Değerli bilgiye dair...

A -
A +
 
Bilgilerimizin değerlerini belirleyen ölçütler var mıdır? Sahip olduğumuz bilgiler bizim için hâkimiyet veya mahkûmiyet sebebi olarak zikredilebilir mi? Bildiklerimiz ile sanılarımızı ayırt edebilmenin kolay bir yolu var mıdır? Bilgiler mi gerçekleri yönlendirir, gerçeklikler mi bilgileri yönlendirir? Bilgilerimizin değerini ne ile belirleriz?
Varlığın gerçekliği ve kaynağı ile ilgili ihtilafların çokluğu, mutlak izafete kapı açmaz, bu çokluk, varlığın nihai manada var olduğu, çeşitli olduğu, yorumlanabilir ve algılanabilir olduğu gibi çıkarımları sağlar. Var olanlar algılandıkları ölçüde yorumlanabilir ve algılandıkları ölçüde vardırlar ve bu varoluşları biçim ve hacimlerine dair bir varoluştur, mahiyeti itibarıyla değil.
Şeylerin hakikati vardır ve varoluşun tanımlanması tercihe bağlıdır ve şart değildir.
Eşyanın gerçekliğini tasdik ettiğimiz sırada, insanın eşyaya dair bilgilerinin de gerçeklerini tasdik etmiş oluruz.
Hakkında konuştuğumuz her şey vardır ya somut olarak ya da tasavvur olarak. Bu hâldeki var olan her şeyin bilgisi de insanların açığa çıkarma ve mukayyet hâle getirme eylemlerine bağlı olarak ‘bilinenler’ arasına girer.
Şuurun iptal olduğu anlardaki “bilme” durumlarının, şuurlu anlardaki “bilme” durumları ile karıştırılmaması bilginin keyfiyeti/niteliği ile ilgilidir. Şuurlu anlarda irade/istenç belirleyiciler arasındadır. Tahayyüller de şuurun iptal olduğu anlara dâhil olanlar arasındadır.
Bilgiler ve şeyler, açıklama yolu ile (daha) anlaşılır ve hissedilir bir şekilde somutlaştırılmaya doğru yaklaştırılır. Bilgiyi elle tutulur hâle getirirken insanı maddelerin arasına hapsetmeyen bu somutlaştırılmaya yaklaşılması devresidir.
Açıklama da aklın gözetiminde yapılır.
Bıçağın kesiciliğine kaç kere şahit oluruz. Bıçağın kesiciliği bizde aklî bir hüküm olarak yer eder. Burada bir tecrübeye dayalı birikim elde eden bir hareketin varlığı söz konusudur. Artık tek tek bütün bıçakları ele almasak dahi genelgeçer bir bilgiye sahip olduğumuzu tefekkür edebiliriz…
         Ali Tarık Parlakışık
 
 
 
 
MÂNİLER
 
 
   YERİNDE SAY
Çay demini almış çay,
Onu içmek bir olay,
Erken kalkan yol alır;
Sen hâlâ yerinde say…
 
         BEDAVA
Sabah tertemiz hava,
Yemyeşil olmuş ova,
Derin derin soluyun,
Ohh, oksijen bedava…
 
           MUM
Çocuklar oynar kumla,
Ter akar damla damla,
İğneyi düşürmüşler,
Büyükler arar mumla…
 
      KOKUYOR  
Kızlar halı dokuyor,
Dostlar kitap okuyor,
Biz de bahçeye çıktık,
Mis gibi gül kokuyor…
                    Ramazan Çetin      
 
 
 
ENTERESAN BİLGİLER
 
BOSNA-HERSEK: Bosna-Hersek Avrupa kıtasının güneybatı, Balkan yarımadasının ise kuzeybatı köşesinde yer almaktadır. Neretva Nehri'nin denize döküldüğü mevkide 20 km’lik bir toprak parçası ile denize ulaşır, ancak limanı yoktur. Kuzey ve batıda Hırvatistan, doğuda Sırbistan, güneydoğuda ise Karadağ tarafından çevrelenmiştir.
Bosna-Hersek'in yüzölçümü 51.129 km2dir. Osmanlı döneminde Bosna Hersek’e değişik zamanlarda akınlar düzenlenmiş olsa da nihayet 1463 yılında açılan sefere Fatih Sultan Mehmet bizzat kumanda etmiş ve Bosna Hersek Osmanlı’ya dâhil olmuştur.
Boşnaklar, İslâmiyet'i kabul etmeleri, devlete bağlılık ve güvenilirlikleri sebebiyle Osmanlı Devleti'nin çeşitli kademelerinde görev yapmışlar, hatta Defterdar, Kaptan-ı derya ve Sadrazam bile olmuşlardır...
Tarihin ilerleyen yıllarında Osmanlıdan kopan topraklar arasında bulunan Bosna-Hersek'te 1990 senesi sonlarında yapılan seçimleri kazanarak devlet başkanlığına gelen Aliya İzzet Begoviç, Mart 1992'de (bugün) bir referandumla bağımsızlığını ilan etti...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.