Bilgi toplumu ve süreç yönteminin önemi -3-

A -
A +
Adaletin yüksek zümrelerin haklarının korunmasına yönelik işletilmesi ise zulümdür. Çünkü adalet kesintisiz bir eşitlik ve nimet-külfet paylaşımını emreder.
Türk gençliğinin eğitim ve öğretimi, anlık süreç yönetimi üzerine ve yeteneğe dayalı alan uzmanlığını haklar ve kurallar bilgisi, yani adalet bilgisi ile sürdürülmekte midir? Süreç yönetiminde planlama ve program üreterek denetleme esastır. Bilgi iradesini işletmekten mahrum kalan kişiler ve toplumlar üzerinde felsefe yapmamız, düşünmemiz gerekiyor. Üniversitelerde, enstitülerde, kurum ve kuruluşlarda karar noktalarında, öneri ve teklif noktalarında büyük idari tıkanıklıklar yaşandığını bilmemiz gerekiyor.
Kurum ve kuruluşlarda AR-GE faaliyetleri, stajları vb. ile birlikte, sahada deney ve gözlem yaparak yetişen gençlerin gerektiğinde kendi bilgisi ile emir verenlerin memnuiyetini de kazanacak karalarla olumluyu yaşatıp olumsuzu etkisizleştirebilmesi bir nitelik zenginliğidir.
Bu niteliğin kazanılması ise bilim disiplini ile mümkündür.
Temmuz-Ağustos ayları Akdeniz ve Ege orman yangınları kaza olabilir, kundaklama veya iç-dış terör faaliyeti de olabilir. Ama süreç yönetimi ve denetimi de tabandan tavana ve tavandan tabana akıl yolunda yaşatılan sürekli bir devinim ve gelişme gerektirir. Böyle bir toplumsal ve idari yönetişimde bilgisine ve deneyimine güvenen birey ve toplumlar emir komuta zincirini gerektiğinde kendi iradesi ile kurma basiret ve liyakatine ulaşarak sorunları ve çözümleri anında karara dönüştürüp uygulama başarısı gösterebilir. En başarılı toplum kendi iradesi ile doğru ve hızlı karar vererek doğru ve katma değer üreten bireylerden oluşan toplumdur. Bu topluma bilgi toplumu denir. Ülkenin millî servetleri konusunda önce devlet ve hükûmet ve eşit olarak valilik, kaymakamlık, belediyeler ve mutlaka tüm güvenlik birimleri sorumlu ve yükümlüdür. Siyaset çözüm üretme ve yönetme sanatı olduğu kadar şeffaf denetime açık ve eleştiriye tahammüllü olma sanatıdır ve erdemidir. Yeter ki maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olmasın.
       Cengiz Aslan/Araştırmacı
 
 
ŞİİR
 
 
              Övünsün
 
Yorgun gecelerin sabahlarından,
Semaya uzanan kollar övünsün!
Pişmanlık duyarak günahlarından,
Ağlayıp dövünen kullar övünsün.
 
Kalbi sevgi ile dolup taşarak,
Yanıp tutuşarak, aşkla coşarak,
Bâtıldan sıyrılıp hakka koşarak.
Geçirilen aylar yıllar övünsün.
 
Her an günahına tövbe ederek,
Yaradanı bilip secde ederek,
Kendinden geçip de vecde gelerek,
Hak adını anan diller övünsün
 
Övünsün dokunma dalında yaprak,
Övünsün vatanda her karış toprak,
Üstesinden geliriz birlik olarak,
Devletim milletim iller övünsün.
 
          Mehmet Hacıömer
 
 
 
 
UNUTULMAZ İSİMLER
 
 
ZİYA PAŞA: Tanzimat devri yazar, şair ve devlet adamlarındandır... Esas ismi Abdülhamid Ziyâüddîn’dir. 1825’te İstanbul’da doğdu. İlk ve orta öğreniminin bir bölümünü Süleymaniye’deki Edebiye Mektebi ile Beyazıt Rüştiyesinde yaptı. Bir taraftan Arapça ve Farsçayı öğrenirken, diğer taraftan da eline geçen divanları okudu. Hatta divan şiirleri yazmaya başladı. 30 yaşına kadar Sadâret Mektûbî Kalemi memurluğunda bulundu. 1855’te Reşid Paşanın yardımı ile Mâbeyn Üçüncü Kâtibi oldu. Bu arada Fransızcayı öğrendi ve Fransızcadan eserler tercüme etmeye başladı. Fransızca ve bu sâyede elde ettiği Fransız kültürü Ziyâ Paşa'nın şahsiyetini değiştirdi. I. Meşrutiyetin kurulmasına çalışan Yeni Osmanlılar Cemiyetine üye oldu. Nâmık Kemâl’le birlikte Paris’e kaçtı. 1868’de Londra’da Nâmık Kemâl ile Hürriyet gazetesini çıkardı. Sultan Abdülaziz Han'ın tahttan indirilip şehit edilmesinden sonra yurda döndü ve maarif müsteşarı oldu. Sultan II. Abdülhamîd Han devrinin ilk yılında Kanun-i Esasi Encümenliği yaptı. Vezir rütbesiyle Suriye ve Konya Valiliklerinde bulundu. Adana’da valiyken 1880’de vefât etti.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.