“Kan dökmeden değiştiremezsiniz”

A -
A +
 
11 Mayıs 2016…
Kemal Kılıçdaroğlu TOBB Genel Kurulu’nda konuştu.
Gündeminde başkanlık sistemi ve anayasa değişikliği vardı.
“Kan dökmeden başkanlık sistemini getiremezsiniz” dedi.
O kan döküldü!...
Hem de iki ay sonra.
FETÖ’nün 15 Temmuz ihanetinde 251 şehit verdik.
Kılıçdaroğlu AK Parti’yi hedefe koyarken gerçekte tam aksi cereyan etmiş, o gece Erdoğan ve AK Partililer namlunun ucuna konmuştu.
Serencama bakınca, Kılıçdaroğlu sanki olacakları biliyordu.
İhanet gecesi Atatürk Havalimanı’nı saran darbecilerin kendisine hiç dokunmadan yol açması aradaki ittifakı gözler önüne serdi.
Nitekim, 15 Temmuz ihanetini gerçekleştirenleri “kontrollü darbe” yalanıyla kurtarmaya girişmesi de bu seyri doğrular nitelikteydi.
Peki bunlar görüldü de n’oldu?
Hiç…
Herkese dokunulur ama, siyasete dokunulmazdı.
Herhâlde mağdur edebiyatı yapıp bundan faydalanmasın diye konunun hiç üzerine gidilmedi.
Pek çok kuşku öylece havada kaldı.
             ***
Bu büyük ihanet, köklü değişimin kapısını araladı.
15 Temmuz’un arkasındaki ülkeler engellemek için çok uğraştıysa da olmadı.
16 Nisan 2017 referandumu ile çürük parlamenter sistem terk edildi, bütün gücü seçmene ve seçmenin seçtiğine veren başkanlık sistemi kabul edildi.
Sonra peş peşe karşı ataklar geldi.
Teknoloji hamleleri ile savunma sanayii şaha kalktı.
Türkiye, etrafında oynanan ve ölüm-kalım mücadelesi sayılabilecek bütün oyunları, kendi imkânları ile lehine çevirdi.
Şu son dört yılda Suriye’de, Kuzey Irak’ta, Ege’de, Akdeniz’de, Libya’da, Dağlık Karabağ’da olanlar az şey miydi?
Acı olan, bu millî meselelerin tamamında CHP’nin karşı safta duruş göstermesiydi.
             ***
Laf cambazlıklarına bakmayın onların…
Bir yılı aşkın süredir HDP önünde evlatlarını kurtarmak için nöbet tutan annelere bakın, kimin hangi safta yer aldığını görürsünüz zaten.
Bir tek CHP’linin o analara desteğe gittiğini işittiniz mi?
Peki ya müttefiklerinin!...
Bu kadarla kalsalar iyi, meğer daha derin çalışmaları varmış efendilerin!
Ara ara ağızlarında yeni anayasa çalışması yuvarlıyorlardı, biz de bunlar sadece parlamenter sisteme dönüş hesabı yapıyor zannediyorduk.
İYİ Parti kurucusu Ümit Özdağ çalışmayı deşifre edince öğrendik ki, bunlar parlamenter sistemin çok ötesinde bir hazırlığa girişmiş.
Batı ve İsrail’in maşa olarak kullandığı PKK terör örgütünün kırk yıldır silahla yapamadığını masa başında vadetmişler!
-Ki, içinde Türkiye’yi 20-25 bölgeye ayırıp özerkliğin, federatif sistemin yolunu açmak da var…
Din dersini kaldırıp, ahlaksızlığı anayasal güvenceye almak da(!)
Düşünebiliyor musunuz; dindar görünen Saadet, milliyetçi bilinen İYİ Parti de bu çalışmanın içinde.
             ***
Şimdi soralım; CHP, İYİ Parti, Saadet gibi partiler böyle bir anayasa değişikliğini niye ister?
Hatta, parlamenter sistemi de katın içine…
Başkanlık sistemi sonrası kurdukları ittifakla iktidar olma umutları artmışken, niye bu sistemi değiştirmek istiyorlar?
Özerklik, federatif yapı gibi tehlikeli açılımları kendi iradeleriyle mi talep ediyorlar?
Yoksa ‘uzlaştıkları’ bu maddeler dışarıdan mı dayatılıyor?
Hangisi sizce?
             ***
İşte böylesine büyük bir skandal ortaya çıktı ama ‘profesyonellik’ yine devreye girdi.
Gündem değiştirme amaçlı birkaç denemeden sonra CHP’li Barış Yarkadaş’ın, partisindeki taciz-tecavüz skandallarını patlatması işe yaradı(!)
Şimdi yeni yeni gündemler oluşturarak bunun hasarını tamir etmeye çabalıyorlar.
Geçen sene tek tek cevabını verdiğimiz tank paleti fabrikası gibi yalanlar da işte bu yüzden tekrar ısıtıldı.
Aslında turpun büyüğü heybedeymiş!
CIA maşası FETÖ, yeni ABD Başkanı Biden’ın arzuladığı şekilde ‘muhalefeti güçlendirecek’ suikast planı bile kurgulamış ama onu da Fuat Uğur bozdu.
             ***
Diyeceğim o ki, her ne yaparlarsa yapsınlar, hazırladıkları o anayasa taslağını unutmayalım, unutturmayalım.
Nihayetinde bütün çabaları, yazdıkları o hedeflere ulaşmak içindir…
Bunun içinde parlamenter sisteme dönüş de vardır…
Türkiye’yi bölmek de.
“Kanlı mı yaparlar, kansız mı?” derseniz…
PKK/HDP’nin içinde yer aldığı her plana kan bulaşmıştır zaten.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.