Biricik gazetem...

A -
A +
Türkiye gazetesi benim için değerli bir hazine kıymetindedir. Bu gazeteye sevdam yaklaşık 40 yıldır abone olan dedem sayesindedir. Her daim ilkeli gazetecilik anlayışıyla halka doğru haberleri ulaştıran, objektif bakış açısını kaybetmeden hakkı adaleti gözeten tek gazetedir benim Türkiye’m! 50 yıldır bu istikametten sapmayan gazetemizin başarısının temelini merhum Enver (Ören) Amca atmıştır. Yokluklardan refaha ulaşırken nice engellemelerle karşılaşan Enver Amca asla pes etmemiş. Sarsılmaz imanı, örnek karakteriyle, duruşuyla rehber olan güzel bir insanmış. Onu görüp tanımasam da hayatına dair yazıları okuduğumda anlıyorum. Böyle bir gönül adamının kurduğu gazete de başarısını sürdürecektir...
Bu gazetenin kıymetini ergenlik yıllarımda bilemedim belki de. Dedem her gün “orta sayfayı okudun mu?” derdi ama o zamanlar umursamazdım. Ama şimdi anlıyorum anneannemin neden gazeteyi eline alır almaz ilk önce orta sayfayı açtığını. Orta sayfadaki din bilgileri, evliya kerametleri, menkıbeleri kıssalar belki de pek çok insanın hidayetine vesile olmuştur. Şimdi ben de çok etkilendiğim bölümleri kesip defterlere yapıştırıyorum. Gazetemizin sayesinde zengin bir kütüphaneye de sahip olduk. O kitaplar, ansiklopediler büyükdedemin evinde duruyor. Onları saklayıp çocuklarıma okutturacağım. Kitap okuma alışkanlığım eskisi kadar çok olmasa da Türkiye gazetesi okuma alışkanlığım bitmedi. Her sabah erkenden kapımıza bırakılan gazeteyi alır ve çayımı yudumlarken keyifle satır satır okurum. Bütün köşe yazarlarımızı iyi takip ediyorum.
Beni en çok yazılarıyla etkileyen Süleyman Özışık Beyefendidir. Dobra dobra sözleriyle suskun muhafazakâr kesimin sesi olmaya devam ediyor. Yazılarını yürekten alkışlıyorum. Hepsi birbirinden değerli yazarlarımıza başarılar diliyorum. Asla başka bir gazete okuma isteğim olmamıştır. Abonelere verilen Türkiye Çocuk dergisindeki ibretlik hikâyeler, masallar çocukların iyi yetişmesi için çok değerli. O masalları okumaktan yetişkinler bile zevk alabilir...
Biz okuyuculara bir köşe bıraktığınız için de ayrıca teşekkür ediyorum. Türkiye gazetesi, TGRT, İhlas Holding bünyesinde çalışanlara başarılar diliyorum. Allah yâr ve yardımcınız olsun. Kaleminiz hakkı yazmaktan vazgeçmesin!..
            Zuhal E.
 
 
ŞİİR
 
         Bu âlem
 
Hayat; kimimize deryâ,
Kimimize çöl geliyor.
Deryâda yüzme bilmeyen,
Çölde koşmayan ölüyor.
 
Bu yüzdendir insanlığın,
Bir arada durmaması…
Bu yüzdendir; Ak, karanın,
Birbirinden ayrılması…
 
Sükût etse tüm insanlık,
Biraz hayatı dinlese;
Geçecek belki karanlık,
İnsan, insanı severse…
 
Bu cihan ki; her insanın,
Tek güzergâhı olmuştur…
Her bir insan da kendini,
Yine kendinde bulmuştur…
 
    Ahmet Sinan Arvas-İstanbul
 
 
 
UNUTULMAZ COĞRAFYALAR
 
BASRA KÖRFEZİ: Hint Okyanusu'nun Arabistan Yarımadası ve İran arasındaki körfezdir. Dicle ve Fırat nehirleri birleşerek Şattülarab adıyla körfezin kuzey ucundan denize dökülür. Körfez, kuzey-güney doğrultusunda Şattülarab'ın döküldüğü yerden Hürmüz Boğazı'na kadar uzanır. Buradan Umman Denizine ve oradan da Hint Okyanusu'na bağlanır. Yüzölçümü 236.800 km2, ortalama derinliği 25 m olup, en derin yeri 102 metredir. Sıcak bir deniz olan Basra Körfezi'nin ortalama sıcaklığı, kışın 20 oC, yazın 30 oC'dir. Körfez bölgesinde havanın çok sıcak olması sebebiyle buharlaşma fazladır. Dolayısıyla tuzluluk oranı yüksektir (%4). Yaz mevsiminde Arap Yarımadası'ndaki çöllerden "Şamal" adı verilen tozlu kuzeybatı rüzgârları körfeze doğru eser.
Dünya petrol nakliyatı bakımından körfez çok önemlidir. İç kısımlarda çıkarılan petrol, boru hatları ile limanlara getirilerek, dünyaya buradan sevk edilir. Bu durum körfezin büyük bir jeopolitik önem kazanmasına sebep olmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.