Gençlerden şikâyet mi?

A -
A +
İki orta ve ileri yaş bir araya geldiğinde her nasılsa “bizim zamanımızda” diyerek söze başlar. Sonra en güzel sanat eserleri onun zamanındadır. En değerli isimleri onlar görmüştür. Yaşadıkları eğitim öğretim hayatı zirvedir. Onun döneminde saygı vardır. Onun döneminde sevgi vardır. Onun döneminde bayramlar bir harikadır… Onun döneminde okuryazar bir nesil vardır… Bu böyle uzar gider…  Ya gençlik? Şimdiki gençlik onlara göre saksıda yetiştirilmiş süs bitkisi gibidir… Ne bir zevki vardır ne bir arkadaşı… Ne bir kitap okuyanı vardır ne bir sohbet edeni. İki kelimeyi bir araya getiremezler. Dünya yansa umurlarında değildir… Ellerinde bir cep telefonu varsa yoksa onların dünyası odur… Geçen gün bir arkadaşım ile konuşurken dedi ki: “Sanki biz gençlere haksızlık mı ediyoruz ne?” Çünkü bizim zamanımızda da bizden büyükler bizlere öyle derlerdi… “Ah bizim zamanımız” derlerdi ve bizleri beğenmezlerdi. Bizi umarsız, kaygısız, çilesiz dertsiz insanlar olarak tanımlarlardı… Şimdi de biz gençlere kendi zamanımızdan kendi penceremizden kendi dünyamızdan bakıyoruz. Ve sanki bizim büyüklerimizin bizi yargıladığı gibi biz de gençleri yargılıyoruz. Sanki aslında her dönemin kendi gerçekleri kendi realiteleri kendi ritüelleri var… Şöyle içinde yaşadığımız dünyadan hem kendimize hem gençlere bakalım mı? Bizim zamanımızda bilgisayar olsaydı yine daktilo ile yazmakta ısrar eder miydik? Daktiloya özenir miydik? Bizim zamanımızda bol bol kitap okuyor idiysek şimdi niye bol bol okumuyoruz? Çünkü şimdi internette bir sürü sosyal paylaşım sitesi var. Çoğundan anlamasak bile gençler kadar bize de keyifli geliyor değil mi? Bir kitabın başına oturup saatlerce bir yazıya bağlanmaktan daha kolay geliyor değil mi? Şimdi televizyonlarda açık oturumlarda konuşanları dinlemek mi daha eğlenceli kendi paylaşım takipçilerin arasında sörf yapmak mı? Elbette sınırsız bir dünya ve istediğin beğendiğin konu bir tık ile karşında… Eğri oturup doğru konuşalım derim ben… Hiç gençlerle kendimizi kıyaslayıp da hele de gençlerden şikâyet etmenin âlemi yok bence…          H. Faruk Altınkoç     ŞİİR                  KADİR GECESİ   Geldi aylar Sultanı, rahmeti sardı bizi, Şefkati, merhameti ısıttı içimizi, Bereketi ferahlık, katlar sevincimizi;   Bu ayda bir gece var, bilinmez derecesi, Ramazana gizlenmiş, Şanlı KADİR GECESİ…   "Bin aydan hayırlıdır" Böyle der yüce Kitap, Rabbim muhatap almış, bize ediyor hitap, Nimetleri veren o, kim der ‘başkasına tap!’   Mübârek gecelerin zirvesi, birincisi, Müslümana hediye, şanlı KADİR GECESİ…   Bin aya bedel gece, seksen küsur yıl eder, Altın dolu bir nehir, durmadan akar gider, Kabını doldurmazsan, lâyık olmaz mı keder?   Sonsuzluğa dâvet var, iyi dinle bu sesi, Yeni ufuklar açar, Şanlı KADİR GECESİ…   Bu ayda tut orucu, sevabını düşünme, Sahura kalk, zahmet et, ihmal etme, üşenme, Rabbim herkesi görür, bir köşe bulup sinme;   İşte kazanç kapısı, incilerin incisi, Sarıp sarmalıyor o şanlı KADİR GECESİ…   Hak teâlâdan nida: “Kim isterse vereyim, Kullarım uyuyor mu, uyanık mı bileyim, Kimlerle beraberler, dostları kim? Göreyim”   Açılan bir kapı ki, çağırıyor herkesi, Kurtuluşa vesile, şanlı KADİR GECESİ…   Dünyaya geldik ama var mı kalıcı olan? Hastalık, dert, sıkıntı, hani alıcı olan? Bir ateş deryasına kimdir dalıcı olan?   Şen şakrak olanların gider o gün neşesi, Saadete vâsıta, şanlı KADİR GECESİ…   Hepimiz fânileriz, vakti dolanlar göçer, Herkes ne ekmiş ise, gün gelir onu biçer, Yüce Rabbim bizlere iman selâmeti ver!   Can bedenden çıkacak, açılacak kafesi, Şefaat eyle bize şanlı KADİR GECESİ…                                   Ramazan Çetin     KISA KISA...   Dua Rahman ve rahim olan yüce Allah’ın var ettiği bütün mahlûkatına karşı merhametlilerin en merhametlisi ve şefkatlilerin en şefkatlisi lütuf ve kerem sahibinin ismiyle dua ediyorum.  Yanlış, hata, kusur, kabahat, eksik gediklerimden ve bilerek bilmeyerek işlemekte olduğum günahlarımdan dolayı yüce Rabbimden bağışlanmamı ve affımı niyaz ederim. Bizim inancımız odur ki müminler imanlarından asla şüphe etmez. Her daim iyi işlerde bulunur. İbadetlerini dosdoğru yapar. Varı olanlarından bir kısmını -ki zekâttır, sadakadır, fitredir- paylaşır. Bu kimselerin kendilerini yaratan, terbiye eden, barındıran, geçimine sebep yaratan ve yaşatan, bütün âlemi yoktan var eden ilahi kudretin yanında kıymetleri vardır. Öyle olanlara hiçbir zaman ve hiçbir yerde korku yoktur. O kimseler ki üzüntüye de kapılmazlar. Nice insanlar vardır, insan onların yanında kendini bulur. Nice insanlar vardır insan onun yanında kendini kaybeder…  Cenab-ı Hak bizleri kendimizi yanında bulabileceğimiz iyi insanlarla karşılaştırsın…        Agâh Çırakoğlu-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.