Bakalım ne önerecekler?

A -
A +
İki yıldır Başkanlık sistemini yerden yere vuruyor, “iyileştirilmiş”, “güçlendirilmiş” parlamenter sistemden bahsediyorlar.
“İyileştirilmiş” diyen tahmin edileceği gibi İyi Parti.
Süslü lafları anladık da, yapacakları nedir?
Zor bela kurtulduğumuz parlamenter sisteme dönüş için vadettikleri ‘müthiş kazanım’ ne olacaktır?
Çok kalmadı, göreceğiz.
             ***
Parti yönetiminin hazırladığı taslak metin, birkaç gün önce milletvekillerinin görüşüne sunulmuş.
Şubatın ortasına kadar kamuoyuna açıklayacaklarmış.
Nihayet ağızlarında çiğnedikleri ‘iyileştirme’nin ne olduğunu detaylarıyla dinleyebileceğiz.
Partinin Hukuk Politikaları Başkanı Bahadır Erdem, bazı ipuçları vermiş.
Seçim barajının düşürülmesi onlardan biri ki, konu zaten AK Parti’nin de gündeminde.
Yani bunun için parlamenter sisteme dönmeyi gerektiren durum yok.
Bahsettiği bir diğer konu; Meclis’in güçlendirilmesi…
Bu da izaha muhtaç!
Mesela bugünkü sistemde Meclis’te neyi yapamıyorsunuz, önerdiğiniz değişiklikle neleri yapabilmeyi öngörüyorsunuz?
Hükûmet düşürecek kanalları yeniden açmak olabilir mi ağzınızdaki bakla?
Bekleyip, anlayacağız.
             ***
Başka notlar da vermiş Erdem…
Şöyle diyor;
“Cumhurbaşkanı ya da başbakanın nasıl bir devlette idari yönetim sistemine ihtiyacı olduğu üzerinden gitmiyoruz.
Bizim için cumhurbaşkanının halk veya Meclis tarafından seçilmesi önemli değil.
Önemli olan tarafsız, iyileştirilmiş parlamenter sistemin ilkeleriyle donatılmış görev ve yetkilere sahip bir cumhurbaşkanı olması.
Tarafsız bir cumhurbaşkanının bir kereden fazla görev yapmasına gerek yok.”
             ***
Belli ki zihinler bulanık.
“Cumhurbaşkanı ya da başbakanın nasıl bir devlette idari yönetim sistemine ihtiyacı olduğu üzerinden gitmiyoruz” ne demek?
Parlamenter sistem önerecekseniz, asıl çözülmesi gereken yer bu değil mi?
Zaten en büyük sıkıntımız Cumhurbaşkanı ile başbakan arasında oluşan idari yönetim krizi değil miydi?
Hele hele “Bizim için cumhurbaşkanının halk veya Meclis tarafından seçilmesi önemli değil” demek kadar saçma bir şey olabilir mi?
Türkiye yıllarca bu tartışmayı yapıp, ikisini de test etmedi mi?
Şayet sizin ‘gereksiz teferruat’ gibi bahsettiğiniz şekilde, yani halkın oyu ile de seçilebilecek ise bir cumhurbaşkanının, devletin en tepesinde bostan korkuluğu gibi durması beklenebilir mi?
             ***
Efendim, önemli olan cumhurbaşkanının bunların daralttığı görev ve yetkilerle sınırlı kalmasıymış…
Zaten tarafsız olacağı için bir kereden fazla görev yapmasına da gerek yokmuş!
Bahsettikleri tarif, Ahmet Necdet Sezer…
Peki o tarafsız mıydı?
Kendisini o koltuğa oturtan Bülent Ecevit’e bile neler yapmış, ülkeyi bir gecede çökerten 2001’deki büyük ekonomik kriz onun fırlattığı anayasa kitapçığıyla patlamamış mıydı?
Onun kadar bile yetkisi olmayacağını düşünelim…
O zaman cumhurbaşkanına niye ihtiyaç var?
             ***
“Bir dönemden fazla görev yapmasına gerek yok” diye çizdikleri düşük profilli cumhurbaşkanı bile Türkiye’ye ne büyük siyasi ve ekonomik krizler yaşattı.
Şu kadarcık ipucundan bile anlıyoruz ki, bunlar bal gibi eski Türkiye’yi getirme çabasında.
Millet sandığa gidip oy verecek, fakat ülkeyi halkın seçtiği kişi değil, Meclis’te dönen dümenlerin neticesi yönetecek.
Yani güç halktan tekrar alınacak, karanlık mahfillerin eline verilecek.
Sonra gelsin üç aylık koalisyonlar, krizler..
Janjanlı laflarla süsledikleri, allayıp pulladıkları sistem, 70 yıla yakın tecrübe ettiğimiz ‘eskiye dönüş’tür.
Gerisi sadece laf-ı güzaf.
 
 
****************
 
Fıkra
 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "SGK'nın tarihçesini baştan sona inceleyiniz.
Eski bir SGK başkanı olarak istiyorum.
Benim orada verdiğim mücadeleler tarihin yazdığı not defterinde duruyor” demiş.
Fıkra bu kadar!
             ***
Fıkra komik olmasına komik de, bir o kadar da trajik…
Toplumun aklıyla alay eden bir tarafı var çünkü.
İncelemeye, araştırmaya falan da gerek yok, hepsi hafızamızda kayıtlı.
SSK’nın gırtlağına kadar yolsuzluğa gömüldüğü, vatandaşın hastane kapılarında süründüğü, terör yandaşlarının kadroya alındığı dönemin başaktörlerinden biridir kendisi.
Ve şu memlekette AK Parti öncesini görmüş kimi kolundan tutarsanız tutun, “Bu hükûmetin yaptığı en iyi şey nedir?” diye sorun…
Eminim verecekleri cevap “Sağlık sisteminin iyileştirilmesi ve hastanelerin modernleştirilmesi” olacaktır.
Biz bu komik adama daha ne diyelim ki!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.