Herkesin tarafı belli

Ortada anlaşılmayacak bir şey kalmadı ama biz nefesimizi tüketmeye devam ediyoruz.

Çünkü her ne olursa olsun, ne görürse görsün, ufak bir yalana inanmak için hazır kıta bekleyenler var aramızda.

Şu son birkaç günün gündemine bakın…

FETÖ, PKK, CHP, HDP ve SP Almanya’da toplandı.

Katılımcılar arasında FETÖ firarileri Ergun Babahan, Can Dündar, Hayko Bağdat ve Eser Karakaş ile CHP’li Ali Şeker, HDP’li Mithat Sancar, Saadetli Cihangir İslam da vardı.

O Cihangir İslam ki, 15 Temmuz için “Batılla batılın çatışmasını izledik” diyebilen bir karakter…

FETÖ’cülerle Berlin’de kucaklaşmasından anlıyoruz ki, aslında ‘batıl’ dediği sadece 15 Temmuz şehitleri ve FETÖ’ye karşı o gece vatanı savunanlarmış.

Bu kişi hâlen Saadet Partisinin milletvekili.

Toplantıda ‘Ali’siz Alevilerin’ kalkışması sayabileceğimiz Gezi olaylarının bazı sembol isimleri de vardı, PKK’ya yardım-yataklık ve kuryelikten aranan Ferhat Tunç gibi tipler de.

Moderatörlüğü ise devletin terörle mücadelesine karşı çıkan bazı akademisyenlere vermişlerdi.

Terörün buluşmasında kılıf her zaman nedir?

Demokratik Türkiye için toplumsal sözleşme arıyorlarmış…

Yani, demokrasi kılıflı, terör örgütlerini devletin elinden nasıl kurtarırız ayağı.

CHP, SP ve HDP milletvekilleri, PKK ve FETÖ’cülerle birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı geniş bir ittifak oluşturma çağrısına katılmışlar Berlin’de.

CHP’li Şeker, yerel seçimlerde sağlanan ittifakın daha da getirilmesini istemiş.

Boşlukta kim kaldıysa artık…

Olsa olsa yeni parti kurmaya heveslenenlerdir herhâlde.

MİT’in Bayırbucak Türkmenlerine gönderdiği silahları deşifre ederek FETÖ’ye taşeronluk yapan firari Türkiye düşmanı Can Dündar geri kalır mı?

O da böyle geniş çaplı bir buluşmadan duyduğu memnuniyeti dile getirip, yeni yol haritası oluşturulmasından bahsetmiş.

Bir diğer FETÖ firarisi Babahan “Türkiye’de muhalifler Suriye’nin işgaline karşı çıkmalı” diyerek, terör örgütü PKK-YPG’nin sözcülüğünü yapmış.

Görüyorsunuz değil mi olanları?

Bunlar, biz ‘beka meselesi’ dediğimizde “Hadi canım sen de!” sulandırmasını yapanlar.

Klasik FETÖ taktiğidir bu…

Yedikleri haltı kamufle etmeyi müthiş becerirler.

Hatta kendi yaptıklarını da başkasına mal ederler.

Tıpkı “Hükûmet IMF’yi geri çağıracak” yalanında olduğu gibi…

31 Mart seçimlerinden önce olmadık tezvirat çeviren CHP’li Faik Öztrak ve İyi Partili eski MB Başkanı Durmuş Yılmaz’ın, aynı günlerde IMF ile gizlice görüştükleri ortaya çıktı.

Hazine Bakanlığından ve kamuoyundan gizli tutulan görüşmede neler konuşulduğu hâlen sır.

“Rutin işler” deyip geçiştirmeye çalışıyorlar.

Yalan da değil…

Bunlar, onlar için rutin işler.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da dün heyetin muhalefetle görüşmesinin rutin olduğu savunmasını yaptı.

Oysa IMF İcra Direktörü Raci Kaya, heyetle yapılan toplantılarda böyle bir görüşmeden bahsedilmediğini, saklı tutulan meşruiyet dışı bu toplantının, Türkiye’ye karşı farklı bir ajandanın varlığını gösterdiğini söyledi.

