Faydaları saymakla bitmez...

Ramazan ayının ülkemize, milletimize ve bütün İslam âlemine hayırlı olmasını diliyorum. Cenabı Hak hepimizi inşallah bayrama da kavuştursun.

Bu sene de ramazan-ı şerifi maalesef şimdiye kadar hiç görülmemiş büyük bir illetle bir virüs belasıyla beraber tutmaya çalışıyoruz. İnşallah Rabbim bu belayı bu mübarek ay hürmetine en kısa zamanda başımızdan alır. Tekrar camilerimize, teravihlerimize ve cumalarımıza kavuşuruz.

Oruç tutmanın hem dinî yönden, hem manevi yönden hem de sağlık yönünden çok büyük hikmet ve faydaları vardır.

Bugün tıpta dünya çapında hemen herkesin kabul ettiği bir gerçek var ki o da oruç tutmanın sağlığımız üzerine verdiği faydadır. Bu gerçeği bütün dünya hekimleri kabul etmeye başlamışlardır.

Bugün nice yabancı doktor hastalarının sağlığa kavuşması için onlara aç kalmayı, rejim veya diyet yaptırmayı önermektedir. Birçok sağlık yönteminde sağlıklı yaşamak için bir nevi oruç tutmak önerilmektedir. Güzel dinimiz de “oruç tutun sıhhat bulun” buyurmaktadır.

Bir sağlıkçı olarak günümüzde insanlarımızın birçoğunun sindirim sistemi rahatsızlıkları yaşadığını bilmekteyiz. Bu hâl şişmanlık, kalp, damar, şeker hastalıklarına ve tansiyon yüksekliği gibi birçok sıkıntıyı da beraberinde getirmektedir. Oruç tutmak bütün bu hastalıklara karşı koruyuculuk görevi yaptığı gibi bir de tedavi vasıtası da olmaktadır.

Oruç tutan insan aynı zamanda güçlü bir irade kazanır. Oruç tutan insanın sinir sistemi de rahatlama içine girmektedir. Bir ibadeti yerine getirmiş olmanın mutluluğu gerginlikleri, sıkıntıları azaltır stresi yok eder.

Oruç tutmanın manevi faydaları çoktur. Uzun süre oruç tutan insan, aç kalanın çektiği ıstırabı hissederek muhtaçlara, aç kalanlara ve yolda kalanlara yardım etmek ihtiyacını duyacaktır.

Allahü teâlânın emrini yerine getirmek için gündüzleri bir ay oruç tutan bir mümin cenab-ı Hakk'ın diğer emirlerini yerine getirme alışkanlığı da kazanır.

Yani orucun sağlık bakımından faydaları saymakla bitmez... Bu duygularla hayırlı ve sağlıklı ramazanlar diliyorum...

   

 

 

 

 

 

Kardeş büyüdük senle, millet için varız biz.

Dur durak bilmeyiz hiç, koşup emir dinleriz.

O aşkla, o yürekle, kelle koltuk gideriz.

 

Gücümüzü imandan alır, hizmet ederiz.

Jandarmayız ezelden, çeliktendir kalbimiz.

 

Allah bir, Peygamber hak, seslendim lisanımla,

Bağrımdaki inançla, temiz, asil kanımla,

Mazluma uzanırım, o yüksek vicdanımla.

 

Gücümüzü imandan, alır, hizmet ederiz.

Jandarmayız ezelden, çeliktendir kalbimiz.

 

Vadi bayır bilmedik, gezdik dağ ile taşı.

Ne eş, ne oğul bildik, yemedik ana aşı.

Yıllar var ki görmedik, ana baba kardaşı.

 

Gücümüzü imandan, alır, hizmet ederiz.

Jandarmayız ezelden, çeliktendir kalbimiz.

 

Yaradan'a sığındık, “ya Allah” diyerekten.

İnsanlık yolundayız, samimiyiz yürekten.

Zalimlerle dövüşte, bükülmeyiz bilekten.

 

Gücümüzü imandan, alır, hizmet ederiz.

Jandarmayız ezelden, çeliktendir kalbimiz.

 

 

 

 

 

İFTAR: Kelimesi Arapça “fıtr” kökünden bir isimdir. 1. oruç açma. 2. ramazan akşamları oruç sonrası belirlenen saatte yiyip içmeye başlamak anlamlarındadır. Oruç açılırken yenen yemektir. Bunun zıddı imsak demektir. İftar vakti, duanın kabul olduğu mübârek bir vakittir. Dinimizde iftar etmeye ve iftar vaktine büyük kıymet verilmiştir.

SAHUR: Temcit yemeği, ramazan ayında imsak vaktinde oruç tutmaya niyet ederek yenilen yemek.

İMSAK: Sahurun son vaktine imsak denir. İmsak, yemenin içmenin kesildiği vakittir. İmsak vakti, İslâm astronomi âlimlerinin fıkıh kitaplarındaki tarifleri esas alarak yaptıkları rasatlarla tespit edilmiş ve güneşin ufkun altına -19 derece yaklaştığı vakit hesap edilerek bulunmuştur.

TERAVİH: Arapça isim olan” terviha” kelimesinin çoğuludur. Ramazan ayında yatsı namazı ile salât-i vitir arasında kılınan yirmi rekâtlı namazın adıdır. Her dört rekâtında bir terviha (dinlenme) yapıldığı için, bu namazın hepsine “teravih” denilmiştir.