Seçim bitince mesele biter mi?

A -
A +
Hiç zannetmem…
Meselenin bitmesinin tek yolu vardı, onu da YSK tıkadı.
Açılan her sandıkta Binali Yıldırım’ın oylarının çalındığını göre göre, İstanbul’da bütün sandıkları yeniden saydırtmadı.
Daha doğrusu CHP istemedi, YSK da onlara uydu.
O zaman CHP’lilerden YSK’ya nasıl bir alkış, nasıl bir övgü vardı hatırlasanıza…
Ekrem İmamoğlu sırf bu yüzden “Benim YSK’ya güvenim tam” diyor ve yeniden seçim kararının alınmayacağını öngörüyordu.
YSK, üç bavul dolusu hırsızlık belgesine göz yumamayınca, bir anda tu-ka-ka oldu.
Hem on binlerce oy çalıp, hem de üstüne yatmaya meyletmişler belli ki…
             ***
Ortaya çıkacağını bile bile tarihin en organize oy hırsızlığını yapıp…
Bunlar tespit edilince sayımı engelleyip
Seçim tekrarı kararı alınınca “mağdurum” diye ortada gezinen bir partiden, 23 Haziran’da demokrat bir tutum beklemek akılcı olmaz.
Hele de kaybedince…
Oysa 31 Mart’ta da kaybetmişlerdi…
Bütün oylar sayılsa zaten Ekrem İmamoğlu o koltuğa oturamayacaktı ama, gel de bunlara anlat…
Siz tepki vereceksiniz diye AK Parti, oylarının çalınmasına göz mü yumacaktı?
Ayrıca, göz yumsa dahi, siz bunu korkaklık olarak addedip, bu defa hükûmeti yıkmak için harekete geçmeyecek miydiniz?
Hatta geçmemiş miydiniz?
             ***
Hülasa…
Demirden korkan trene binmesin.
 
 
 
***********
 
Adaylara destek durumu
 
Kandil’deki PKK elebaşlarının açıklamaları gösteriyor ki, her türlü destekleri, şartlı olarak yine Ekrem İmamoğlu’na...
FETÖ zaten açıkça gece-gündüz aralıksız Ekrem İmamoğlu’nun ardında...
Washington’un desteği, tuttuğu notlarla sabit ki Ekrem İmamoğlu’na…
Yunan’ın attığı manşetler ortada… İmamoğlu’nun yükselişi ile birlikte ağızları kulaklarında...
Avrupa Birliği dünyayı unutmuş, gözü İstanbul’da, kalbi Ekrem İmamoğlu için atmakta.
Bu taraf hayli kalabalık anlayacağınız…
             ***
Ya öbür aday…
Yani Binali Yıldırım
Halkın dışında arkasında kim var, işiteniniz var mı?
Dışarıdan bir destek varsa dahi, onlar da olsa olsa hem O’nun, hem de Cumhurbaşkanımızın muvaffakiyeti için el açan gariban Müslümanlardır…
Hepsi bu kadar…
Şimdi anlıyor musunuz, millî-manevi çizgideki bir avuç insan olarak, bizler neden beka meselesi diyoruz.
Bu tabloda tarafsız kalma tuzağına düşmek, yarın vebal olmaz mı zannediyorsunuz.
 
 
************
 
19 günde ne gördük?
 
İstanbul’da 25 yıllık koltuk hasretini dindirmeye çalışan CHP, geçici olarak büyükşehir belediye başkanlığını yürüttüğü 19 günde neler yaptı, şuraya not düşelim.
  • İl Başkanı eski TKP’li Canan Kaftancıoğlu ‘eş başkan’ fonksiyonu üstlendi.
  • Tebrik için çiçek gönderilmemesi, bunun yerine 28 Şubat ve sonrasında başörtüsü düşmanlığı ile bildiğimiz Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne yardımda bulunulması istendi.
  • CHP’li azgın azınlık TÜRGEV’in kız yurdunu basıp öğrencilere dehşeti yaşattı, seçim öncesi bolca hoşgörü dağıtan geçici başkanın umurunda bile olmadı.
  • İBB’deki bütün verilerin dışarıya kopyalanması talimatı verildi. Devletin İBB’deki gizli ve stratejik bilgilerinin sızdırılması, ayrıca Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na aykırı talimata mahkeme durdurma kararı verdi. Ancak CHP İl Başkanı, “Karar elimize ulaşmadı. Merak etmeyin, kopyalamaya devam ediyoruz” diye tweet atıp, suç işlemekle övündü. (İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU, CHP’Lİ BAŞKANA VERİ KOPYALAMA TALİMATINI FETÖ’NÜN VERDİĞİNİ AÇIKLADI)
  • Toplumsal Cinsiyet adlı eşcinsellik zırvasını belediye gündemine getiren CHP’li geçici Başkan, 37 yıldır aralıksız yapılan Dinî Yayınlar Fuarı’nı yasakladı.
  • 50 kişinin ölümünden sorumlu, hapisteki HDP-PKK’lı Selahattin Demirtaş için övgüler yağdırdı.
  • Teravih vaktine konser koyup, İngiliz müzik grubunu İstanbul’a getirme kararı aldı.
  • Maltepe mitinginde “Yurtta sulh, cihanda sulh” vurgusu yaparak, 15 Temmuz FETÖ darbecilerine selam çaktı.
  • Sandıklarda CHP lehine hırsızlık yapan sandık başkanlarından 96’sının CHP’li, 42’sinin azılı FETÖ’cü olduğu ortaya çıktı. Sandıkların yüzde 10’u açıldığında 42 bin oyun buharlaştığı tespit edilince, film bitti.
 
***********
 
Seçmen yalan istiyor!
 
31 Mart seçimleri öncesi Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) ile ilgili yazdığım yazıya şöyle tepkiler almıştım;
  • Yapması şart değil, bize umut vadeden bir şeyler söyleselerdi hiç değilse, gidip oy verecektim.
  • Reise doğru bilgi vermiyorlar bu işle ilgili. Yine de ılımlı konuşsa verecektim oyumu.
Bunun gibi nice mesajlar…
             ***
Yap ya da yapma…
Önemli değil.
Sadece vaat et…
Yani “Çok iyi yalan söyle” diyor seçmen…
Mertlik yapıp, doğruyu söyleyeni sevmiyor belli ki.
Kandırılmayı istiyor, bunu da açık açık beyan ediyor…
Birileri de bu toplumsal problemimizi maalesef çok iyi değerlendiriyor(!)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.