Güzel günler göreceğiz...

A -
A +
 
 
Son günlerde bütün insanlık ailesi olarak tarihe şahitlik ediyoruz. Küreselleşme denilen, çağın büyük ideali sanırım gerçekleşti. Tüm dünya aynı anda aynı şeyleri konuşmaya başladık. Bunu bir Üçüncü Dünya Savaşı olarak görenler de var. I. Harp Avusturya-Macaristan veliahdının vurularak öldürülmesi, II. Harp Almanya’nın Polonya’yı işgali işe başlamıştı. III. Harbin Çin’den dünyaya yayılan Covid-19 adlı virüsle başlamadığını iddia edebilecek miyiz? Hatta hiç kimsenin yaşamak istemediği savaştan beter bir durum var ortada. Savaşların yine belli bir hukuku, diplomasisi, ateşkesi, barışı vardır. İçinden geçtiğimiz şu günlerin ise kuralını kaidesini gözle göremediğimiz mikroskobik bir varlık, bir virüs koymaktadır.
Ülkeler sınırlarını bizler de evlerimizin kapılarını kapattık. Düşman uçaklarının hava saldırılarından sığınaklara inmiş gibiyiz. Fırsat bulsak Ay'a, belki de uzaya atacağız kapağı. Sokakların neşesi söndü, meydanlar ıssızlaştı. Bu yıl bahar yapayalnız dokunuyor doğada. Ağaçlar çiçek açmada, toprak yeşermede, kuşlar cıvıldamakta biz evlerimize kapanmışken. İşte erikler hep çiçeğe durdu. Kirazlar gelinlik giydiler. Kardelenler tohumdan çıkmada dağlarda.
“Her şeyin başı sağlık” denilmiştir. Başımıza bir hastalık uğradığında hatırlardık bu sözü. Fakat böylesi bir hatırlamak herhâlde görülmemiştir. Zengininden fakirine, siyahı beyazı, Asyalısı, Avrupalısı, Amerikalısı şimdi bu sözün büyüklüğünü fark ediyor.
Yüz yıl önceki insanlar şu günlerde İstanbul’un işgalinin kahredici sahnelerini yaşıyorlardı. O karanlık günler bir müddet sonra zafer güneşiyle aydınlanıvermişti. Yine öyle olacaktır. Yapılan uyarılara kulak vereceğiz. Dişimizi sıkacağız. III. Harbin ortak düşmanına teslim olmayacağız. Herkes emin olsun ki, yine güzel günler göreceğiz. Bu temennilerle başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere bu mücadelede emeği geçen herkese, yetkililere, yetkililerin çağrılarına duyarlılık gösteren vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum...
Bu vesileyle bu köşeden ben de halkımıza çağrıda bulunmak istiyorum. #EvdeKal Türkiye…”
            Volkan Topalak-Bursa
 
 
 
ŞİİR
 
               VESVESE
 
Bir derin kuyudur ki görünmez dibi.
Ne bir kovası vardır ne de bir ipi.
İçine güneş vurmaz karanlık dibi,
Labirentli zindandır zordur vesvese.
 
Fısıldar kulağına durmadan Şeytan.
Acilen kurtulmalı, bu kötü huydan.
Pehlivan olanlara kurulur meydan.
Pek şerli bir düşmandır, zordur vesvese.
 
Doluşur binlercesi beynini oyar,
Çaresine bakmazsan şirazen kayar.
Ona teslim olanlar, ömrüne kıyar.
Çetin bir imtihandır, zordur vesvese.
 
Elbet çaresi vardır yaman illetin.
Üstünü örten perdedir saadetin.
Bildirmiş panzehri âlimiyle din.
Bir zehr-i baldırandır, zordur vesvese.
             Zuhal Güzel
 
 
MUTFAK KÜLTÜRÜ
 
İZMİR KÖFTE:
MALZEME: 500 gr kıyma, 4 dilim bayat ekmek içi, 2 adet kuru soğan, 2 diş sarımsak, 1 adet yumurta, 1 çay kaşığı kimyon, ince kıyılmış maydanoz.
SOSU İÇİN: 2 çorba kaşığı domates salçası, 2 çorba kaşığı un, 2 çorba kaşığı sadeyağı (tereyağı), 2 su bardağı su ve tuz.
YAPILIŞI: Yumurta hariç bütün malzeme yoğrulur. Sonra yumurta da ilâve edilip yoğrulur. Ceviz büyüklüğünde kopartılıp avuç arasında oval hâle getirilir. Orta ateşte pişirilir. Sos olarak bir tavada un, yağ kavurulur. Domates salçası, su ve tuz eklenip kaynatılır. Köftelerin üzerine dökülür.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.