HDP ve KDP pulları ne iş?

A -
A +
Tuhaf işler oldu. Biri eski, dört HDP'li vekilin, cezaevlerindeki teröristlere TBMM bütçesinden yüklü miktarda pul gönderdiği ortaya çıktı. Önce kimse anlam veremedi. TBMM Başkanı Mustafa Şentop, bunun, mektup kampanyaları düzenleme amaçlı olduğunu söyledi ama detay vermedi. Belki, eldeki bilgi bu kadardı. Nasıl bir kampanya yapacaklardı, mektupları kime yazacaklardı ve ne diyeceklerdi, orası havada kaldı. *** Sonra, bir pul skandalı daha patladı. KDP yönetimindeki Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, Papa ziyaretinin verdiği sarhoşlukla hatıra pulu bastırdı. Şu cesarete bakın ki; pula, Türkiye'nin doğu ve güneydoğusundan bir bölgeyi de içine alan harita yerleştirilmişti. Türkiye gerekli cevabı verince, Barzani yönetimi kıvırdı! Lakin akıllarda şu soru cevapsız kaldı; Peş peşe gelen bu pul skandalları bir mesajın parçaları mıydı? Paranoyaklık olarak da görebilirsiniz ama, savcılar bu işin altını araştırmalı. Neticede 'sinsi' hesabı olanlar böyle çalışır. FETÖ teröristleri 1 dolarları ne için kullanmıştı?
  Yeni CHP daha iyiymiş!   Muharrem İnce kılıcı çekince içeride ikna çabaları arttı. Tabanı tutmak için yeni argümanlar üretiyorlar. Eski-yeni CHP ayrımını AK Partililer yapıyormuş, ‘yasakçı’ eski CHP’yi övüp, ‘özgürlükçü’ yeni CHP’yi yeriyorlarmış… Rahatsızlıklarının sebebi de başörtüsü gibi konuların üzerinde artık tepinememeleriymiş! Duyan da zanneder ki başörtü meselesini AK Parti ve MHP değil de, CHP çözmüş. *** İşte bu bakış, CHP’nin özetidir. Hesaplarının asla insanın derdini çözmekle ilgili değil, rant üzerine kurulu olduğunun delilidir. Bu mantıktan gidersek… AK Parti başörtü meselesini çözerek kendi kalesine gol atmış. Hazır üzerinde tepinecekken, CHP’ye rağmen niye çözmüş ki! *** Yine bu yoldan devam edersek… AK Parti, terör örgütü PKK’yı tamamen bitirince elindeki bir argümanı daha kaybetmiş olacak. Hazır CHP’yi buradan vuruyorken, niye bitiriyor ki? Aynı şekilde, FETÖ’ye savaş açarak da CHP’yi güçlendiriyor olmuş aslında… Öyle ya, “Dersaneleri kapat” deyince devlete meydan okumaya kalkışan FETÖ’ye de teslim olmayıp, aynı şekilde CHP’nin işine yarayacak hamle yapmış. Yeni CHP de; hem HDP’yi, hem FETÖ’yü ‘özgürlük’ için havada kapmış! Siz buna bir de Erdoğan’ı kenara çekemeyince partiyi terk eden Gül, Davutoğlu, Babacan gibi isimleri ekleyin… Oh, mis! Ve bu CHP’yi AK Partililer kıskanıyor, eskisinin özlemini duyuyor öyle mi? *** Şahsen CHP’nin ne yenisini, ne eskisini öven bir AK Partili henüz tanımadım. Sadece “Deniz Baykal, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan daha millî ve yerli biriydi” diyeni duydum, -ki bunda da haksız sayılmazlar. Bu kadarcık umudu Muharrem İnce için de beklerim. Ama hepsi bu kadar. Ne yenisinin, ne de eskisinin… CHP’nin, milletin inancına karşı tavrından sapacağını asla düşünmem. İdeolojik varlık sebebini ortadan kaldırmış olur çünkü. Peki, Kemal Kılıçdaroğlu bu ideolojiyi bitirmeyi hedefliyor olabilir mi? Unuttuysanız, 7 Haziran 2015 seçimlerinde koalisyon ortağı olma umudu yeşerince ne dediğini hatırlatayım;
  • İktidara gelir gelmez ilk işimiz, hem de en kısa zamanda Türkiye’yi yeniden eski kodlarına döndürmek olacaktır. En kısa zamanda…”
