Tek kişilik saltanat!..

A -
A +
“Ne yapıyorsun Âdem sen bunca saat Allah aşkına?” diye sordu hasta oda arkadaşım geçenlerde:
“Saatlerce kalkmıyorsun o masadan. Belin de mi ağrımıyor? Kendi kendine konuşuyorsun, gülüyor, üzülüyorsun. Geceleri devamlı bir şeyler düşünüyorsun. Pencereden dışarıyı seyrediyorsun, ne görüyorsan artık. Sanki burada değilsin, yani bu dünyada değilsin gibi.
Hep aklın başka diyarlarda… Bu kadar düşünmek güzel bir şey değil… Televizyonlardaki sıkılan adamlara benziyorsun. Ama onlar gerçek değil. Bizim çok bir ömrümüz kalmadı ki sıkılalım. Ölüm er geç sığacaktı zaten ömrüne, günlerini heba etme gereksiz düşünüp de. İlla da düşüneceksen güzel şeyler düşün. Bir yerlerde çiçek toplayıp ufak çocukların saçını okşadığını var say. Karını çocuklarını düşün durmadan. Eğer yeniden başlama şansın olabilseydi yaşamaya, neler yapardın? Kimleri çok sevip kimlerden nefret ederdin, mesela bunları düşün. Ne hoş olurdu değil mi? Her şey nasıl eşsiz ve anlamlı olurdu. Yağmurun sesi nerelere giderdi o zaman, güneşi nasıl hissederdin, duvarlar arkasına gizlenmiş insanlar sana nasıl görünürdü? İçtiğin su, aldığın nefes sana ne kazandırırdı? “Bunları düşün” derim. Ben öyle yapıyorum mesela. En azından sıkılmıyorum. İnsan kendini avutmalı bir şeylerle ama kendi canını yakmadan… Bir de tuhafıma giden, "ne etmeye bilge gibi o kocaman gözlüğü takıyorsun masaya oturunca. Gözün bozuk değil ki senin?” deyip anlattıklarının bende nasıl bir izlenim uyardığını seyretti.
Biraz sonrasında gözlerini kısıp sordu:
-Yoksa sen upuzun bir mektup mu yazıyorsun?”                                                                                       
-Yok, mektup değil,
-Yoksa şiir mi?
-İsterdim ama şiir yazamıyorum.
-Şiir çok okumuş, görmüş geçirmiş adamların işi değil mi?
-Kim bilir belki de öyledir?
“Ne yazıyorsun öyleyse söyle, çok merak ettim.
Söyleyip susmak arasında kaldım. Kırmak da istemiyordum onu.
Nereden başlanır bilmiyorum ama yazdıklarımı anlatmak istedim:
-Nasıl hastalandığımı anlatıyorum Nuri Bey Amca. Fazla düşünmenin hayatta nelere mâl olduğunu yazıyorum…
            Salih Sezgen
 
 
 
ŞİİR
 
 
    Mîrâcımız
 
O, Resuller, Resulü;
Zamansa, ahir zaman;
Hakkın en mümtaz kulu;
Nasiptir ona iman
 
Şefaati, şefkati,
Bildirdi, hakikati;
Anlatılmaz takati;
O ne müthiş imtihan!
 
Yakınları isyanda,
Sabrın zirvesi onda!
Zafer geldi sonunda;
Huzura erdi cihan.
 
Neydi o eza cefa,
Böyle mi olur vefa?
Kiminleydi o kafa?
Buldular sonsuz figan.
 
Sardı hareketiyle,
Fethetti, davetiyle,
Güldük bereketiyle;
Kurtuldu teslim olan.
 
Bakmaz dünya tahtına,
Bindi Burak atına,
Miraçla Hak katına,
Odur merdiven bulan
 
Bizim de Mîrâcımız,
Beş vaki namazımız,
Rızadır kazancımız,
Mesut erken uyanan…
 
Kula kul eme Rabbim,
Habîbin Peygamberim,
Affın umar dilerim,
Bu dünya hayal yalan…
            Ramazan Çetin
 
 
 
 
KISA… KISA…
 
 
Ne ekersen onu biçersin
 
Modern zamanlar veya Batı Medeniyeti(!) çıkış noktası daha çok güç, daha çok sahip olma üzere kuruldu. Nefsani ve şeytani his ve isteklerle dolu bir dünya oluşturdular. Aslında şaşılacak bir durum değildir. Meselenin bize dokunan tarafı irdelenecek nokta! Sıkça duymaya başladık: Z Kuşağı...
Gençler için kullanılan bu kavramı oldukça ötekileştirici ve suçlayıcı buluyorum. Gençler aslında yetişkinlerin aynası oldu. Aradaki tek fark zaman! Son asırlarda ilim baş tacı mı edildi? Haram-helal konusu hayatımızın olmazsa olmazı mı oldu? Para, dine ve insanlara hizmet için mi kazanıldı? Ahlaklı insan olmak öncelik mi yapıldı? Daha soracağım çok soru var elbet. Sizin de vardır. Ki cevapları çok iyi biliyoruz! Hepsi meydanda iken kendimize ve hakikate karşı bir körlük içinde olmaktan keyif alınıyor. Kapitalizmin sunduğu her şey hayatın merkezine konuyor. Bunu yaşamak için birçok şey mubah hâle sokuluyor. Sonra gençlerle ilgili menfi bir durumda ise söz hazır: Z Kuşağı!
Bu şekilde ancak problemin üstünü örteriz. Önce kendimiz aynaya bakacağız. Biraz samimiyet lütfen... Yok öyle "Z Kuşağı" deyip sıyrılmak! Demezler mi insana; “ne ektin ki ne biçmeyi bekliyorsun?”
Fatih Toprak-Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.