ABD ve Rusya ne kazandı?

A -
A +
Barış Pınarı Harekâtı ile istediği tüm şartlara bir hafta gibi kısa sürede ulaşan ve en büyük kazanımı elde eden hiç şüphesiz Türkiye oldu.
ABD ve Rusya gibi dünyanın iki büyük devletiyle masaya oturup kazançlı kalkmak en başta Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan’ın başarısıdır.
Güvenli bölge hem güvenliğimizi temin ederek karşı karşıya bulunduğumuz riskleri ortadan kaldırdı, hem de on milyarlarca lira harcadığımız göçmen probleminden kurtuluşun yolunu açtı.
İstikrar ve güvenliğin sağlamlaşmasının sonucu olarak yabancı yatırımlar artacak, Türkiye ekonomisi çok hızlı bir şekilde sıçramaya geçecek.
Bundan sonra temel meselemiz, doğu Akdeniz’deki kazanımlarımız olacaktır ki, gerek ABD, gerek Rusya ile benzer bir sonucu orada da alabileceğimizi görmüş olduk.
 
***
Fırat’ın doğusu için yıllardır beklemede kalan güvenli bölge meselesinin bu kadar hızlı çözülmesi, bu sonucu hiç beklemeyen Avrupa kadar içimizdeki Türkiye muhaliflerini de şaşkına uğrattı.
ABD ve Rusya’nın buradan ne kazandığını anlamaya çalışıyorlar.
Haklı oldukları tek nokta şu ki, kimse masadan hiçbir şey almadan kalkmaz.
E o zaman onlara da yardımcı olalım.
Gördüğümüz şudur;
  • Amerika Birleşik Devletleri, Rusya’ya karşı Türkiye’yi tamamen kaybetmek istemedi, ilişkileri yumuşatmayı tercih etti.
  • Bugünkü şartlarda ‘olmayacak bir hayal’ için bastırdığını, bir türlü laf anlamayan İsrail’in de görmesini sağladı.
  • Büyük paralar harcadığı, en az kırk yıldır yatırım yaptığı terör örgütünü korudu, imhasını önledi.
  • On binlerce paralı teröristini, başta İran ve Irak olmak üzere, yeni stratejiler için kullanma imkânını elinde tuttu.
  • Bugün yapamadığını, ‘Gün olur, devran döner’ mantığıyla beklemeye aldı.
  • Bölgenin tamamını eline geçiremiyorsa da, tümünden vazgeçmeme stratejisi izledi.
  • Suriye’de çöreklendiği petrol ve doğalgaz yataklarını, en azından Türkiye’ye karşı yazılı mutabakatla güvenceye aldı.
  • Suriye’den sonra doğu Akdeniz’de kopması beklenen fırtınada nasıl bir strateji izleyeceğinin ipuçlarını verdi.
***
  • Rusya da ABD’ye karşı Türkiye’yi kendine daha fazla yaklaştırma stratejisi yürüttü.
  • “Kiminle anlaşırsan anlaş, bölgede son sözü ben söylerim. Birlikte uyumlu çalışırsak daha sağlıklı sonuca ulaşırız” mesajı verdi.
  • İkircikli açıklamalardan kaçındı, daha samimi, güvenilir ve düzeyli bir müttefik görüntüsü çizdi.
  • En başından beri yanında durduğu Esad rejimini satmadan Türkiye ile ortak yol bulabileceğini gösterdi.
  • “Türkler buradan çıkmaz” endişesini gidermeye yönelik önlemler aldı.
  • Adana Mutabakatı’na dayalı güvenlik haklarımızı temin ederken inisiyatifi elinden bırakmadı, koridorun bir bölümüne hem kendisi girdi, hem de rejimi soktu.
  • ABD’nin ‘çekilme’ stratejisinin tersini yaptı, ‘gidici değil, kalıcıyım’ mesajı verdi.
  • Türkiye ile Esad rejiminin irtibatını artıracak hamleler yaptı.
  • Bölgeyi zamanı geldikçe yabancı güçlerden arındıracağını, Suriye’nin parçalanmasına karşı Türkiye ile ortak mücadele verileceğini deklare etti.
  • Günlük 300 bin varil petrol çıkaran Kamışlı’daki tesisleri, Esad rejimi üzerinden elinde tuttu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.