Vatan türkümüzün yüzüncü yılı -2-

Tüm ders kitaplarımızın başında İstiklal Marşı'mız vardır. Okullarımızı eğitim ve öğretime her hafta İstiklal Marşı okunarak açar ve yine her hafta İstiklal Marşı okunarak kapatırız. Tüm resmî programlarımızın başında yine İstiklal Marşı'mızı okuruz. Millî takımlarımızın yaptığı her resmî maçtan önce yine İstiklal Marşı'mızı gururla okuruz.

İstiklal Marşı'mız, milletimiz için bağımsızlığın, vatan sevgisinin her şeyden önce geldiğinin tüm dünyaya ilan edildiği bir marştır. Bağımsızlık beyannamemiz olan İstiklal Marşı'mız aynı zamanda milletimizin millî mutabakat (anlaştığı) metnidir. Tüm milletimizin millî hissiyatının kelimelerle tecessüm etmiş (cisimleşmiş) hâlidir İstiklal Marşı... Bizim için çok değerlidir, kıymetlidir, tüm dünyaya milletimizin kahramanca seslenişidir...

Bu kadar değerli olan İstiklal Marşı'mızın kabulünün yüzüncü yıl dönümü de bizim için ayrı bir öneme sahiptir. Hem Millî Şairimiz'in aziz hatırasını yâd ediyoruz hem de kahraman milletimizin millî mücadeledeki varoluş destanını hatırlıyoruz.

2021 yılı Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile “Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşı Yılı” olarak kutlanmasına karar verildi. Evet, kabulünün 100. yılında coşkuluyuz, gururluyuz, umutluyuz. Bu vatanı bize emanet eden aziz ecdadımıza minnet borçluyuz. Ve milletimiz için, vatanımız için, ülkemiz için, devletimiz için ecdadımız gibi çalışacağız ve gerekirse savaşacağız. Şüheda fışkıran bu cennet vatana sonuna kadar sahip çıkacağız. Gençlerimize millî şuur ve vatan sevgisini aşılayacağız. Bu en önemli vazifemizdir...

Tüm şehitlerimizi ve kahramanlarımızı bir kez daha rahmet, minnet ve şükran ile yâd ediyorum. Ruhları şad olsun. Ve son cümlemi Millî Şairimizin dediği gibi “Rabbim bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” diyerek bitiriyorum... 

 

 

 

 

 

Düşün taşın bundan yüz yıl evveli.

Beka mücadelesi verdiğimiz belli.

Düşman her taraftan musallat olmuştu vatana

Yurdu çiğnetmek yakışmazdı gerisini anlasana!

 

Artık sona ermeliydi işgal denilen illet.

Tek çatı altında el ele vermeliydi millet.

Hür yaşamak için gündelik acıları unut!

Tüm düşmanlara karşı olunmalıydı yekvücut.

 

Necip milletim hürdü kabul etmezdi esaret.

“Ya istiklal ya ölüm!” diye gösterdi cesaret.

Zannetme ki bu milleti yan gelip yatan,

Milyonlarca şehit verilerek kurtarıldı bu vatan.

 

Milletim birleşmişti yedi düvele karşı.

Onların destanına ithafen yazıldı İstiklal Marşı

Ey vatandaş düşün kim olduğunu tanı,

Ki düşman çiğnemesin bu mukaddes vatanı.

 

 

 

 

 

TEVEKKÜL: Arapça isim kökenli bir kelime olup işi Allah'a bırakıp kadere razı olma hâlini anlatır. Bu anlamda “tevekkel” kelimesi de bir işi oluruna bırakan, kaderine razı olan kimse demektir. Yine halk arasında “tevekkeltü al-Allâh” diyerek işimi Allaha bıraktım anlamında tevekkül ruhunu yaşayan ve yaşatanların kullandığı ifadedir.

MÜTEVEKKİL: Bu kelime de Arapça vekil kökünden olup tevekkül eden yani işini Allah'a bırakan kaderine razı olan anlamındadır…

HALLAK: Halk eden yaratan anlamında bir kelime olup yüce Allah’ın Esma-ül Hüsna’da geçen “El-Halık” isminden dolayı yaratan yaratıcı anlamında kullanılmaktadır.

REZZAK: Arapça rızık kökünden kelime olup bütün yaratılanların rızkını veren Allah anlamındadır. “Er-Rezzâk” Allah’ın doksan dokuz isminden biridir. Rezzâk-ı âlem: Dünyanın rızkını veren Allah anlamındadır.

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin Tevfiznamesi’nde (havale etme) yer alan “Hallâk-ı Rahîm Oldur/Rezzâk-ı Kerîm Oldur/Fa’âl-i Hakîm Oldur/Mevlâ görelim neyler/Neylerse güzel eyler…” bendinde bu kelimeler geçmektedir.