Son sözümüzü söylemedik

A -
A +
FETÖ ihanetiyle yüzleşmek, Türkiye için ne kadar trajikti… Bunu henüz hazmedememişken, daha büyüğü patlak verdi… Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi tasmasının ipi Batı’da, kukla yönetimler, küresel çaptaki en büyük ihaneti sere serpe ortaya döküverdi. Sözde din adamlarının uydurduğu “İsrail’e karşı olmak caiz değil” fetvaları sonrası, siyasetçileri ve aydınları “Kudüs İsrail’in hakkıdır” yalanına başladı… İslam dünyasına liderliği fiilen devralan Türkiye ise rüzgârı çoktan tersine çevirdi. *** İstanbul’da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesi sonrası birçok ülke Filistin’e desteğini ilan etti... Hatta Kuveyt, Filistin’de büyükelçilik açılması için harekete geçti. Türkiye’nin hamlesi, İslam coğrafyası dışında da destek aldı. Çin, “Filistin’in başkenti Kudüs’tür” açıklamasıyla İİT kararlarını destekledi. Birçok AB ülkesi de Filistin’in yanında yer aldı. *** İstanbul’daki zirve sonrası, Kudüs için ikinci hamle BM’de geldi. Salı günü Güvenlik Konseyinde yapılan oylamada, ABD 14’e karşı 1 oyla yalnız kaldı. Çıkan sonuçla şoka uğrayan ABD Temsilcisi “Kudüs kararımıza karşı çıkmak bize hakaret. ABD bunu unutmayacak” diye tehdit etti. Şimdi sıra, bugün gerçekleştirilecek BM Güvenlik Kurulu oylamasında… *** Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan ABD Başkanı Donald Trump'ı bu kararından döndürmeyi amaçlayan karar tasarısı, genel kurulda oylanacak. Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu da oylamaya katılmak için ABD'ye gitti. Üstelik uçağında Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki de vardı. 193 üyeli Genel Kurulun oyuna sunulması beklenen karar tasarısı, Güvenlik Konseyinde ABD'nin vetosuna takılan tasarıyla büyük oranda aynı içeriğe sahip olacak. Tasarının kabulü için üçte iki çoğunluk yeterli… Yasal bağlayıcılığı bulunmuyor. Zaten, olsa bile, ABD’nin ve şımarık çocuğu İsrail’in BM kararlarını umursadığı yok… ** Lakin, Güvenlik Konseyinden Filistin’in elini güçlendirecek bir kararın çıkması ve bunun taşıyacağı mesaj önemli… Bu yüzden olacak ki, ‘Küre’ci Suudi Arabistan’ın soytarısı Birleşik Arap Emirlikleri harekete geçti. Ülkesinin kaynaklarını, halkının parasını Batı’ya peşkeş çekmekten başka bir işe yaramayan BAE’nin Dışişleri Bakanı Zayed, Medine’yi koruyan kahraman Osmanlı paşasına dil uzattı, Erdoğan’ı hedefe koydu. Bırakalım onlar kendi pisliklerinde debelensin… Biz, Fransız Le Monde’un bile “Ezilen Müslümanların koruyucusu” manşetini attığı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen haftaki sözlerini hatırlatalım; - Geçmişte yapıla geldiği gibi 'otur' denildiğinde otursak, 'sus' denildiğinde sussak, 'ver' denildiğinde versek, 'al' denildiğinde alsak, inanın bu saldırıların hiçbiriyle karşılaşmazdık. Ama biz şu veya bu gücün ne dediğine değil, sadece ve sadece Allah'ın ne dediğine baktık. Türk milleti olarak daha dünyaya son sözümüzü söylemedik. - Milyarlarca Müslüman olarak da son sözümüz henüz ağzımızdan çıkmadı. Her şeyin bir zamanı olduğu gibi, bu büyük inkılabın da bir zamanı vardır. - Bir yandan kendimizi güçlendirmenin, büyütmenin, o güne hazırlanmanın mücadelesini verirken, aynı zamanda her türlü haksızlığa, zulme, ahlaksızlığa karşı itirazlarımızı en yüksek perdeden dile getirmekten de geri durmuyoruz, durmayacağız. Çünkü elimizle düzeltemiyorsak dilimizle onunla da bir şey yapamıyorsak kalbimizle buğzetmenin gerektiğini biliyoruz. - Kalple buğzetmekten, dille itiraz etme seviyesine çıktık. İnşallah en kısa sürede haksızlıkları elle düzelteceğimiz günleri de göreceğiz. Bunun ilk adımlarını atmaya başladık. - Kudüs üzerinden, tüm Orta Doğu'yu, tüm Müslümanları hedef alan yeni bir saldırı başladı. İlk adımları attık, inşallah devamını da getireceğiz. Şunu iyi biliyoruz; Kudüs giderse Medine'yi koruyamayız. Medine giderse Mekke'yi koruyamayız. Mekke giderse Kâbe'yi de kaybederiz. Unutmayınız Kudüs demek İstanbul demektir, İslamabad demektir, Jakarta demektir. Medine demek, Kahire demektir, Şam demek, Bağdat demektir. Kâbe demek, tüm Müslümanlar olarak hepimizin şerefi, namusu, onuru, haysiyeti, varlık gayesi demektir. Biz bunların hiçbirinden vazgeçemeyiz. Allah'ın emrine ve ecdadın emanetine sahip çıkmak için ne gerekiyorsa bunu yapacağız. - Rabbimin lütfuyla batmayan güneşin doğuşuna inşallah az kaldı.   **************   Arakan’ı unutmayalım   Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü geçenlerde tüyler ürperten bir rapor yayınladı. Rapora göre, Budistler son bir ayda 6 bin 700 Müslüman’ı öldürdü. Bunların yüzde 69’u vurularak, yüzde 9’u yakılarak, yüzde 5’i de dövülerek işkenceyle katledildi. Öldürülenlerin 730’u 5 yaşından küçük çocuklardı. Bunların da yüzde 59’u vurularak, yüzde 15’i yakılarak, yüzde 7’si dövülerek, yüzde ikisi mayına basarak hayatını kaybetti. Lafa gelince Müslümanlığı kimseye bırakmayan ülkeler, Arakanlıların yaşadığı bu zulme kör ve sağır… Bir tek Türkiye var, mazlumların yanında duran… Bakınız, Başbakanımız Binali Yıldırım Arakanlıların yaralarını sarmak için Bangladeş’te… Dünyanın geri kalanı nerede? Vahşeti ortaya çıkmasın diye BM İnsan Hakları Raportörü'nü bile ülkeye sokmayan Myanmar hükûmeti, bu cesareti kimlerden alıyor dersiniz… Erdoğan’a karşı yapmadığını bırakmayanlardan, Arakan için tek cümle duyan var mı?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.