Büyük karar yılı; 2023

A -
A +
Yıl 1983.
Darbe sonrası Turgut Özal’ın, onun liderliğinde kurulan ANAP’ın sekiz yıllık kesintisiz iktidarı. Özal’a suikast girişimi ve aralıksız tehditlere rağmen, Türkiye’nin, Adnan Menderes’ten sonra en büyük sıçramayı yapabildiği, buna karşın FETÖ ve PKK gibi yeni belaların üzerimize salındığı dönem. Hatırlatayım; ANAP iktidarının bitişindeki seçimde (1991), o günün CHP’si olan Erdal İnönü liderliğindeki SHP, PKK’nın siyasi kolunu Meclis’e taşımıştı (!) *** Sene 1993. Cumhurbaşkanlığına çıkarak canını kurtarmaya çalışan Özal’ın şüphe ve skandallarla dolu vefatı. Yazmıştım; özellikle 1993, hemen her günü bir kaosun patladığı, Türkiye’nin en karanlık yılı. Yıl dönümünde olduğumuz Madımak ve Başbağlar katliamları gibi! (Okumak isteyen bu linkten detayına bakabilir; https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/yucel-koc/615236.aspx ) *** Ve 2003. Kasım 2002’de partisi tek başına iktidar seçilmesine rağmen siyasi yasağı sebebiyle milletvekili seçilemeyen Recep Tayyip Erdoğan’ın, Siirt’te yapılan ara seçimle önce milletvekilliğine, ardından Başbakanlık koltuğuna oturduğu yıl. Darbe tehditleri, parti kapatma davalarına rağmen, Türkiye’nin neredeyse son yüzyılına bedel kalkınmanın başladığı dönem.   *** 2013. Türkiye’nin IMF’den kurtulduğu, PKK’ya silah bıraktırmak için önce silahlı mücadele, akabinde diyalog yoluyla çözüm aradığı, FETÖ’ye “dershanelerini kapat, devlete tehdit olmaktan vazgeç” dediği, köprü-havalimanı gibi en büyük yatırımlarına start verdiği, savunma sanayiinde ambargoları millî çözümlerle aşmaya hız verdiği dönem. Buna karşılık, Türkiye düşmanlarının piyonlarını harekete geçirdiği, önce Gezi, sonra 17/25 Aralık kalkışmalarının yaşandığı yıl. *** Arada kaynadı… Baykalsız CHP,Bahçelisiz MHP,Yazıcıoğlusuz BBP,Erbakan misyonundan uzak Saadet,Erdoğansız AK Parti projesi de bu döneme rastlamaktaydı. Hangilerini başarabildiler, hangilerini başaramadılar, gözlerimizle şahit olduk. Şimdi 2023 geldi-çattı. *** İki hafta sonra, 15 Temmuz işgal girişiminin yedinci yılında, sivil, asker, polis 251 şehidimizi rahmetle yâd edeceğiz. Bakın darbe demiyorum, “işgal” diyorum, çünkü öyleydi. Bu pervasızlığı gördükleri için Devlet Bahçeli, Mustafa Destici ve hatta Doğu Perinçek millî çizgide, Erdoğan’ın yanında yer aldı.   İşte son 10 senedir Erdoğan’ın sıkı biçimde hazırlandığı 2023 seçimlerine ise artık bir seneden az zaman kaldı. Dikkat ettiyseniz, Erdoğan da on yıldır hep 2023 vurgusu yapmaktaydı. Buraya kadar, 2023’ten geriye, her on senede olan hadiseleri anlattık, şimdi 2023’te milletimizin vereceği kararın ehemmiyetine odaklanalım. *** Önce dünyada ve etrafımızda olanlara bakalım. Arap Baharı ve en son Suriye’de çıkan iç savaş tesadüf değildi. Bu ülkelerin tamamının –zengin hidrokarbon kaynaklarının tespit edildiği- Akdeniz’e kıyısı vardı! Irak, Suriye ve Türkiye’nin bir bölümündeki karışıklığın, İsrail’in arz-ı mevud emelleriyle bağlantısı da artık sır değil… Lakin Türkiye önce kendi sınırları içerisinde doğu ve güneydoğudaki özerklik kalkışmasının, ardından Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’deki planların önünü kesti. Tabii “şimdilik”.   