Canını canana vermek...

A -
A +
Ne uğrunda yaşayıp öldüğümüz, kim olduğunuzu belirler. Can ve canan, bir elmanın iki yarısıdır. Hayattan maksat, vuslattır, ikiyi bir eylemektir. Zira ikilikte ayrılık, ayrılıkta acı vardır. Rahman birliğe, şeytan ayrılığa çağırır. Artık bu ikisinden birini seç. Müslüman bal arısına benzer. Hayatı insanlığa gıdadır, hastalara şifadır. Vefatı ahde vefadır. Zira vefat, vefa demektir. Verdiği sözde durmak demektir. Doğduğu günkü gibi tertemiz veda etmektir bu gurbet diyarına. İnsanlığı, yaşarken de, ölürken de yaşatmaya sözü vardır onun. Bu asaletinden dolayı Yaradan ona "ölümsüzlük iksiri" içirir. Biz bilmeyiz, biz anlamayız. Bal arılarının amacı sokmak değildir. Onlar kendi hâlinde, yorulmak nedir bilmeden insanlık için çalışır. Arılar analarını, ailelerini, vatanlarını tehlikede hissetmedikleri müddetçe kimseye saldırmazlar. Bir insan düşünün, kırk yaşına kadar el üstünde tutuluyor, en ufak bir hatası görülmüyor, dosdoğru ve emin olarak tanınıyor. Kırk yaşından sonra, “Allah” diyor, “taşlara tapmayın, insan öldürmeyin, hak yemeyin, namuslu olun, can yakmayın…” diyor. O günden sonra bütün dünya karşısına dikiliyor. Şu tarihe bir bakar mısınız; birileri Allah diyebilmek, Hakk’ı yüceltmek için can veriyor; diğerleri, Hakk’ı susturmak için saldırıyor, öldürüyor, ölüyor. Biri yaşamak için direniyor, yaşatmak için mücadele veriyor; diğeri yok etmeye programlanmış. Bir masum yavru annesinin koynunda mışıl mışıl uyurken ansızın ocağına yağan bombalarla hayattan koparılıyor, bir çocuk karnını doyurmak için Cennet’e gitmekten başka yol bulamıyor. Diğer taraftan, insana bunları yaşatanlar ve bu yaratıklara destek verenler de kendini insandan sayıyor. Çanakkale’de gül yüzlülerle, yüzsüzler savaştı, tarih boyunca olduğu gibi. Biri öldürmek için saldırdı, biri yaşatmak için direndi. Biri Hakk’ın sesini susturmak için hırladı, biri Hakk’ın uğrunda hilalin gölgesinde al kanlara bulanıp kırmızı güller açtı. 15 Temmuz’da biri canını canana verdi, biri ruhunu şeytana sattı! Birileri ölüm kustu, birileri de can olup ötelere uçtu. Canlar, Canan’la buluştu...          İdris İspiroğlu     ŞİİR       SABIR VE DUA   Ekmek oluverir ateşte, Bir hikmet var bu işte. Yol, zorsa da gidişte, Asıl saadet bitişte.   Demiri de dövmüşler, Eğip,  bükmüşler. Aynısıdır üzenler, Hep son güler, sabredenler.   Büyük iş, erişmek, Lazım gelir girişmek. Varmak zor olsa da, Dileyelim nasip ola.   Kolay yoktur dünyada, Nefis de var insanda. Aç elini, kalma darda, Senin devan duada..             Çağrı Tonyalı         TARİHTEN BİR YAPRAK   RUSLARIN İŞGALİ: 1 Kasım 1914’te Rusların Doğu Beyazıd’dan sınırımıza tecavüz etmeleri ile Kafkas Cephesi açılmıştı. Ruslar ilk iki muharebede mağlup edildi yenildi ise de, arkalarından takip edilip sınır dışına atılamadı. "Dondurucu kışta taarruz doğru olmaz. İlkbahara tehir edelim" tavsiyelerine ehemmiyet (önem) vermeyen Enver Paşa'nın bizzat idare ettiği Sarıkamış Harekâtında dondurucu kışın da etkisi ile en değerli birliklerimiz perişan oldu ve bir rivayete göre 90.000 (bir rivayete göre 'hastalıktan ve savaştan ölenler dâhil kayıp sayısı 35 bin civarında' denilmektedir) şehit verildi. Ruslar 1915’e kadar Van, Muş, Bitlis; 1916’dan sonra Erzurum, Erzincan, Trabzon, Bayburt, Gümüşhane’yi zapt ederek Şarki Anadolu’yu ellerine geçirdiler. 12 Mart 1917 Bolşevik İhtilali ile Çarlık yıkılınca, Ruslar Brest-Litovsk Muahedesi ile 1914’ten sonra aldıkları yerleri iade ettikleri gibi Batum, Kars ve Ardahan’ı da geri verdiler.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.