​Kendi ekonominizi yönetebilmeniz üzerine

A -
A +

Dünya kimsenin tekeline girmemiştir, girmez de. Ancak dünyanın yönetimi ve yönlenmesini eline almaya çalışan malum güçler var. Oynanan oyunlar ne olursa olsun, yok etme politikaları ne kadar hız kazanırsa kazansın, biz inandığımız hakiki naslara göre hayatımızı tanzim etmek zorundayız.

Biz ne mi yapmalıyız? Allah’ın izniyle şu üç haslet bizi muhafaza edecektir. Birincisi israftan kaçınmalıyız. Hayatımızda israf varsa yolumuz kıtlığa çıkar. Devlet olarak, milletçe ve ferdî olarak bu çirkin ve kötü tarzımızı keskin şekilde bırakacağız. Hatırı sayılan örnek kimselerin hangi konumda olursa olsun örnek davranışlarını sergilemeli millete gerçek manada örnek olmalıdır.

Geçmiş dönemlerde yoğun kıtlık dönemleri yaşanmıştır. Ayağına çarık, midesine ekmek, üstüne giysi bulamayan ecdadımız bu hâller içinde iken bile dünyaya karşı savaşmış yedi cephede düşmanı kahreden bir mağlubiyete uğratmıştır.

İkinci bir husus nimete saygılı olmalı ki bugün elimizde olana şükür etmek inancımızın gereği değil midir? Gerek yönetim gerek ekonomik dengelerimiz, gerekse sağlık içinde olmamız vb. bize Allah’ın bir nimeti değil midir? Bunu kabul etmeyip itiraz ve karşı koyma davranışına girersek nankörlük etmiş oluruz.

Büyük maddi güçleri elinde tutanlar tarafından ülkemize kuşatma hareketi yapılmakta olduğu, biraz etrafına bakanlarca görebilir. Süper güçler ve onların yandaşları denizden karadan kuşatmayı tamamlamak üzereler. Birleşiyorlar, anlaşıyorlar. Korkmayalım ama gaflete de düşmeyelim. Nankörlükten ve israftan kaçmamız bile bizi felaha eriştirecektir.

Dolar karşısında Japonya’da 1 dolar=137 yen olmuş. Dolar karşısında Rusya’da 1 dolar = 74 ruble olmuş. Bu ülkeler yıkıldı mı? Biz de yıkılmayız. Doların kaç lira olduğuna değil, dolardan uzak durmaya bakmalıyız. Kendi ülkemize devletimize daha çok sahip çıkmalıyız. Üretimi artırmalıyız. Son olarak önemli bir işimiz daha var. Herkes elinden gelen üretimi ortaya koymalı ve daha fazla üretmeli eş zamanlı olarak tüketimi ihtiyacımız dışına kaydırmamalıyız.

           Mehmet Karagöz-Gazeteci Yazar

ŞİİR

Ne dersin?

Bir gün hesap vereceksin, ömrünü nerede tükettin?
Bakalım ne diyeceksin, ömrünü nerede tükettin?
Karalamışsın kitabı, günah sollamış sevabı,
Ver bakalım bu hesabı, ömrünü nerede tükettin?

Başından dökülmüş saçın, ağzında kalmamış dişin,
Yetmiş üçü bulmuş yaşın, ömrünü nerede tükettin?
Gidenler geri gelmemiş, kimseye nasip olmamış,
Gezecek hâlin kalmamış, ömrünü nerede tükettin?

Yokuşlarda tekliyorsun, mola verip bekliyorsun.
Bu soruya ne diyorsun, ömrünü nerede tükettin?
Ne han kalır ne de hancı, ölür ihtiyarı genci,
Gel bakalım Mithat İnci, ömrünü nerede tükettin?

                     Bayburtlu Mithat İnci

UNUTULMAZ DEĞERLERİMİZ

KÖK BOYA: Pamuk ve yünlü ürünlere renk vermek için bitki ve böceklerden elde edilen tabii (doğal) boyalara halk arasında “kök boya” denilirdi. Bazı bitkilerin hepsi boya için kullanılırken bazılarının da çiçeği, yaprağı, tohumları, meyvesi, kabuğu veya kökü kullanılırdı. Bunların toplama zamanları en önemli faktörlerden biridir. 19.  yüzyıl ortalarına kadar yaygın şekilde uygulanan bu usül sentetik boyar maddelerin bulunması ile önemini kaybetmeye başlasa da şimdilerde kültürel zenginlik olarak turizme yönelik ürünlerde yeniden tercih sebebi olmaya başladı. Özellikle ülkemizde kilimcilik ve halıcılık sanatının yapıldığı bölgelerde, kök boyadan istifade edilmektedir. Tarihte “Türk kırmızısı” olarak bilinen renk, kök boya kullanılarak yapılan ve haslık derecesi çok yüksek olan bir boya çeşidi idi. 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.