Sevgi ilaç gibidir

A -
A +
Bir gün çiftlikteki atların birine bakan seyis “bu attan hiçbir hayır gelmez artık” demişti. Söylediği at güçlü bir hayvandı. Ama hiç kimse o ata binmek istemiyordu. Çünkü çok huysuz bir at idi. Üzerindekini atıyor, ağaçlara çarpıyor ve yanına yanaşanı çifteliyordu…
Bir gün bu çiftliğe bir yabancı geldi. Bu atı çok beğendi ve onu dört haftada terbiye edeceğini ve kuzu gibi itaat eden bir at olacağını söyledi. Çiftlikteki herkes bu sözlere bıyık altından güldü elbette... Ancak ne var ki işler düşündükleri gibi olmayacaktı…
Yeni gelen adam, atı koşturmak için hazırlarken onunla tatlı tatlı konuşarak ona tatlı yiyecekler vererek işe başladı. Sonra onunla konuşa konuşa idman sahasında gezdirdi. Birkaç gün sonra yine idman sahasında gezdirirken birden atın üstüne atlayıverdi.
Huysuz at, her zamanki gibi bir iki sıçrayış yaptı ve üzerindeki bu adamı aşağıya düşürdü. Şimdiye kadar hep bu durumlarda iyice bir kamçılanırdı, yani anlayacağınız güzel okkalı bir dayak yerdi ve üstelik azarlanırdı.  Oysa şimdi herhangi bir kamçı gelmemişti ve böylece canı yanmamıştı. Herhangi bir azarlanmaya da maruz kalmamıştı. Tam iki hafta böyle geçti…
Fakat o huysuz at, tanınmayacak kadar değişmişti. Kendisine bakan adam gibi o da çok uysal ve itaatkâr olmuştu. Çiftlik ahalisi bu gördüklerinden anladılar ki iyi muamelede zayıflık ve acizlik değil; en sert seyislerin bile başa çıkamadıkları hayvanları uysallaştıran büyük bir kuvvet vardır.  İyi adama, kötüsün, kötüsün desen kötüleşmesi; kötü adama da iyisin, iyisin desen iyileşmesi mümkündür ve çoğunlukla gerçekleşmiştir. Kısacası tatlı dilin halledemeyeceği bir problem yoktur denilebilir. Atalarımız o bakımdan "Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır" dememişler midir? Aksine örnek olarak bal bile satsa satan adamın yüzü asıksa ona “kendin bal satıyorsun ama yüzün sirke satıyor” diyerek tepki göstermişlerdir. Sevgi olan yerde merhamet vardır, yardımlaşma vardır, olumluluk vardır. Dolayısıyla sevgi aslında ruhumuzun gıdasıdır, sevgi hepimize ilaç gibidir…
           İbrahim Yardım-Eğitimci-Yazar/Diyarbakır
 
 
 
ŞİİR
 
 
  Mevlâ’m çok sever
 
 
Yap ibadetini, gör fakiri
Sevindir garibi, yetimi,
Dağıt Rabbin yüce nimetini,
Mevlâ’m çok sever cömert olanı.
 
Veren el ol giy takva tacını,
Gör garipleri, doyur acını
Yaşa infak etmenin tadını,
Mevlâ’m çok sever cömert olanı
 
Gel kardeşim infak edelim,
Fakiri yetimi dost edinelim
Gönüllerde deveran edelim,
Mevla’m çok sever cömert olanı
 
Garibim, sözüm onun nurudur,
Bu yol Resul-i Ekrem’in yoludur.
Gönül ancak onunla mutludur,
Mevlâ’m çok sever Cömert olanı
 
      Dr. Mehmet Gülal-"Gül Kokusu"
 
 
 
ESKİMEZ KELİMELER
 
MÜTEAKİP: Arapça sıfat kökenli “akab” kelimesinden oluşmaktadır. 1. Birbiri ardından gelen [sıra ile] ve 2. Ardından gelen, arkası sıra beliren gibi anlamları vardır. Halk arasında kullanılan en yaygın hali “cenaze namazını müteakip” gibi söylenmektedir. Burada “cenaze namazına müteakip” şeklinde yanlış ifadeye dikkat etmek gerekir. “Cenaze namazına” şeklinde değil “cenaze namazını” şeklinde olması gerekir. Müteakiben kelimesi de zarf (belirteç) olarak yine sonra; ardı sıra, arkası sıra, arka arkaya gibi anlamlar içermektedir.
MÜTENASİP: Uygun, aralarında muntazam (düzenli) bir nispet (oran) bulunan, muvafık (uygun), birbirine mensup ait ve müşabih (benzeyen) olan anlamlarındadır. Yaşayan dilimizde münasip görmemek uygun görmemek anlamındadır. Pek münasip demek çok uygun demektir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.