Doğu Akdeniz ve Ege’de tehditlere boyun eğmeyeceğini cümle âleme gösterdi. Buna karşılık ABD üç koldan Türkiye’nin etrafında “üs”lendi! Şu çok açık ki, onlar da hazırlıklarını tamamladı, 2023’ü beklemekte. Darbe, işgal, ne varsa denediler, ekonomi üzerinden son kozlarını oynuyorlar. Cebine dokunulan vatandaşın düşmanının ABD değil, mevcut iktidar olacağını düşünüyorlar ve amaçlarına bu yolla ulaşmayı bekliyorlar.   Bu esnada önceliği Rusya’ya verdiler, adım adım 3. Dünya Savaşı’na giden yolun taşlarını döşüyorlar. Bir diğer hedeflerinin Çin olduğunu da artık gizleme ihtiyacı duymuyorlar. Tehdidin ne denli büyük olduğunun farkındayızdır umarım. *** Peki Erdoğan ne yapıyor? Savaş ve doğrudan işgal girişimi de dâhil, bütün planlara karşı tam gaz hazırlık yapıyor. Türk Devletleri Teşkilatına öncülük ederek, yepyeni bir dönemin yol haritasını çiziyor. Geçtiğimiz sonbahar, ekonomide yeni rota çizerek, sıcak paraya, dolara bağımlılıktan kurtulmanın mücadelesine start verdi. Elbette bunun bedeli var ama daha fazla üretimle ve vatandaşa daha fazla destekle süreci adım adım selamete çıkarmaya gayret ediyor.   Bir taraftan Rusya, öbür taraftan NATO ile dengeli bir siyaset yürüterek, küresel krizden Türkiye’yi güçlenmiş biçimde çıkarmaya çabalıyor. Bakın, Türkiye ihracatta üst üste rekorlar kırıyor. Büyümede de aynı şekilde.   Batı ülkeleri panik içinde ne yapacağını düşünürken, Erdoğan en büyük girdi kalemlerimiz olan enerji ve savunma harcamalarından ülkemizi kurtarmak için hamle üstüne hamle yapıyor. Diplomaside tarih yazılıyor; NATO toplantısında İsveç ve Finlandiya için ön şartlarını kabul ettirirken, dünyanın içine düştüğü gıda krizini çözmek için de Rusya ile uzlaşıp, tahıl gemilerine yol açtırıyor. Diyeceksiniz ki; Batı ikiyüzlü, sözünden döner… Bunu biz bile biliyoruz da, Erdoğan bilmiyor mu? Bekleyin, görün sonunu. *** Ekonomi demişken, geçenlerde kabul edilen İstanbul Finans Merkezi Kanunu’na da dikkatinizi çekmek isterim. İFM nihayet bitti ve büyük avantajlar sunarak faaliyete geçiyor. Öncesinde Birleşik Arap Emîrlikleri ve Suudi Arabistan’la ilişkilerin gelişmesi tesadüf değil.   ABD ve İngiltere’de Arapların batan trilyonlarca doları var ve en fazla 50 yıl sonra petrol geliri olmayacağını hesaplayan bu ülkeler artık paralarına güvenli bir liman arıyor. İstanbul için İslami finansın merkezi olacağı yıllardır duyduğumuz bir plandı. Dünyada İslami finans için telaffuz edilen rakam ise 3 trilyon dolar. Ne kadarı gelir bilmem ama bakınız Erdoğan hangi büyük hesapları kovalıyor! *** Enerjiyse enerji… Sanayiyse sanayi… Büyümeyse büyüme… Bağımsızlıkla bağımsızlık… Diplomasiyle diplomasi… Savunmaysa savunma… 2023 için birilerinin hesabı ne kadar büyükse, Türkiye’nin ve Erdoğan’ın da hesapları o denli büyük. Bunca şeyden sonra, sırf bugünlerde biraz ekonomik sıkıntı yaşıyoruz diye “Para için ülkenizi satar mısınız?” diye sormayacağım, çünkü ekonomik refah için de bu saydıklarımı yapacak birinin işbaşında olması şart. 20 yıldır bu ülke için ne yaptığını bildiğiniz birine karşı “6’lı maşa”yı tercih edip etmemek de sizin bileceğiniz iş elbet.   ***** İzninizle   Yıllık iznimin bir bölümünü kullanacağım için yazılarıma bir süreliğine ara veriyorum. Tatil dönüşü daha zinde bir şekilde buluşmak ümidiyle…  
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.