama olarak bir yılda Karadeniz’e 200 milyar metreküpten fazla su taşır. Bu esnada getirdiği, çakıl, kum ve mil gibi maddelerin toplam ağırlığı 8 milyar tonu geçer. Orta Avrupa ile güneydoğu Avrupa arasında ulaşım bakımından önemli olmasından, geçtiği yerdeki her devlet temizlenmesine büyük çaba sarf eder...