Haksız da sayılmaz…

Seçim öncesi neyle oy kazandılar?

Bozulan ekonomi, artan etiketlerle…

Belli ki şimdi vites büyütmüşler, hepsi yeni plan peşinde.

***

Berlin’de ve Ankara’daki iki karanlık toplantı, sadece bizim duyup görebildiklerimiz.

Kim bilir daha ne dolaplar dönüyor da haberimiz yok.

Anlattığımız şu iki örnek bile, bu ittifakın hangi tarafta olduğunu göstermeye yetmez mi?

Buna karşılık, Türkiye’nin ve Türk milletinin menfaatleri için devletimiz ne yaptı?

İçeride PKK ve FETÖ’ye yapılan operasyonları saymıyorum bile…

Türkiye, Suriye’de kalıcı çözümün anahtarı olacak yeni Anayasa komisyonu için Rusya ve İran’la mutabakat sağladı.

ABD’yi, Suriye sınırında 30 kilometre derinliğinde güvenli bölge oluşturmak için ikna etti.

Sözlerin tutulmaması durumunda başlatılacak operasyon için bütün hazırlıkları tamamladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin terör örgütü PKK/YPG’yi bu alandan temizlemek için gösterdiği kararlığı Birleşmiş Milletler kürsüsünden de ilan etti.

DEAŞ’ın bir piyon olduğunu, sınırımıza kadar sokulan bu örgütü de Türkiye’nin temizlediğini, bir zamanlar MİT tırı üzerinden ‘Türkiye DEAŞ’a yardım ediyor’ yalanını ortaya atan FETÖ ve PKK’nın ağababalarının suratına tokat gibi vurdu.

Filistin’i günden güne yutan…

Suriye sınırımızda terör örgütlerini kullanarak Büyük İsrail hedefine ulaşmak isteyen siyonistlere de “Sizin sınırınız neresi?” diye sorarak, oynamaya çalıştıkları oyunu deşifre etti.

‘Zengin doğalgaz ve petrol rezervine sahip Doğu Akdeniz’de, Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarının sonuna kadar korunacağını bilin’ mesajı verdi.

Ve elbette yeryüzündeki bütün mazlumlarının çığlığını da BM’den dünyaya iletti.

Tehditle ülkelere ayar çeken ağababalara bir kez daha “Dünya beşten büyüktür” diye haykırdı.

İşte, bir tarafta muhalif ittifakın yaptıkları, öbür tarafta devletin çabası.

Görmek isteyene tablo gayet açık ve net.

Herkesin tarafı da, istikameti de belli…

Bütün mesele, vatandaşın bunların ne kadarını görebildiği…

Özellikle de sosyal medyada yalanlarla avutulan gençliğin.

 

************

 

 

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, katıldığı televizyon programında, ittifak ortağı CHP ile terör örgütü PKK’nın siyasi ayağı HDP arasında herhangi bir ilişkinin olup olmadığını bilmediğini söylemiş.

Bu kaçamak cevap, akıllara “YPG sizce terör örgütü müdür?” sorusuna “Elimizde bu yönde bir istihbari bilgi yok” diyen CHP’li Selin Sayek Böke’yi getirdi.

CHP’nin “Her evden bir oy HDP’ye” kampanyasını cümle âlem duydu, Meral Hanım duymamış(!)

Kandil’in ve HDP’nin, CHP adaylarına destek açıklamalarından da haberi yokmuş(!)

Bak şu işe!

YPG’yi terör örgütü olarak görmediğini ilan eden, Kandil’den sık sık HDP ile ittifak yapması için çağrı alan, HDP’lilere bütün süreçte kol kanat geren Kılıçdaroğlu değil miydi?

Hiç inandırıcılığı olmasa bile, bilmediğinizi kabul edelim.

“İlişkilerini bilmediğin bir partiyle niye ittifak yaptın?” diye sormazlar mı şimdi size Meral Hanım?