İnsanım ben, herkes kadar...

A -
A +
Bırakalım bazı resimler bulanık kalsın. Bazı insanlarsa hep yalnız... Bırakalım bazı yazılar hiç okunmasın. Uzayıp giden dünya sürgününde, kendimize bir rol bulamıyorsak artık… Bırakalım başka hikâyelerin figüranı olacağımıza, bitsin gitsin tüm oyunlar... Anlaşılmaktan geçmiyorsa seslerin yolu, sonsuza kadar sussun kelimeler. En güzel kitapların raflarda eskidiği gibi güzel insanlar da dört duvarda eskisin bırakalım. Bırakalım kıymetimiz sadece ölünce anlaşılsın. Şiirler anlatmasın artık baharları. Şarkılar hatırlatmasın yitip giden insanları... Sadece fotoğraflarda gülsün yüzler. Gözümüze görünmesin kaç yüzü olduğu bilinmeyenler... Kapılıp gittiğimiz dünya hengâmesi okları yaydan çıkarmasın artık. Bırakalım bazı oklar hep kınında kalsın. Bazı insanlarsa hep kabuğunda... Harcanıp giden bir ömrün ağrısını tüm iliklerimde hissetmemek isterdim. Sonra üç şiddetindeki depremleri dokuz şiddetinde yaşamamayı... Bu hayatta en az herkes kadar gamsız olmayı. Her şey yerle yeksan olduktan sonra en az herkes kadar hiçbir şey olmamış gibi davranmayı bir de… Ama olmaz. Ama olmadı. İnsanım ben de herkes kadar. Hem sonra hassasım. Milyon kat trilyon kere yankılanır kelimeler zihnimde. İnsanlar aynadaki yüzünün kibrinde boğulurken üstelik yüzsüzlüklerine sık rastladım. Gece biter ama gündüz gelmez çoğu zaman. Aramam, beklemem sadece gülümserim. Zaten ben bu dünyaya yaşamaya gelmedim. Zorlarım kendimi her gün insan olmak için. İnsan kelimesinin tanımını bile yapamayacak insanlara. Sadece kendini düşünenlerin, bir köpek açlıktan baygın düşmüşken kıyısından geçip yemeğini çöpe dökenlerin, durmadan haset edenlerin, çıkarı için selam verenlerin, arkamdan konuşup yüzüme gülenlerin, kendini insan zannedenlerin arasında kalmış sıradan bir insanım... Nesli tükenmiş bir insan ırkının arasına doğmak benim zindanım. Sahi ne zaman biter bu zulüm? Yoksa ben insan olduğumu unutunca mı? Ah insan olmanın yükünü omuzlarında hissetmek yok mu? Hissetmeyenlerle aynı kefeye konmak her defasında… İnsanım ben herkes kadar. Bu hassas kalple yaşamak ıstırap veriyor yalnız bırakın beni...         Kübra Can     ŞİİR               Birilerine   Var insan sarhoştur, çukura yatar. Var insan haindir vatanını satar. Var insan yalana yalanlar katar. Böyle insanlara neyi söyleyim? Manasız, mantıksız dili neyleyim?   Var insan kurumuş ağaca benzer, Aşı tutmamışsa dalı neyleyim? Var insan ağzına geleni söyler, Manasız, mantıksız dili neyleyim? Böyle insanlara neyi söyleyim? Manasız, mantıksız dili neyleyim   Var insan yiğittir, ama er değil. Var insan hükümdar ama hür değil. Var insan özüyle sözü bir değil. Köpek derisinde balı neyleyim? Böyle insanlara neyi söyleyim? Manasız, mantıksız dili neyleyim?           "Deli Şair" Sürmeneli Fahri Kol         BİTKİLERİN DİLİ   ŞİFA DEPOSU İNCİR: İncir magnezyum, lif, manganez, sodyum B6 vitamini ve potasyum bakımından çok zengin bir kuru yemiştir. Kemik yoğunluğu ve düşük tansiyonu desteklerler. İncir ayrıca vitamin A, vitamin B1, vitamin B2, demir, fosfor ve klor gibi çeşitli diğer mineralleri de içerir. İncirin faydası saymakla bitmez. Kemikleri güçlendirir osteoporoza karşı etkilidir. Bol miktarda kalsiyum içerir. İçindeki lifler bağırsakları hareketlendirir, kabızlığı önler, serbest radikallerin atılmasını sağlar. Hormon dengesini ve bağışıklık sistemini düzenler. Kuru incir fenol, omega-3 ve omega-6 yağ asitleri içerdiği için kalp hastalıklarına iyi gelir. İncir yaprağı çayı bronşit gibi solunum yolları rahatsızlıklarına iyi gelir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.