Yaşasın demokrasi!

A -
A +

Türkiye bu pazar günü genel mahallî seçimleri gerçekleştirecek. Sandığa giden seçmenler ilçe ve il belediye başkanlıkları ile belediye meclisi üyelikleri için oy kullanacak. Böylece önümüzdeki beş yıl için mahallî idarelerin yöneticileri belirlenecek.

 

Her zaman söylediğim gibi, seçimler demokrasinin en önemli parçasıdır. Çoğulcu, rekabetçi ve eşit seçimler olmadan demokrasi var olamaz. Seçimler demokrasinin diğer unsurlarının da bulunduğunun ve işlediğinin işareti olarak görülebilir. Her seçim hem bir sonuç hem de yeni bir başlangıçtır. Seçimleri kaybedenler bir dahaki seçimler için yavaş yavaş hazırlanmaya; kazananlar ise vaatlerini hayata aktarmak ve olağan işleri yürütmek için çalışmaya başlar. Seçimler aynı zamanda bir tür demokrasi şölenidir. Ufak tefek sorunlar ve çatışmalar yaşansa da neşeli ve eğlenceli bir döneme denk gelir.

 

Türkiye, tekrar tekrar vurgulamakta fayda var, seçim yapmakta gayet başarılı. Muhtemelen bu bakımdan en iyiler arasında. O kadar ki bütün dünyada örnek ve ders alınması gereken ülkeler arasında en başlarda geliyor. Türkiye seçim yapmada mesela ABD’den çok daha başarılı. Bunun ana sebebi Türkiye’deki seçim sisteminin ABD’deki seçim sisteminden daha iyi olması.

 

Seçimlerin genel değil mahallî olması bazı muhalefet çevrelerinin her seçim öncesinde daha ziyade bir taktik olarak dile getirdiği ve ister istemez bir ölçüde de olsa rahatsızlığa neden olan usulsüzlük iddialarının pek dillendirilmemesini sağladı. Bu da gayet iyi bir gelişme. Türkiye’de seçimlerde sonuçları değiştirecek çapta bir hile yapmak hemen hemen imkânsız.

 

Bu seçimlerin dikkat çekici bazı özellikleri var. İlki seçimlerin mahallî olmasına rağmen bazı partilerin sanki genel milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimi yapılıyormuş gibi bir propaganda kampanyası yürütmesi. Seçimler parlamentoda ve başkanlık makamında bir değişiklik yapmayacak. İkincisi, seçim kampanyalarında vaatlerin abartılması. Özellikle AK Parti ve CHP’nin bazı adaylarının -hassaten Ankara ve İstanbul adaylarının- çok abartılı vaatlerde bulunduğu söylenebilir. O kadar ki bu yüzden âdeta genel seçim yapılıyormuş havası doğdu. Elbette seçim kazanma arzusu anlaşılır; siyasetçinin bu amaçla hareket etmesi de. Ancak, neredeyse herkese veya çoğu insana birçok şeyi bedava temin etme vaatleri hem yanlış hem de demokrasiyi yozlaştırıcı bir tutum. Belediyelerden beklenen vatandaşların tüm hayatına müdahil olması değil mahallî hizmetleri etkili şekilde yerine getirmesi. Ayrıca, hayatta hiçbir şey bedava değildir. Sadece hizmetlerden -ve mallardan- yararlananların mı yoksa başkalarının mı ödemeyi yapacağı tartışılabilir. Örneğin belediyelerin insanları bedava taşımak yerine daha etkili ve daha ucuza taşıması tercih edilir…

 

Seçimlerin muazzam bir çoğulluğu yansıttığı ve yaşattığı söylenebilir. Irkçı faşist partilerden arkaik sosyalist ve komünist partilere, İslamist partilerden geleneksel dindarların toparlandığı partilere, merkez sağdan merkez sola kadar çok geniş bir yelpazede hemen her siyasi çizgi seçime girme ve kampanya yürütme imkânı buldu. Bu da muhteşem bir şey. Türkiye’nin ne kadar çoğulcu bir siyasete sahne olduğunun ve demokrasinin genel kuralarının ne kadar etkili şekilde işlediğinin çok iyi bir göstergesi. Bu durum özellikle yurt dışında yürütülen Türkiye’nin demokrasiden uzaklaştığı iddialarını da önemli ölçüde boşa düşürmekte. Bu çapta ve zenginlikte bir çoğulluk çok az yerde karşımıza çıkar.

 

Seçimlerde kimin kazandığı seçimlerin düzgün yapılmasına nispetle daima ikinci plandadır. Türkiye’nin sağlıklı ve sakin bir seçim günü geçirmesini bütün kalbimle temenni ediyor ve yaşasın demokrasi diyorum!

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Yalınız Efe31 Mart 2024 12:51

Sağlık, eğitim, ulaşım, elektrik,su, doğalgaz, konut, gıda ve yakıt ücretsiz olmalı.