Altın Kubbe'nin Gölgesi

A -
A +
Neye baksak tadımız yok, sevinçten uzakta ve öfkeli belki suçlu… Kaç gündür, kaç yıldır ve kaç zamandır nemli gözlerle tanıklık etmekteyiz yürek yangınlarına.
Determinist bakış açısı sebep-sonuç odaklı olduğundan bu yolda parmağını kıpırdatmak zor gelir, zulme duyarsız kalanlara. Vahşete alışmış bir kişi için parmağını kaydırana kadardır acı. Bütün gün ekran başında dehşet görüntüler ile beynini uyuşturan içinse yeterlidir bu kadarı. Omuzlar dik, medyada gür bir sesle haykırıyor ve bu davayı gece-gündüz fikrinde, kalbinde taşıyor itidalde olan. Okuyor, paylaşıyor, öğreniyor, anlatıyor ve dua ediyor seheri tefekkür ederken. “Şunu yapınca ne oluyor, hadi ne olacak” deyip küçümsemiyor adımını. Bu işte enaniyet gösterisi de yapmıyor. Şuuruna ecdadın ahlakını yerleştirmiş bir kere. Masumlar ağlarken gülmüyor ve saygılı, ölüye de cahile de. Yaşayışını bu çizgide yürütüyor ama gözü kara, korkakları silip geçiyor; zira bu dava ses istiyor. “Vakit kalmadı, tek bir an bile boşa geçmemeli” diyor ama bütün gün çatık değil kaşları. Bosna’dan Gazze’ye, Şam’dan Doğu Türkistan’a dinmiyor acılar. Ama iman gücümüz var. Hani söylüyorlar ya; “Sen olmasan da aynıydı bu dünya...” Bence bu söz yalan diye yaşıyor. Müminin kalbinin feraseti müjdelenmiş, “elinle-dilinle-kalbinle harekete geç” buyurulmuş, “sustuklarından hesaba çekileceksin” denilmiş. Afrika'da kanat çırpan bir kelebek, Amerika'da fırtına estirmiş.
“Zaferden değil seferden sorumluyuz” duruşuyla süreci şekillendiriyor. “Gayret bizden tevfik Allah’tan” diyen medeniyetin evladı olarak vesveseye kapılmadan işine yoğunlaşıyor. Kuru laf kalabalıklarından sıyrılıp fıtratına uygun alanlarda Allah için çabalıyor. Yararlı meşguliyetler ile hemhâl... Başucunda “Niyet hayır, akıbet hayır” yazılı, aşkı daimi... Hesaba çekilmeden evvel her gece hesaba çekiyor kendini. Ne zaman şahit olur kutlu günlere, bu değil meselesi. İnanç, bilinç ve dengeli aksiyon ile inşa etmiş bir ömrünü. Nimetin şükrü onu onunla değerlendirmektir diyerek tamamlıyor günü bir işten diğerine geçmek üzere.
        Sena Kunt/Ankara
 
 
ŞİİR
 
          Teslimiyet
 
İnsanoğlu farklı yöne gidiyor,
Bilinmez ki ne var her bir akılda?
Kimi hak sözüne hikâye diyor,
Kimi Hakkı bulur taşta çakılda.
 
Yerde Firavunlar oldu her asır,
Mühürlü kalbe söz eder mi tesir?
O yüreklerdir ki metaya esir,
Hayat ibaret der yalnız şekilde.
 
İtirazda ayrılık var haset var,
Etrafında munisten çok fesat var.
Memlekette iktisat var hesap var
Bilmem neler öğretirler okulda?
 
Güneş ay ve dünya gökte asılı,
Ercan çözen var mı neden nasılı?
İnanç dersen sözün özü, asılı,
"Hasbünallâhü ve ni’me’l-vekîl"de.
 
                Osman Ercan
 
 
UNUTULMAZ KELİMELER
 
TEZVİRAT: Arapça sıfat kökenli zever kelimesinden oluşmuş tezvîr kelimesinin çoğuludur. Tezvir, söze yalan karıştırma, yalan sözü allayıp pullama anlamındadır. Tezvirat kelimesi de bunun çoğuludur. Yalan sözler, dedikodular, asılsız söylentiler anlamındadır.
TENKİSAT: Bu kelime de Arapça tenkis kelimesinin çoğuludur. Tenkis, noksan etme, eksiltme, indirme, azaltma gibi anlamlar içermektedir.
TERTİBAT: Bu kelime de tertip kelimesinin çoğuldur. Tanzim etme, dizme, sıralama, düzene koyma anlamlarına geldiği gibi tedarik edip hazır hâle getirmek veya bir şeyi bir yere sabit kılmak gibi anlamlara da gelir. Bir anlamı da hile ile aldatmadır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.