Çehreni göster dünya değişsin!

“Gözlerini kapat ve hayal et... Hiçbir terapistin veremeyeceği o en basit ayağını yerden kesen, kendi gücünle hızını sağladığın salıncakta gökyüzüne yakınlaşmanın sevincini yaşa ve hayal et…

Hızını alıp yükselmeye başladığında şunları söyle kendine:

"Sen bu dünyanın en büyük talihi en büyük kalbisin. Deli dolusun; aydınlığı sevdiğin kadar güzel, karanlığı sevdiğin kadar ışık yansıtansın. Sensizliği sevmeyecek kadar akıllı, seveceğin kadar mutlu olanısın. Geleceğin yaş almışı, şu anın en büyük ihtiyacısın.

Sen, kendini bulabileceğin en büyük güce haiz; sende olanın en yeteneklisisin. Önüne çıkan zifirî bir yolda mumu elinden bırakmayan, hatırına gelmesini istemediğin bir kokudan kaçmayan, kimseye boyun eğmeyensin..."

Gücünü yorgunluğundan al ve derin bir nefes çek içine sevdiğin kokuyla birlikte. Tıpkı bedenini ruhsuz hareket ettirmediğin gibi…

Nefes alma bir kokuyu duymadan!

Uçmaya başladığında bu dünyada en çok olmak istediğin yerin penceresinden etrafına bak ve hayal et.

Yeryüzünde biriken kalabalığın içindeki o kocaman boşluğa damlalar götür hayat pınarından. Toprağında kurumuş gördüğün çiçeklerin diplerine usulca su taneciklerinden damlat yaprağını sarsmadan…

Sonrasında oluşan gök narların arasına inmeyi düşlerinde seyret ve ümit et. Ta ki hayali yaşamasından güzel olmamıştı diyene kadar!

Karadeniz’in yüksek rakımlı bir yaylasında, göz gözü görmeyen dumanında, yüzüne düşen çiğlerce kanatlarını çırp ve hayal et. Ta ki başaracağın o güne kadar...

Niye mi?

Allahü teâlâ bütün kâinatı insanlar için yarattı. İnsanları da, kendine ibadet etmekle şereflensinler diye yarattı. Allahü teâlâya şükürler olsun ki, bizi insan olarak yarattı. Bunun için ne kadar hamd etsek azdır. İnsana eşref-i mahlûkat denmiştir. Yaratılmışların en şereflisi demektir. Peki, neden yaratılmışların en şereflisi oluyor insan? Çünkü onda, diğer mahlûklarda bulunmayan on haslet vardır. Beşi madde, beşi mana ile alâkalı. Bu on hususiyetin bir özelliği de var. O da, hepsinin birbirleriyle zıt olmasıdır. Bu zıtlıkların toplandığı başka bir mahlûk yoktur. Allahü teâlâ öyle yaratmıştır...

 

 

 

 

 

 

Bir heyecan içimde

İhlas Vakfı Yurtları’m

Çok sevecen biçimde

İhlas Vakfı Yurtları’m

 

Yurdum içre yurdumsun

Tükenmeyen duygumsun

Ahlak üzre huyumsun

İhlas Vakfı Yurtları’m

 

Benim ana yurdumsun

Kaynağından suyumsun

Ehl-i Sünnet huyumsun

İhlas Vakfı Yurtları’m

 

Beni götür yâd ele

Düşürme hiç dillere

Silsileyle el ele

İhlas Vakfı Yurtları’m

 

 

 

 

 

BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ: Bermuda Adaları, Florida'nın güney ucu ve Karayib Adası olan Porto Rico'nun arasında kalan bölge. Çeşitli uçak ve gemilerin hiçbir iz bırakmadan kaybolduğu, pusula ve elektronik aletlerin devre dışı kaldığı bu kısım "Şeytan Üçgeni" olarak bilinir. Uzun süre hakkında kâfi derecede araştırma yapılamadığından, gemici ve pilotların çekindiği esrarlı bir bölge olarak kabul edildi. Araştırmacılara göre Bermuda Şeytan Üçgeni'ndeki hadiselerin büyük sebebi; atmosferle okyanus arasındaki karşılıklı ve değişen etkilerdi. Bu üçgende meydana gelen girdaplar, güçlü hortum ve fırtınalar ile pusula ve telsiz cihazlarının çalışmasını bozan manyetik alanlar bir arada düşünülünce, bu bölgede kaybolan gemilerin "muamması" oldukça gerçeğe yakın bir süratte gün yüzüne çıkmış olur...