Zarif olabilmek

A -
A +
Bugün yaşadığımız sürecin ağırlığını neoliberalizmin pompaladığı bağımsızlık ve rekabet inancında ve gerçeklikten kopuşla açıklayabiliriz ancak. Yalnızlığa tahammülsüzlük de, boşluk duygusu da, kimlik karmaşası da ancak bu meselelerin çözümüyle hafifletilebilir.
Evet, toplumsal bir rahatsızlık var. Kimse kimseden memnun değil ve herkes birbirini kibar olmamakla suçluyor. Sert atışmalar, ters cevaplar eşliğinde yaşayan toplum hâline dönüşüyoruz. “Yeterince benzer düşünen ve yeterince kibar olan insanlarla yaşamak istiyoruz” diye anlıyorum tüm bunları görünce. Herkes bağımsız, hür ve teklik peşinde ancak ülkelerde yaşamak böyle bir şey değil. İstanbul trafiği ile yüzleşmiş herkes bilecektir. Düşünü kurduğunuz teklik, ya da her ne olası şey ise İstanbul trafiği kadardır. Birbirimize bağlıyız ancak çok uzağız. Nezaket, kibarlık ise bu ölçek kadar...
Kültürel Uyuşmazlık da önemli bir problemdir. Kim bilir kaç yürek döşemelerin altında atmaya devam ediyor? Yüreğimizin ritmine tahammül edemediğimiz için öldürdük bakışımızı ve suskunlaştık; sessizleşip dilsiz şeytanlar hâline dönüştük. Hâlbuki yürek her attığında devrim olur bedenimizde. Bir âna kaç devrim sığdırdığınız, nabız atışlarınıza bağlı. Ân, kendi içinde zamanın sürekliliğinden başka bir şey değildir; geçmiş ve geleceği hem birleştiren hem bölen saf bir sınır. Bu paradoksal niteliğiyle ân, zamanı sonsuzca böldüğü için daima başkadır, ötekidir; öte yandan geçmişi ve geleceği birleştirdiği ve zamanın sürekliliğini garanti altına aldığı için de hep aynı kalan bir şey.
Yürek atışları da öyle; her atış başkadır, aynı zamanda hayatın sürekliliğinin garantisi; hayatın kaynağına bir ânda ulaşacağımız bir geçittir. Bu geçit sayesinde sonsuzluk çizgisel zaman ve mekân deneyiminin içine sızmakta ve hayatı bir daha eski hâline gelmeyecek biçimde değiştirebilmektedir. Ân, içine sığdırdığınız yürek atışları kadar devrimler içeriyor. Daha fazla numara yapmamalı insan! Ânın söylediği gerçeklikte ne biriz ne de beraberiz. Batı taklitçisiyiz. Öze dönüşün parolamız olması dileği ile...
         Sosyolog Yazar Erdi Han
 
 
 
 
 
ŞİİR
 
 
            Olmasın
 
Huzur-u kalp ile duaya daldım,
Aklımda fikrimde bir zan olmasın.
Her derdin acının içinde kaldım,
Hekimler dermanım yazan olmasın.
 
Kalbimi Allah'a mazhar eyledim,
Gönlümü bülbüle gülzar eyledim,
Her günün sonunu nazar eyledim,
Artık şu mevsimler hazan olmasın.
 
Bir zaman içinde başlar seferim,
Akar boncuk boncuk alnımda terim,
Kabristan olacak mekânım yerim,
Kabr-i mezarımı kazan olmasın.
 
Bir yalan bir dolan karıştı söze.
Bir ar vefasızlık bulaştı öze.
Sözünde sadıklık layıktır bize,
Heyhat aramıza sızan olmasın.
 
Engelli yollarım çıkarken düze,
Bir name yolladım gece gündüze,
Hayat nakış nakış çizilir yüze,
Sabrın daim olup bazan olmasın.
 
Mazhar: Şereflenme, bir şeyin göründüğü, izhar olunduğu yer.
 
            Âdem Kılıç "Serhedî"
 
 
 
SAĞLIK OLSUN
 
ÇİLEK: Çilek mükemmel bir lif kaynağıdır. Ayrıca A ve C vitamini içermesi sebebiyle iyi bir antioksidandır serbest radikalleri vücuttan atmaya yardımcı olur. Grip nezle gibi rahatsızlıklara karşı vücudu güçlendirir. Karaciğeri temizler. Kanı temizler. Aynı zamanda sakinleştirici bir etkisi olduğu için stresi de azaltır. Çilek ağız ve diş sağlığına da iyi gelir. Diş etlerini kuvvetlendirir. Çilek kas ve doku iltihaplanmasına engel olduğu için romatizmal rahatsızlıklara da iyi gelmektedir. Sindirim sistemini rahatlatan ve iyi çalışmasını sağlayan çilek bağışıklık sistemini de güçlendirir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.