Sevgi üzerine -1-

A -
A +
Sevmeye başlayınca, eskisinden çok farklı bir insan olduğumuzu anlarız.Sevgi ektiğimiz yerde mutluluk büyür.   Sevgide hem ben, hem sen, hem de biz varız. Acının, sıkıntının, korkunun, üzüntünün, sevincin, neşenin, güzelliğin, iyiliğin, erdemin vb. paylaşılması sevginin oluşmasında ne çok önemlidir. Kişiler arası iletişimi, barışı, güveni, fedakârlığı, bireysel ve kurumsal başarıyı oluşturan önemli özelliklerden biri ve belki de en önemlisi sevgidir. Sevginin olduğu alanlarda yenilikler, güzellikler ve başarılar gelir. Ümidimizi, yaşama sevincimizi, güçlülüğümüzü sevgilerden elde ederiz. Duyguların en yücesi, bahçemizin en güzeli, en anlamlısı sevgidir. Sevmek seveni de sevileni de besler. Sevmek, sevilince öğrenilir. Sevmeyi bilmek başarının yarısıdır. Sevmeyi bilmeyen insan hiçbir yerde sevilmez… Sevgi bu kadar ihtiyaçtır… Peki biz ne yapıyoruz da, kitabı, bilimi, doğayı, sanatı, hayatı ve insanları seven fertler bireyler öğrenciler yetiştiremiyoruz? Kuşatıcı olmakla, dayatmak arasındaki farkı neden anlayamıyoruz? Bu konuda gerçekten hepimiz kafa yormalı ve sevgiyi bulmalıyız… Sevginin; “insanları mutluluğa götüren tek reçete” olduğunu söyleyebiliriz. Sevgi, her kapıyı açan, gizemli bir anahtar, engelleri rahatlıkla aşan aydınlık bir yoldur. Onun sayesinde taş yürekler yumuşamakta, onun sayesinde gözlerden gönüllere ulaşılmakta, onun sayesinde gözlerden merhamet damlacıkları süzülebilmekte, onun sayesinde asık yüzlerde tebessümler gülücüğe dönüşebilmektedir. Size samimi düşüncemi söyleyeyim mi? Sevgi unutulunca, insanlar da birbirini unuttu. Menfaat için yaşama anlayışı olan pragmatizm felsefesi; her şeyi maddede arayan materyalizm felsefesi dünyaya yayıldı ve insanları etkiledi. Oysa ne olursa olsun dünyamızın hızla döndüğü ve kabuk değiştirdiği günümüzde değişmeyen, kalıcı değerlerimizden biri sevgidir. Bizim yaşayabilmemiz için sevgiyi tüm olumsuzluklara rağmen yaşatmamız gerekir. Gerçek sevgi, her türlü maddesel yarardan arınmış, karşılıksız bir duygudur...           Seyfettin Karamızrak     ŞİİR                 KADIN EMANETTİR   Aldığım nefes demem asla hiçbir kadına.. Nefes veren Rabbimdir, bunu iyi bilirim.. Yoldaş olur ve gelir, o erer muradına.. Rabbimin emri derim, emaneti bilirim..   Kadın Hakk'ı unutup, sevdasına dalarsa; O kadından sevgimi, ümidimi keserim.. Günü gelip sevgisi sınırını aşarsa, Bir rüzgâr oluverir, uzaklara eserim..   O kadın ki; huzurun mânâsını unutur, Her fasılda huzuru, saadeti söylerim.. Şükür etmek yerine, hep yüzünü somurtur, Sabrın selametini, vaadini söylerim..     Ol beşer Aşk'ı tutup, Hakk'a Aşk'ı unutup; Viran olma ey gönlüm, Hakiki Âşık ölüm..               Bir Asr'ın Asa'sı/Ahmet Sinan Arvas     GÜZEL YURDUMUZ   YOZGAT: İç Anadolu bölgesinin Orta Kızılırmak bölümünde yer alan bir ilimiz. Doğudan Sivas, kuzeyden Tokat ve Çorum, batıdan Kırıkkale, güneybatıdan Kırşehir, güneyden Nevşehir ve Kayseri illeri ile çevrilidir. Türkiye’nin beş tahıl ambarından biridir. Trafik numarası 66’dır. İsminin menşei kaynağı şöyle anlatılmaktadır:   Türkmenler “ot” a “yoz” derler. Çapanoğlu Aşireti Horasan’dan bu bölgeye geldiklerinde yemyeşil uzanıp giden bir otlakla karşılaşınca sürülerini bu otlağa bırakıp çadırlarını kurmuşlardır. Zamanla çadırların yerini taş ve kerpiç binalar almış ve küçük bir kasaba meydana gelmiştir. Türkmenler bu kasabaya “Yoz Kant” (Otlak Kenti) ismini vermişlerdir. Zamanla bu kelime “Yozgat” olarak halk dilinde yerleşmiştir.   Yozgat ili Anadolu’nun en eski yerleşim merkezlerinden biridir. Alişar Höyüğünde 5000 sene önceye âit eserler bulunmuştur. Yozgat ilinde gelenek ve görenekler iç Anadolu’nun diğer şehirleri gibidir. Mahallî yemekler: Madımak, çiğdem pilavı, testi kebabı, arabaşı, teltek ve haside tatlısıdır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.