  ***************   Sistem arızası   Ha bugün açıklayacağız, ha yarın… İki seneyi geçti. Biz de bekleye bekleye bitap düştük birader. Son umudumuz şubattaydı, o da tırt oldu. Anlamışsınızdır mevzuyu… *** Muhalefetin ‘güçlendirilmiş’, ‘iyileştirilmiş’ parlamenter sisteminden bahsediyoruz. Koro hâlinde bir başlık bu kadar vadedilir de, içeriğine dair tek kelime edilemez mi yahu! HDP ile günlerce gizli gizli toplanıp, Türkiye’yi 25’e bölecek anayasa hazırlığı bile yapıp da… “Başkanlık çok kötü. Biz iktidara gelirsek şu sistemi getireceğiz” diyenler bunca vakittir ortaya bir şey koyamaz mı? Koyamıyorlar… *** Çünkü vadettiklerinin milletin hafızasında ne anlam ifade ettiğini biliyorlar. Başkanlık sisteminin iki-üç yıl gibi kısa sürede Türkiye’nin yönetimini nasıl sağlamlaştırdığını, nasıl hızlandırdığını ve nasıl etkili sonuçlar getirdiğini onlar da görüyorlar. Koronavirüs salgını gibi dünyayı çökerten süreçten dahi sağlık sistemimizin ve ekonomimizin başarılı şekilde geçmiş olması, halkı ikna umutlarını zayıflatıyor. Bu da yetmezmiş gibi, aynı dönemde aya çıkmaktan bahsedip, rüya gibi teknoloji hamlelerinin vatandaş nezdindeki itibarını fark edince daha da karalar bağlıyorlar. “Başkanlık” millete hep güzel ufuklar çiziyor ve önlerine somut neticeler koyuyor. Bu atılımları çamur atarak itibarsızlaştırmaya çalışan “eskiciler” ise sadece kendi içlerinde yedikleri herzelerle konuşuluyor. İşte, arıza verdikleri yer burası. Kırım kırım kıvranmaları bu yüzden. Ne diyecekler de bu ortamda milleti henüz hafızasında diri olan arızalı ‘eski sisteme’ ikna edecekler? “90’lar bugünden daha iyiydi” gibi yalanları bile denemeleri de aynı sebeple ama, tutmuyor. Hele üfleye üfleye şişirdikleri balonu ortaya çıkarsınlar… Siz asıl o zaman dinleyin gümbürtüyü.   ***************   BİrDEN değişir her şey   “Trump gitti, Biden seçildi, Türkiye hapı yuttu” diyenler vardı. Bizdeki muhalifler de az sevindirik olmadı hani! Seçimden önce “Artık darbe yapmak yok, muhalifleri destekleyeceğiz” sözünden umutlanmışlardı belli ki. ‘Çakma İngilizce’ videolar bile çektiler ki, şirin görünsünler. Evet, bir şeyler değişti. ABD; Suriye ve Irak’a geri döndü. Terör örgütü PKK’ya, sınır hattımız boyunca kukla devlet kurdurmak için destek arttı. Papa’nın Irak ziyareti de bu coğrafyayı parçalama planlarının ilk işaretlerini verdi. Kürt bölgesel yönetimi, pulla niyeti açık etti. Lakin, değişen başka şeyler de oldu. *** Türkiye ve Mısır arasında Libya geriliminde artan diyaloğun, Doğu Akdeniz’de yeni bir iş birliğine dönüşme ihtimali arttı. Öbür taraftan İsrail, Doğu Akdeniz’den çıkardığı gazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya sevk etme konusunda masada. Trump döneminde Türkiye’ye karşı büyük düşmanlık besleyen Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emîrlikleri ile de ilişkiler yumuşayacak görünüyor. Bu gelişmeler Yunanistan’ı hop oturtup, hop kaldırıyor. Ülkeler arası ilişkilerin bir iyi, bir kötü olduğu bir dünyada bunlar normal. Gün gelir, birden değişir her şey. Yeter ki siz başkalarına yem olacak kadar zayıf düşmeyin. Sınırımızdaki bütün hesaplar, gün gelir tersine döner.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.