Halepli bir çocuğun kaleminden -2-

A -
A +
Türkiye, Türk insanı hakkında neler düşünüyorsun?
Türkiye hakkında bazı insanlar iyi bazıları kötü. Bizim karşımıza genelde iyi insanlar çıkıyor. Bizi vatanlarına aldılar, bizi ayırmıyorlar. Suriyeli demiyor, ders veriyorlar
Suriye’nin geleceği hakkında ne düşünüyorsun?
Suriye’nin geleceğini çok fazla düşünmüyorum. Derslerime çalışarak güzel yerlere gelerek Suriye ye faydalı olacağım.
Türk askeri ve Suriye'deki Türk askerî harekâtları hakkında neler düşünüyorsun?
Harekâtlar için Türk askerlerine çok teşekkür ediyorum. Bizim için canlarını ortaya koyuyorlar. Türk askerlerini seviyorum bizimle kardeş olmak istiyorlar. Keşke onlara bir faydamız dokunabilse.
Türkçe hakkında neler düşünüyorsun?
Kullandığımız bazı kelimeler aynı. Fakat Türkçe bana zor geliyor. Yavaş yavaş öğreniyorum.
Osmanlıyı tanımıyorum maalesef...
Osmanlı için dini yaymak için kendilerini feda ettiler.
Türkiye’ye nasıl ve niçin geldiniz?
Evimize bomba düştü. Kapının önündeyken. Açıkçası Türkiye'ye bir anda nasıl bu kadar çok geldik bilmiyorum. Ama iyi ki gelmişiz. Türk bayrağı benim bayrağım bu bayrağı seviyorum, güven veriyor bizi koruyor.
Gelecekteki hedefiniz nedir?
Türk askeri olup şehit olmak istiyorum. Küçücük bir çocuğum aklıma bir şey gelmiyor. Bugün okulda biraz yaramazlık yaptım. Şu an sadece evde babamdan yiyeceğim dayağı düşünüyorum. Namazlarımda Suriye'ye ve Türkiye'ye dua ediyorum.
Neden Türkiye gazetesi okuyorsun?
Dinî sayfa olduğu için Türkiye gazetesi okuyorum. Niçin bu gazeteyi aldığımı bilmiyorum. Spor sayfasını da okuyorum. Dergimizi gönderiyorlar. Kalın sağlıcakla...
        Mahmut Küçükay-Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
 
 
 
ŞİİR
 
 
              YANDI
 
Yokluğunla avuçladım hasreti
Varlık yandı, kıtlık yandı, az yandı
Türkülere fısıldadım bu derdi
Mızrap yandı, teller yandı saz yandı
 
İntizar doluymuş çeyiz sandığım
Vaha rüyasıymış gerçek sandığım
Umuduma katık diye bandığım
Azık yandı, ekmek yandı tuz yandı
 
Zemheri ayazı çöktü bağıma
Avazımı ilham ettim çığıma
Yükledim efkârım buzul dağına
Güzüm yandı, bahar yandı yaz yandı
 
Titrer figanımdan dağların başı
Seyrime gelirmiş pazar ve çarşı
Keremler erittim Aslı'ya karşı
Alev yandı, ateş yandı köz yandı
 
Dillerde söylendim nadan eliyle
Selamlar ilettim kuşluk yeliyle
Gâhi akıllıyla gâhi deliyle
İşve yandı, cilve yandı, naz yandı
 
Saldım denizlere yorgun sandalım
Kasırgaya esir düştü her dalım
Söyleyemedi ki lisân-ı hâlim
Firûz yandı, aruz yandı söz yandı...
 
                  (FİRÛZ) Adil Çopur
 
 
TARİHTEN BİR YAPRAK
 
YALTA KONFERANSI: İkinci Dünyâ Harbi yıllarında toplanan meşhur konferanslardan. Kırım’da bulunan Yalta’da 4-11 Şubat 1945 târihinde toplandı. Bu konferansa ABD Başkanı Roosevelt, İngiliz Başbakanı Churchill ve Rus lideri Stalin katıldılar. Bu buluşmada, Almanya mağlup edildikten sonra, bu ülkenin geleceği husûsu görüşüldü. Yalta Konferansında Almanya’nın kesin mağlubiyete uğratılıp, işgâl edilmesi, Alman ordularnın dağıtılması ve askerî sanâyinin yok edilmesi, savaş tazminatı alınması, savaş suçlularının cezâlandırılması, Nazizmin ortadan kaldırılması ve Berlin’de kurulacak olan Kontrol Komisyonunun ülkeyi idâre etmesi kararlaştırıldı. Yalta Konferansında Türkiye’yi ilgilendiren Boğazlar Meselesi üzerinde de duruldu. Stalin, Boğazlarla ilgili yapılmış olan Montrö Sözleşmesinin değiştirilmesini istedi. Bu isteğin ileriki toplantılarda görüşülmesine karar verildi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.